• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Üç Güzide İnsan

07 Haziran 2024
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

 

“Dünyamızdaki insanlar mezardaki ölülerden daha yalnız olduklarını idrak edemeden mezara giriyorlar”. Abdurrahim Karakoç.

“Herkes kendi işine baksın değil, herkes kendi içine baksın. Böyle daha güzel. Cahit Zarifoğlu.

“Ah her şey burada kalıyor demek/Bu içimizi ısıtan güneş/Özenle kurduğumuz evler/Aşk için büyüdüğümüz günler/Yorgunluklarımız/O aziz acılarımız savaşlar/Demek hepsi/Burada kalıyor öyle mi/Boşuna yaşadık desene/Özgür bir yürek olmaktı en güzeli”. Mevlana İdris.

Üç güzide-vefalı-vefakâr insanımızın, şairimizin, edibimizin ahirete irtihal ettiği gün aynı. 7 Haziran. Ve üçü de Kahramanmaraşlı.

Abdurrahim Karakoç (Nisan 1932-7 Haziran 2012) Cahit Zarifoğlu (1 Temmuz 1940-7 Haziran 1987) Mevlana İdris Zengin (-1966-7 Haziran 2022)

Söze, üç münevverimizin ruhu şeriflerine birer Fatiha göndererek devam edelim.

Hayatlarıyla, yazdıklarıyla, konuştuklarıyla üçünün de cihana salmak istedikleri düşünceleri-fikirleri-eylemleri, başta insani erdemlere sahip bütün insanlık için olmakla birlikte, inançlarının gereği kalemlerini; topraklarımız-vatanımız-devletimiz-milletimiz-bayrağımız-dinimiz için seferber etmişlerdir.

Her üç mütefekkirimiz ve şairimizi tanıdım. Abdurrahim Karakoç ağabey ile beraberliğimiz daha fazla olmuştu.

Yazılarına başladığında; “Vakit/Akit’ten başkası beni taşıyamazdı” demiş ve “Bu can bu tende durdukça, Allah sıhhat ve afiyet verdikçe, kalemim de dilimde Hak Yol İslam için yazacak ve konuşacak” demişti. Ömrünü bu uğurda hibe ederek Rabbine vasıl oldu.

Cahit Zarifoğlu ağabey, kılı kırk yarma hassasiyetinin yegâne temsilcisiydi. Masum ve mazlum kavramlarının sanki tek temsilcisiydi ve o da hemşerileri gibi ömrünü insanlığa zulmedenlere karşı armağan etmişti. O’nun derdi de ezilen Müslüman halklardı.

Filistin’den Afganistan’a, Asya’dan Doğu Türkistan’a kadar bütün İslam coğrafyasında kanayan yaralara onun yüreğinin yarasıydı. Dünya bir değirmendi ve öğütüyordu. Şöyle diyordu:

“Bu vahşet altında ağlamak bile ‘imkânsız’ hale gelmiştir. ‘Başları ezilmiş babalar’, Yahudilerin öldürdüğü ‘analar-bebekler’ ve yıkılan evlerin altında kalmış ‘çocuklar’ bu savaşın dehşetini gözler önüne sermektedir”.

Bazı insanlar için ismiyle müsemma denilir ya, Mevlana İdris de işte onlardan birisiydi. Mevlana ruhlu, Yunus gönüllü idi.

Sözü özüne, özü sözüne dönüşünce, fikirlerini kalemiyle belgelerdi. Sakinlik sözcüğünün teslim olmakla yakından ilgisi vardır.

Kaza ve kadere iman eden kimseler genellikle; suskun, sessiz ve sakin olurlar. Böyle kimseler ayrıca dostlar arasında bir halat gibi bağ kurdururlar.

Tanıdığı veya tanımadığı kimselerle konuşurken, onların nefislerine değil, akıllarına ve varsa inançlarına hitap edecek şekilde konuşur ve bakardı.

Kendi dizesiyle “Bir kum tanesiydi ama çölün derdini taşıyordu” Başka türlüsü de olmazdı. Hemşerileri Abdurrahim ağabey de Cahit ağabey de böyleydi.

Üç güzide insanın adına sözü, Abdurrahim Karakoç’un şu ifadesiyle nihayetlendirelim:

“Eğriyi düzeltmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek, zalimlere haddini bildirmek sizlere kaldı. Dualarınızı beklerim”. Dualarımız onlarla olsun. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Uğur

Allah rahmet eylesin. Biz öldükten sonra belki bizim de kıymetimiz böyle bilinir, ama insanlar bizim ardımızdan ne konuşursa konuşsun, sadece Allah'ın rızası ve şükranı önemlidir. Allah bizleri düzgün müminlerden kılsın.

Fikret TURK

Hüseyin bey kardeşim vasıta oldun Rabbim de seni be bizi Fatiha i şerife ile yad edecek insanları halketsin üç güzel insandan sadece Abdurrahim abiye yetiştik ve takipçisi olduk hamdolsun bu vesileyle tüm ölmüşlerimize Rabbim den gani rahmet diliyorum Fatiha ya üç ihlası şerife de ekledik tekabelAllah vesselam
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23