Asalet Bir Altın İdi Pul Oldu
Yazının başlığı, Yağcıoğlu Fehmi’ye ait bir Ankara Türküsünün mısraından. Önce türkünün sözlerine yer verelim.
Asalet bir altın idi pul oldu
Türlü türlü bedenlere çul oldu
İmanın yolu keseden geçeli
Kimi pula kimi kula kul oldu
………………
Kim biliyor ilim ile irfanı
Hamiyeti vicdanı vatanı
Endamın güzel, kesen doluysa
Sensin herkesin beyi sultanı.
Yağcıoğlu Fehmi Efe bu sözleri 1940’lı yıllarda yazsa gerek. Sözler, bugünleri anlatması bakımından her devirde geçerliliğini korumakta.
“Günümüzde paraya kul olmayan yahut asaletini paraya tevdi etmeyen ne kadar insan vardır acaba” diye sorulsa elbet bir oran meydana çıkar.
Yazının sonunda; “hamiyeti-vicdanı-vatanı” bilenlere değineceğiz ama öncesinde biraz laflayalım.
Para, medyanın ve insanımızın gündeminde ilk sırayı daima koruyor. Paranın konuşulmadığı sohbetler yok denecek kadar az.
Hatta daha acısını söyleyeyim. Namazlarımızda bile sureleri okurken, içimizden para hesabı yapar olduk. Elbet aksi mümkündür. Onlara selam olsun! İyi ki onlar var.
Buraya bir soru daha ilave etmeliyiz. “Hangi paranın”?
Tüketim afetinde boğulduğumuzun idrakine varmayarak, harcamak istediğimiz paranın mı? Yoksa kazanmadığımız ve kazanma imkânımız olmadığı halde, “Neden bende de yok” diye haset edilen başkalarının parasına mı?
Paraya tekabül eden kapitalizm, materyalizm gibi diğer izm ilaveli kavramların da cılkı çıktı. Bütün izmler, paranın kölesi oldu.
Para-statü-makam-mevki ve bunların gereği tüketim hırs ve tamahı, insanı insanlıktan çıkardı. Geçelim.
………………..
Tabi bir de bütün bunların karşısında; paraya-makama-mevkie-şana-şöhrete kul olmak yerine Allah’a kul olanlar var.
Allah’ın verdiği rızkı-malı-mülkü emanet bilip ve günü geldiğinde hesabının sorulacağı inancıyla hayır işlerine koşanlar ve harcayanlar bulunmaktadır.
Şükür ki, kazandığı paranın ve diğer maddi imkânların nereden nasıl geldiğini ve nereye gittiğini, harcananların ve kazananların nasıl bir istikamette kullanılması gerektiğini bilenlerin hürmetine, birliğimiz ve dirliğimiz her türlü engele rağmen sürmektedir.
İmanın yolu keseden geçmeyenlerden Allah razı olsun. Afrika’daki Müslümanlar başta olmak üzere; Balkanlar’da, Asya’da ve tabi ülkemizdeki muhtaç ailelerin evlerine ve ihtiyaçlarına; kula ve pula kul olmayan Müslümanlar yetişti.
Bayramın muhtevasını esas onlar yaşadı. Veren eller, alan elleri görmedi. Veren yüzler ve gözler, alan yüzler ve gözlerle karşılaşmadı. Allah için yardımlaşma işte buydu.
Paraya bu kadar kul olunan gündemlerin dışında, paraya kul olmayanlar, ülkemiz ve Müslüman âleminin kardeşliğine Hakk adına elçilik ettiler.
Bu manada kamu yararına dernekler ülkemiz adına önemli hizmetlerde bulundu. Bunlardan birisi de Deniz Feneri idi.
Bu yıl, hayırseverlerin yardımlarıyla üç kıta 18 ülkede 29 bin hisse ile Müslümanlar arası kardeşliği pekiştirdiler. Bayram ettirdiler. Asaleti altın olanlara selam olsun!