• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Mülteci meselesinde tetikçiler ve azmettiriciler

09 Mayıs 2022
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Türkiye’ye gelen turist sayısının Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı yüzünden azalması bekleniyordu. Hatta bunun cari açığı artıracağını bilenlerin zil takıp oynamadığı kalmıştı. Ama sayı ilk 3 ayda yüzde 151 artınca birden Sultanahmet meydanında dolaşan Ortadoğulu turistleri göçmenmiş gibi gösteren videolar yayınlanmaya başladı. Belli ki birileri sezon sonunda hayal kırıklığı yaşamamak adına turizmi baltalama peşinde. Kendilerince haklılar da. Bu yıl turizmden 35 milyar dolar bekleniyordu. İstemezükçüler rakamın düşmesini beklerken rakamın 50 milyar dolara çıkma ihtimali doğdu. Hâlbuki artan petrol ve doğalgaz fiyatlarının sebep olduğu ekstra cari açık üzerinden ekonominin kötü yönetildiğini ballandırarak anlatıyorlardı. Ekonomide sorunlar elbette ki var ve fakat cari açık ekonomi politikaları yüzünden oluşmuyordu. 

Bu gelişmeye paralel bir şekilde, hükümet 1 milyon mülteciyi geri göndereceğini söyler söylemez faşist bazı müsvedde şahıs, grup ve partiler piyasaya kışkırtıcı bazı videolar sürdüler. Normalde hükümetin göçmenlere dair en büyük icraatının takdir toplaması beklenir. Ama mülteci karşıtlığı üzerinden siyasi kariyer yapmaya çalışan kökü dışarıda birileri buna müsaade etmiyor. Mantık diyor ki; devlet bunlara gereğini en sert şekilde yapsın. Türkiye’nin bir mülteci/göçmen sorunu olduğu gerçek. Ancak konuya müdahil olan faşistler güruhu sorunu çözmeyi değil daha da büyütmeyi amaçlıyor. Buna kesinlikle müsaade edilmemeli.

Ayrıca ilgili grupların kimlerle oturup kalktığı, kimlerden finansman sağladığı da araştırılmalıdır. Daha önce de söylediğimiz gibi; seçimler yaklaştıkça mülteci sorunu büyütülmeye devam edilecektir. Muhtemeldir ki yabancılara saldırmaya çalışacaklardır. Ayrıca yabancıların kışkırtılıp çatışmaya çekilerek yabancılara saldırmak için zemin oluşturmaya çalışacaklardır. 

Devlet böyle bir ortamın oluşmasına engel olmanın ve 1 milyon mülteciyi geri göndermenin yanı sıra, ek olarak, Türkiye’yi bir mülteci kampına çevirmeye çalışan Avrupa ile yaptığı anlaşmaları da gözden geçirmelidir. Bu ülkede bulunan mültecilerin sorumluluğu sadece Türkiye’de değildir. AB ile yapılan geri iade anlaşmasının Türkiye’ye bir faydası olmadı. Ne vizeler kalktı, ne gümrük birliği anlaşması genişledi, ne de diğer taahhütler yerine getirildi. Bir anlaşmada geçen bir taahhüdü yerine getirmemek o anlaşmayı geçersiz kılar. Ayrıca mülteci son durak olarak Türkiye’yi değil Avrupa’yı görüyor. Onun istediği yere gitmesine engel olmak doğru bir tutum değildir. Hem engel olduğunuz zaman gidemeyenler burada kalıyorlar. 

Bu saatten sonra yapılması gereken şey, Avrupa ile yapılan anlaşmayı zorunlu olarak (Avrupalıları cezalandırmak amaçlı değil) iptal etmektir. Çünkü Avrupa anlaşmaya uymadı ve anlaşma insan haklarına aykırı. Ayrıca milyonlarca Ukraynalıyı kabul ettiklerine göre demek ki isterlerse Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Iraklı vs. mültecileri de kabul edebilirler. Etmek istemiyorlarsa mültecileri kimler yerinden ediyorsa gidip onlarla görüşsünler. 

Bu bağlamda mesela Esad ile görüşmek Türkiye’nin değil Avrupa’nın görevidir. Ancak devletimiz Avrupa’ya bekçilik yaparsa gidip görüşmeleri için bir sebep kalmayacaktır. Avrupalılar sadece sokaklarında gereğinden fazla mülteci görürlerse harekete geçerler. Şu anda o kadar rahatlar ki Suriyeli göçmen meselesinin müsebbibinin de Rusya olduğunun farkında değiller. Oysaki şu anda Ukrayna’ya verdikleri destek sayesinde Rusların Ukrayna’yı işgali engellendi. Madem istediklerinde Rusların oyununu bozabiliyorlar, o zaman Suriye’de de bozsunlar. 

Türkiye’nin onlar için bedavaya hamallık yapmaması lazım. Hem içerideki faşistlerin Avrupa ile bağlantıları ortaya çıkarsa durum daha da vahim olur. Çünkü bu durumda Avrupa hem mültecileri Türkiye’de tutmuş olacak, hem de yerli faşistleri kullanarak onları hükümete karşı kullanmış olacak. Bu kadar iyiliğin karşılığı kötülük olacak. Aynı yerden iki defa sokulmamak gerek.  

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Hemşerim onlar ne mülteci ne de göçmen. Geçici sığınmacı. Bunu kafana yaz

Cengiz

Sosyal demokrat olarak, ülkeme fayda sağlayacak nitelikli yabancıların gelmesini isterim. Gelen göçmenin entegre olmasını isterim. Aksi takdirde aynı batıda olduğu gibi kamplarda belirli bir düzen altında kalmalarını isterim. Patronun Türk işçisini senin yerine üç kuruşa göçmen çalıştırırım diyerek tehdit etmesini istemem. Hele düzensiz göçmenler nedeni ile sokağa akşam çıkarmıyorsam bunun hesabını birilerinin vermesini isterim. Allah kimseyi mülteci konumuna düşürmesin ama zaten işsizlik ve fakirlik içinde boğuşan vatandaşın bunların yaptığı şımarıklık ve edepsizliklere tahammülü kalmadı
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23