• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Betona veya toprağa odaklanmak

28 Haziran 2024
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

 

Ülke olarak geliştikçe ve büyüdükçe, betona daha çok odaklanıyor ve toprağı ihmal ediyoruz. Bu vakıayı görmek için zihnimizi-gözümüzü-kulağımızı biraz Anadolu’ya çevirmeli.

Mesela tarımla uğraşan ailelerde yaş sınırı 60’a dayanmış vaziyette. Gençler şehirlere, betonlara akarken, çift-çubuk-tarla-bağ-bahçe ve çalışma, bu yaştaki insanımıza kalmakta.

Günümüzde köylerde en çok sıkıntısı çekilen hususlardan üçü; işçi, çoban ve araziye bekçi bulamamak. Yüksek ücretle sigorta-barınma-beslenme garantili işe insan bulunamıyor.

Besicilikle uğraşan insanlarımız, bırakın merada hayvanları otlatacak kimseyi bulmayı, hayvan barınaklarını bekleyecek, onlarla ilgilenecek insan bulamamaktan yakınıyorlar.

Toprağın doyurmadığı, geçindirmediği hiçbir canlı yoktur. Şehir hayatına özlem; aç kalmayı-işsiz kalmayı-perişanlığı-dilenmeyi tercih ettiriyor.

……………..

Hatırıma gelmişken bir gözlemimi paylaşayım. Bayram münasebetiyle Kırıkkale’den Ankara’nın Kalecik ilçesine geçip, oradan Ankara’ya intikal ediyorduk.

Sivas’tan çıkıp, Orta Anadolu’yu; “Beni görüyor musunuz, ben Allah’ın sizin için yarattığı bereketim ve akıp duruyorum” diye ığıl ığıl akan Kızılırmak’ın bir bölümü, o yol kenarından geçer.

İşte bu güzergâhta seyrederken, acaba yakınındaki veya biraz uzağındaki kaç bağ-bahçe ve tarlada nehirden istifade ediliyor diye bakındım.

Belki o ana denk gelmiştir ama bir tarlada sulama yapılıyordu. Aklımdan su söz geçti. “Su akar Türkler bakar”.

Bu ifade, sadece o bölgede yaşayan köylerimiz için değil, bütün ülke genelinde nehirlerimizden gerektiği kadar istifade edilmediği acı bir gerçektir.

………………

Biraz da hayvancılığa değinelim. Şehirlilerimizin, köylülerimizin beslenme ihtiyacını karşılayan tarım ve hayvancılık değil midir? Bunların başında da süt inekleri gelmez mi?

Peki, para uğruna süt ineklerinin kesime satılması nasıl bir vahimliktir? Yalnız satanları dinlediğinizde de başınızı öne eğip; “Haklısınız” diyemezseniz de başınızı sallıyorsunuz.

-“Meramız yok, olanlar da değerlendirilmiyor, köylerimiz mahallelere dönüştürülüp belediyelik olduğu için meralarımızı kullanamıyor ve hayvanlarımızı otlatamıyoruz.

İnsan haklarından söz edenler, insanları besleyen hayvan haklarına neden el atmıyorlar da kedilerle köpeklerle uğraşıyorlar? Süt inekleri, sokak köpeklerinden daha mı kıymetsiz”?

Bir çiftçimiz de şunu söyledi: Tahıl ürünlerinin her türlüsü başta olmak üzere; et ve et ürünleriyle, süt ve süt ürünleri ithal lobilerine kurban edilmemeli”.

Doğru mudur yanlış mıdır bilemedim ama kendi kendine yetecek nadir ülkelerden biri olmamıza rağmen, ithal ettiğimiz ürünlere bakınca, vatandaşımızın haksız değil.

Mesela çok basit bir gerçek. Sadece köylerde pazara getirilemeyen cevizler ve bademler toplansa, ihraç bile ederiz. Marketler Amerika ve Çin menşeili cevizlerle dolu.

…………………

Ezcümle:

Topraklarımız kimyasal ilaçlarla sürekli kirleniyor. Toprak dünyadaki temizleyici rakipsiz varlıktır. Bu emanet kirletildikçe, meyve-sebze ve diğer ürünler de kirlenmektedir.

Toprağın kirlenmesi insanın ve bütün canlı varlıkların kirlenmesi ve hastalanması demektir. Bunu anlamak çok zor olmasa gerek vesselam.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Siz niye şehirde yaşıyorsunuz üstad..!!!! ?

Nurullah

Çevre ve şehircilik, Tarım ve Orman ile ilgili bakanlık var mı? 
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23