• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Korkma

01 Temmuz 2024
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

 

“Ey Cemaati Müslimin! Milletler; topla-tüfekle-zırhla-ordularla-tayyarelerle yıkılmıyor, yıkılmaz; milletler ancak aralarındaki rabıtalar koparılarak; herkesin kendi derdine, hevasına, kendi menfaatini temin etme hırsına kapıldığı zaman yıkılır”.

Yukarıdaki ifadeler, İstiklal ve İslam Şairimiz Mehmet Akif’in, Kastamonu Nasrullah Camii’nde, 5 Kasım 1920 günü İstiklalimizin sancağını yerden kaldıran vaazından.

Bu hafta tanıtacağımız eser, bu konuşmanın da içinde yer aldığı İstiklal Marşı’nın gerçek yaşanmışlığını anlatan bir kitap.

Her vakit tekrarlıyoruz. “Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer ve çizilen coğrafyalar üzerine ise tarihi çizenler yazar, anlatır, öğretir” diye.

Üzerinde yaşadığımız 783 bin kilometrelik coğrafyanın tarihini bir türlü yerli ve milli dille anlatamadığımız için hâlâ kendi değerlerimizi şöyle canı minnetle kabullenemiyoruz.

Bunun sebeplerinden birisi de Akif’in Nasrullah Camii’ndeki milletimizin üzerindeki ölü toprağını kaldırdığı sözlerinde yatmaktadır.

Maalesef bugün de aynı ölü toprağı tekraren üzerimize serpilmeye başlamıştır. Akif’in deyimiyle; “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın”. Evet, İnşaallah yazdırmaz.

………………

Neyse kitaba geçelim. Tarihimizin eserleriyle yaşatıldığı il ve ilçelerimize olan merakımız ve araştırma iştiyakımız sürüyor hamdolsun.

Bu nedenle geçtiğimiz hafta yolumuz Kastamonu’ya düştü. Önümüzdeki günlerde intibalarımızı anlatmaya gayret edeceğiz. Kitaba geçelim.

Şehirde bize kısa süreli rehberlik eden ve Kastamonu’nun tarihine, eserlerine müptela araştırmacı yazar Erdal Arslan, Kastamonu ile Mehmet Akif’i öylesine mezcetmiş ki, İstiklal Marşı’nı gerçek şahsiyetlerinin yaşadıklarıyla kaleme almış.

Böyle eserlere roman denilse de bu kitapta “roman” ismini en azından şahsım kullanmak istemiyor. Belki “Belge Roman” denilebilir.

Çünkü romancılar gerçek hikâyelere birçok hayali karakter üretir ve ürettiklerine de “hayali kaderler” yazarlar ki neresi gerçek neresi yalan belli olmaz. Yani hakikat yok olur.

Tabii bir de Mehmet Akif gibi büyük bir münevverin, şairin, mütefekkirin ne şiirleri ne hayatı romanlara konu edilerek hayal ürünleriyle kaleme alınmaz, hatta alınmamalıdır.

Akif’in hayatı gerçeklerle örülüdür, anlaşılması için hayali karakterlere ihtiyaç yoktur.

Erdal Arslan öyle yapmış ve İstiklal Marşı’nın ilk mısraını kitabına isim yaparak o yılların Ankara’sı ile Kastamonu’sunda yaşananları hakiki sahipleriyle kaleme almış.

……………….

Sözü burada yazarın kendisine bırakalım: “Milli Şairimiz, Şair-i Muazzama Mehmet Akif’in 1920 yılının Nisan ayının ilk haftasından, 12 Mart 1921 tarihine kadar geçen süreçteki Milli Mücadele çalışmaları ve hayatı, tamamen belgelere dayalı bir şekilde kaleme alınmıştır.

Kitap, gerçek karakterler ve gerçek olaylardan müteşekkildir. Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nın yazılış serencamını anlatmaktadır.

Milli şairimizin Anadolu’daki Milli Mücadele çalışmalarını, İstiklal Marşı yarışmasına neden katılmadığını, nasıl ikna olduğunu, hangi kıtasını rüyasında yazdığı, hangi kıtasına şifre koyduğu ve birçok ilk, bu kitapta yer almaktadır”.

………………..

Eser hakkında: [email protected]

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Alkan

Sayın yazar islambirligi için turkiyenin önderlik etmesi gibi bir durum varken siz bunu görmezden gelip Mehmet akifin tabiriyle tekdişi kalmış canavar diye tarif ettiği ab ülkeleriyle yani ab ne girmek ab de bir vilayet olmak için mücadele edip Mehmet akifden istiklal marşından bahsetmek..

Milletler; topla-tüfekle-zırhla-ordularla-tayyarelerle yıkılmıyor

bakıyorumda siz iyi biliyorsunuz bu işleri.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23