Milli irade ve 22 yıllık istikrar
Haçlı Batının gözünü kırpmadan, içimizdeki taşeronlarıyla sürekli istikrarsızlığa ittiği ihanet senaryolarına rağmen, Cumhurbaşkanımız Erdoğan önderliğindeki ülkemiz, 22 yıldır susadığı istikrarı yaşıyor.
Önceki gün kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dikkatle izleyenler-dinleyenler, konuşmasında en zengin ve güçlü ülkelerin bile altından kalkamayacağı büyük bir yükü sırtlayarak, millet-devlet bütünleşmesi sayesinde nasıl kalkıldığına şahitlik etmiştir.
6 Şubat 2023 depreminden sonra yeni bir Türkiye kurulacak kadar emek harcandı, para harcandı. Bu rakamın ve bu afetin altından en varlıklı ülkeler bile kalkamazdı.
İstikrarlı hükümetler her zaman çok kolay eleştirilmiştir. Çünkü istikrar insanlara konfor sağlar-emniyet sağlar-güç sağlar. Bu güçler; “daha yok mu, biraz daha” arsızlığı yüzünden, şikâyetlerin ardı arkası kesilmez, mutluluktan mutsuzluk üretilir.
Cumhurbaşkanımızın konuşmasını tahlil ederken, başta terör olmak üzere 22 yılda, nereden nereye, hangi şartlarda nasıl vasıl olunduğunun muhasebesi insaf ölçülerinde yapılmalı.
•
Bugünlere kolay gelinmedi. 22 yıl içerisinde üst üste üç ay bile ülkemizde ihanet sergilenmediği ay yoktu. Hâlâ da yok! Ya içeriden ya dışarıdan sürekli problem üretilmektedir.
Başka memleketleri bilmem ama bu topraklarda kurulan devletimizi milletimiz kurmuştur. Amentü sahibi milletimiz inancının gereği kurmuştur.
Amentüsünü değiştirmeye kalkanlara bile tahammül edip sinesine çekerek; toprağını-vatanını-bayrağını-dini korumasını bilmiştir. İşte istikrarın görünmeyen yönü bu güçtür.
Erdoğan bu gücün lideri olarak millete ve devlete hizmette gözünü budaktan esirgememiş 22 yıldır 18 defa sandıktan başarıyla çıkarak önce Hakk’a sonra millete hesap vermektedir.
Bu hususta konuşmasından bir bölüme bakalım.
“Türkiye’nin kaynaklarının nereye gittiğini, neye, ne kadar harcandığını ayrıntılarıyla insanımıza anlattık. Vatandaşa hesap veren, şeffaf, etkin ve güven duyulan bir yönetim geleneğinin ülkemizde yerleşmesi için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız”.
•
Birkaç gündür Anadolu yollarındayım. Devletin gücünü, hükümetin hizmetlerini görmek isteyenler, dilleri ile kalpleri arasında adil bir teraziyle tartarak etraflarına bakabilirlerse, 80 yılda kağnı hızıyla işler yapıldığını, son 20 yılda ise bu açığın kapatıldığını görebilirler.
Köyler kasabalara, ilçeler vilayetlere dönmüş. Merkezi hükümetin hizmetlerinin ulaşmadığı yerler yok denilse yeridir.
Eskiden olduğu gibi kaymakamlar-valiler artık makamlarında oturan asık suratlı kimseler değil, milletimizin içerisinde hizmetlerin başında bulunmaktalar.
Ezcümle:
Sözü, vicdan şemsiyesi altında, seksen yıllık açığı 22 yılda kapatan ve üstüne koyan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a bırakalım:
- “Felaket tellallarına aldırmıyoruz, fitne tüccarlarına kulak asmıyoruz. Bahanelerin arkasına sığınmadan Türkiye’yi büyütmenin, kalkındırmanın ve daha da yüceltmenin mücadelesini veriyoruz.
Türkiye’ye kazandırdıklarımız ortadadır, bizim için esas olan da zaten milletimizin takdiridir, duası ve kararıdır. Allah ömür verdikçe, ‘Bugün Hakk için, halk için ve Türkiye için ne yaptık’ sorusunu kendimize sormaktan geri durmayacağız”.