Ey Bab-ı Evvel, Ey Ahirim!
Hikmet bahrinden katre-i matemim
Meded ey bab-ı evvel, ey ahirim!
Ey sebebim! Cevabım, ey evvelim!
Ne vakit hicrinde viranıma intizar gelir
Avutur bir cennet hayalinden firdevs-i turab gelir
Kapanmış sanki bâb-ı semâ, hayat ki ilenmiş gelir,
Kısmet soframıza itlerle üç beş zibidi gelir
Öyle Bir cehd-i cehalet, öyle bir maraz-ı mübrem
Pişekâr kayığından pir-i hokkabaz, sonra dalkavuk gelir
Nicedir dünyamıza Firavun lahtinden leş kokular gelir
Karun borsa kurmuş, avucuna inci ve mercan gelir
Yar deyip sinesine yatmışız iki ayaklı lane-i iblisin
Ağlaşan meleklerdir, hal-i pür melalimiz göklere ar gelir
Söze var mı hacet? Mananın hal yerindeyim
Sözün sükûta erdiği, sözün bittiği yerdeyim
Ey sebebim! Cevabım, ey evvelim!
Pınarın başına mizanı tutan Haman gelir
Damların üstüne sanırsın Şak- ı Zülfikâr gelir.
Tuti’ye sol ve sağ anahtardan makam-ı şeflik, bülbüle kafes gelir
Silsele-i merakibe hava hoş, boş meydanda anırmak gelir
Hüd hüd dili ile anlaşır oldu mazlum akvam-ı beşer
Pay edilmiş adaletten can-u canan payına kuru bir güz gelir
Eyyub’un hicranından sabır dilenir oldum
Rahmanına ihtizaz-ı mum oldum
Ey sebebim! Cevabım, ey evvelim!
Gül lütfûndan şu sineme hâr gelir
Islanmayan sulardan kor alevden nar gelir.
Bir uluca yar kenarındayız, arkadan üfleyen gelir
Üfleyen üfleyene, bazı üfletilen handan gelir
Cenk meydanından alalok olur, kaçmayız evvel ALLAH
Lakin ihanet dil darbesiyle lağım, namussuz şadan gelir
Meded-i intizarına bidarım, ol cemaline büryanım
Ol dem gelir giryanım, lal olur konuşamam, didarım
Meded ey babı evvel, ey ahirim!
Sonsuzluk yurdundan kutlu esenlik gelir
Arzuhalden af dilekçesi bu, içerden bir ihtiyar gelir.