Türkleri nasıl arkadan vurduk?
Türkleri nasıl arkadan vurduk?
İDRİS GÜNAYDIN
Bundan önce yazdığım “Arapları nasıl arkadan vurduk?” makaleme gelen yorumlarda neyi kast ettiğim anlaşılmamış olacak ki çalakalem döktürmüşler. Olsun. “İmali fikir” her zaman iyidir.
Ben o makalemde Yavuz Sultan Selim’in Ridaniye Savaşındaki taktiğini savaş mantığı içinde anlatmıştım. Gereken de oydu. Harp hiledir.
Makaledeki “arkadan vurma” kastı, puştluk anlamındadır. Lakin o makalemde Türklerin Arapları aslında puştluk anlamında arkadan vurmadığını, gönüllerini alarak o toprakları fethettiğini; Şerif Hüseyin’in ise bir aşiret reisi olarak bir isyan başlattığını, buna benzer olayların her millette görülebileceğini yazmıştım.
Lakin ben olayın bir başka yönüne değinmeyi unutmuştum.
Yıldırım Bahadır isimli bir okuyucum tam da benim değinmediğim fakat değinmemin faydalı olacağı bir yorumda bulunmuş. Kendisini tebrik ediyor ve yorumunu aşağıya hiç dokunmadan alıyorum. Sadece, izni ile büyük harfle yazdığı yazısını küçük harfle yazıyorum.
“Alicengiz oyunu yapmayalım lütfen. Yazarın anlatmak istediği şu: İngilizin oyununa gelmeyelim diyor yazıda. Hadi, kitabın ortasından konuşalım; var mısınız? Ortada bir gerçek var: Biz dedelerimizi arkadan vurduk? Nasıl mı? Anlatayım da kim kimi arkadan vurdu, konuşalım.
600 yıllık Osmanlı, ondan öncesi 300 küsur yıl Selçukluyu, yani dedemizi, ceddimizi, milli mücadelenin ardından, bu topraklar için verilen emekleri, İngiliz’e, Fransız’a, Siyonist İsrail’e benzeyen nesil yetiştirerek arkadan vurduk.
Deyin ki yalan. Hadi deyin.
İzmir’de Yunan’ı denize döktük. Cumhuriyet Bayramlarında halifeliği ve padişahlığı kaldırdık diye kutlama yapıyoruz.
Yahu şeref fukaraları. İngiliz krallığını yıktık, Fransız dükalığını ortadan kaldırdık, Yunan krallığını başlarına geçirdik diyen var mı, ey laikus homosapiensler! Konuşun hey kim kimi yıktı?
Müslüman, fakir Türk Milleti Çanakkale’de Batıya canıyla, bedeniyle set çekiyor, siz İngiliz nesli gibi Batının ….nı yalayan nesil yetiştirmekle övünüyorsunuz, dedenizi arkadan vurmanızı kutluyorsunuz!
Demiyorsunuz ki bu İngiliz bu kadar aptal mı? Papalık yaşıyor. Halifeliği kaldırmadan Lozan’ı Lord Curzon yürürlüğe sokturmadı. İngiliz Parlementosu, ta ki, halifelik kalktı, o zaman bastı onayı.
Deyin ki yalan.
Şimdi deyin bakalım dedesini ve ceddini çiğneyenler, arkadan hançerleyenler, Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler; bırakın onları, milli mücadelenin şehitleri mezarından kalksa Allah için, İlayı kelimetullah Yani Allah’ın kelamını cihana hakim kılmak için, yeryüzüne yaymak için can vererek aldıkları bu aziz vatanı, sizin Avusturya valsleri ile cumhuriyet kutladığınızı görseler ne diyeceksiniz?
Gelelim The Lavrense of Arabia yani Arabistanlı Lavrens’e. Şimdiki Suud rejimi bu keferenin aldığı evi müze yaptı. Daha yeni. Demek ki Şerif Hüseyin, Suud, İsrail, ABD, İngiliz… Hiç farkları yok. Olsa avratlarının saçlarını Trump’a peşkeş çekmezlerdi…”
Yazının ana fikri bu minvalde. Yani milletimize sorulmadan, seçim yapılmadan hayati dönüşümler yapıldı. Bugün çatırdayan eğitim, aile ve bozulan ahlak sistemimizden şikayet ediyoruz. Hiç demiyoruz ki; buna sebep nedir? Yoksa yanlış aşı mı yaptık?
Tarih bizi güçlü, gözü pek bir millet olarak hatırlıyor. Ahlaklı ve düşmanlarına bile merhametli bir millet olarak anıyor lakin son tahlilde ne diye anacak? En prestijli İngiliz şövalyelik nişanı aldığımızı mı? Vesselam.