İran nerede?
İran nerede?
İDRİS GÜNAYDIN
2/8/2024 tarihinde yazdığım yazıda “İran diye bir devlet var mı?” diye sormuş ve o yazıda İran’ın Türkiye’nin iki katından fazla bir büyüklüğe sahip olmasına karşılık kağıttan kaplan olduğunu söylemiştim.
Bunu bir kez daha teyit ettik.
“Ağacının dibine meyvesi düşmüş.
Tarihteki İran aynen devam ediyor.
Daha ne yapsın İsrail? Kasım Süleymani’yi öldürdü, İsmail Heniyye’yi öldürdü, şimdi 91 insanı öldürdü. Hâlâ vurmak için strateji düşünüyorsun. Yuh…
Bari korkaksın, bari iş bilemiyorsun. Barış görüşmelerini askıya alma da işi o yana bu yana kıvır; madara olma.
Bakıyorum İran’a… Öyle bir bomba yapmışlar ki; patlıyor öldürmüyor. Yemen’den bombalar geliyor; bir tane ölen ABD’li veya İsrailli yok. Hizbullah’tan geliyor; bir tane ölen İsrailli yok. İran’dan geliyor; bir tane İsrailli ölmüyor. Suriye atıyor; ölen yok. Ne merhametli Müslümanlar. Mantar tabancasının ileri versiyonunu icat etmişler. Düğünlerde kullanılan mermisiz silah gibi! Patlat patlat yok bir şey… Ama buna karşılık, ABD Yemen’e bomba atar şu kadar ölü, İsrail oraya atar, buraya atar; bu kadar ölü. Yapmışlar.
İran bu yaptıklarının cezasını çekiyor. İran Sednaya Hapishanesinin cezasını çekiyor. Binlerce Husi ve Hizbullah militanını yalandan bir sevda uğruna oraya buraya dikmenin cezasını çekiyor. “Devrim ihraç edeceğiz” diye Müslüman ülkelere burnunu sokmanın cezasını çekiyor. Allah “Azizün züntigam”dır. İmhal eder ama ihmal etmez. O ölen Hizbullah ve Husi gençlerinin aileleri yok mu? Yıllardır İsrail ve ABD’ye onları öldürtüyorsun lakin doğrudürüst bir karşılık yok” diyecektim, neyseki İsrail’den üç kişiyi öldürebildi. İsrail’e bir kaç füze atabildi.
İran böyle dik durduğu sürece Türkiyeli Müslümanları yanında bulacaktır.
Kemalistler mi? Onlar şimdilik ne bizden ne İran’dan asla memnun olmazlar. Kıblelerinde bir haham oturuyor çünkü.
TÜRKİYE’DE DURUM NE?
Bana sorarsan Türkiye de korkuyor. Çok şöyle böyle deniyor da yiğit kendisi gibi yiğitle güreştiğinde anlaşılır yiğitliği. Sayın Devlet Bahçeli, sözün en doğrusunu söylüyor işte: “Sıra Türkiye’dedir…” Bundan daha açık söz var mı? Haydi gösterelim kendimizi. Tam zamanıdır. ABD karışık, İsrail yorgundur. Bundan daha uygun zaman mı olur?
İsrail bize saldırıncaya kadar nice canları telef edecek? İsrail devletini ortadan kaldırma zamanıdır. Bir yandan İran bir yandan Türkiye.
İsrail’in yaptıklarına daha yürek dayanmıyor.
Allah Kur’an’da savaşmak için şartların oluşmasını bekleyin demiyor ama şartlar olgunlaştı. Ben Türkiye’nin de korktuğunu sanıyorum. Öyle ise geriye bir şey kalıyor: daha uzun yıllar başımız önümüzde gezmek.
BİR DE ŞUNU ANLAMIYORUM
Yapılan bir ankette İsrail’den en çok nefret eden ülkeler sıralamasında İran % 49 Türkiye %79… Hâlâ İran’ın yarıdan fazlası İsrail’i seviyor. Ne kadar güzel bir alışveriş. Ermenistan %57 İran %49…
Eh… zoruna gider tabii İran’ın. “Düşmanın güllesi acıtır amma; dostun güllesi yaralar beni…”
FİLİSTİN İÇİN YAPILAN
AKTİVİTELERE GÜLÜYORUM
Gazze için yürüyüş, Gazze için boykot… Geçin bunları. Adamlar dünyayı avuçlamışlar. Sen hafız yetiştirmeye uğraşırken onlar çocuklarına Tevrat’ın önemli pasajlarını belletip, siyaset, ticaret, bilim öğretmişler.
Evet, bu akşam Hizbullah’tan 30 hafız İsrai’in vahşi bombardımanında şehit oldu. Yarın kırk hafız Husi şehit oldu. Nasıl haberler iyi mi? Toprağa bol bol hafız gönderiyoruz.
Sanki bu asırda Kur’an’ın kayıp olma tehlikesi var? Zaman hafız yetiştirme zamanı değil, Kur’an’ın belli pasajlarını çocuğa belletip. bilim öğretme zamanıdır. Eğer askerimiz elindeki telefonda İsrail’in gizliden kurduğu tuzağı çözemeyecekse çok hafızımız ölür. Vesselam.