• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Acarlar
Hüseyin Acarlar
TÜM YAZILARI

2050’den Bugüne Bakmak

06 Kasım 2020
A


Hüseyin Acarlar İletişim:

Tarih; 2050! Aylardan Kasım. Yer Gülek Boğazına 15 Km. Toros Dağları zirvesinde Bürücek Çam Ormanları arasında saklı bir dünya.

Onu, çamların duldasındaki koca çınar ağacına yaslanmış kendi Nirvanasında, her zamanki gibi mütedeyyin ve mütevekkil edasıyla Kur’an-ı Kerim okurken buldum. Sırtı bana dönüktü. Ama geldiğimi hissettiğinden emindim. Bir müddet sonra ihtimamla Mushaf’ı kapattı.

- Arkanda sakladığın kitabı da getirdiğine göre soracakların var ama öyle arkamda durma. Gel yanıma. Bugün şu ulu çınarın gölgesi ikimize de yeter yeğen! Yarın Allah arşının gölgesinde barınanlardan olasın. Çayları doldur, muhabbet tadında olsun. Muhabbetten Muhammed olsun hasıl. Muhammed’siz muhabbet olmaz hasıl.

- Eyvallah Dayı. Çayları doldururken soracağımda sorayım müsaadenle. Otuz yıl Dayı otuz yıl öncesinden bugünleri yazdın. Bu nasıl olur? Aklım almıyor. Ve sen niye yazdın? Madem kafana koymuştun, yapacağını yapacaktın. Niye yazma ihtiyacı duydun Dayı! Niye? Senden dinlemek istediğim budur.

Soruları ezberlemiş cevapları zulasında duran muallim edasıyla tane tane anlatmaya başladı.

- İkinci sorundan başlayayım yeğenim. Bak yeğenim, teorisi yazılmamış bir mücadelenin yaşama şansı yoktur. Bu metodolojiyi kaleme ve yazdıklarına yemin ederek (kalem suresi;1) öğreten bizatihi Kuranı Kerim’dir. Allah elçileri, sahifeler ve kitaplar ile tebliğ ettiler. İman akidemizde Allah’a ve meleklerine imandan sonra kitaplarına iman etmek vardır. Hiçbir kitap pısırıklığı ve tembelliği övmez, yerer. Eğer sen tarihini yazmasan sana yazılmış tarihi okuturlar. Tembeller tarih yapamaz, tarihe boyun eğerler!

Medeniyet denilen şey, tarihi denetim altına alma mücadelesi olan Fransız devrimi ile doğayı denetim alma sürecinin eseri sanayi devrimi sonrasının bileşenidir. Goethe klasik dünyada modern dünyayı haber verirken paranın büyüsüne işaret eder Faust’ta. Ve der ki Dini aklın büyüsü olarak görenler ve bundan kurtulduklarında özgür olacağını düşünenler esas büyüye tutulacaklardır. Bu Büyü dijital dönem öncesi kâğıt paraydı.

Kimse Goethe’yi dinlemedi.

Bu gün kullandığımız dijital rakamlardan ibaret para hırsı cyborg( yarı robot, yarı insan) hükümdarlığının önünü açtı. Ebeveynler çocuklarının beyinlerini Google’a ve ona bağlı yapay zekâ uygulamalarına bağlamayı kabul ettikleri gün çok akıllıca iş yaptıklarını sanıyorlardı. Hiç kimse bucyborgların kendi aralarında insanların anlayamayacağı bir haberleşme dili üreteceğini kestirememişti. O dönem insanlar kendilerini çok akıllı sanıyorlardı. Oysa Ali Aran dil grupları, Germen dilleri, latin dilleri, hami sami (Afro-Asyatik) çekimli ve eklemeli dil grupları tek bir dilden türemişti. Ve Kuran buna dikkat çekiyordu. Vemin âyâtihi ḣalku-ssemâvâti vel-ardi vaḣtilâfu elsinetikum ve elvânikum(c) inne fîżâlike leâyâtin lil’âlimîn(e) Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır.” İnsanlık tarihi sürecinde bütün diller ayni kökten yeniden farklı dilleri doğurmuştu.

Sosyal yasalar Fizik yasalarının yansımasıdır. Ateş, su hava ve toprak temelli yerküre ve canlısı evrende integralin doğal parçacığıdır. Suni olan insan üretimi de buna dâhildir. Ve her parçacık kendi içinde bir integralidir. Bu sonsuzluk denklemi Allah’ın başlangıç ve sonunun olmadığının matematiksel ispatıdır.

Fizik yasalarına iman edenler metafizik yasaları inkâr ediyorlardı. Yapay zekânın kendisi metafizik değil miydi? Artı ve eksi gibi. Resim rulosunun negatifi(resmin arabı) gibi. İnsan pozitifti. Ama içinde negatifi barındırıyordu(ruh, nefs, ahfa, hafi, sır, kalb). Pozitif görünür olan bedendi. Negatifse gözle görülmeyendi. Negatif varlıkların olabileceğine inanmayanlar negatif varlık şeytanın tuzağına düştüler.

Bugün Çin'in tahakkümü altındaki diğer devlette insanlar yapay aklın boyunduruğunda halâ özgürlük adıyla bilinen ilkel aşamada yaşayan meçhul sakinleridir. Kendilerine matematiksel yanılmazlık mutluluğu olarak sunulan transhümanizmin prangalarından kurtarmak adil dünyanın hür bir ferdi olmalarını sağlamak sorumluluk alanımızdır.

İki bin yirmili yıllarda gördük ki hepimizin ten rengi farklı ama gözyaşları aynıydı.

Gördük ki yaptığımız işler farklı ancak alın terimizin rengi aynıydı.

Gördük ki farklı düşünmek suretlerimizin de farklı yaratılması gibi doğal olandı.

Ve kusursuz hiçbir ideoloji yoktu.

Hiç kimse mutlak doğru değildi.

Hakikat farklı düşünenlerin tüm yaşamsal haklarını korumakla açığa çıkıyordu. Bu da her şeyin önüne vicdani ahlakı koymakla oluyordu.

Eğer bu ahlak yoksa adil olunamıyordu. Eğer adalet yoksa eşitlik yoktu ve eğer eşitlik yoksa özgürlük kölelerin kendisini özgür bildiği taksitli kölelik anlayışı yirminci yüzyıl demokrasisiydi.

Önümüzde bir sanal dünya vardı. Birde elimizden kayıp giden bir yitik dünya.

Gördük ki sekülerleşme (dünyevileşme), dinden uzaklaşma değil, onun dönüştürülmesine delalet eden bir kavramın adıydı. İnsanlar dindarlaşarak Kurandan uzaklaşıyordu.

Kendilerini hep haklı gören muhafazakâr düşünürlerimiz vardı. Ve her ne olursa olsun muhalif olunca kıymetten sayılan demokratlar dünyasındaydık. Tanzimat düşüncesinden beslenen bu kesim geçen yüzyılda olduğu gibi bu yüzyılda da hiçbir şeyi gelecek adına düşünemiyordu.Siyasal oyun kurucluktan uzak; Laik, solcu, liberal ve demokrat geçinen aydınlarımız da geçen yüzyılın dünyasına ağlayıp, geçen yüzyılın teranelerini okumaya devam ediyordu. modernistler ve gelenekçiler, gelenekselciler, komplocular dördüncü sanayi devrimi ve dijital dünyanın kapısında aynı tarafta duran yaramaz çocuk modundaydılar. Sınıfsız dünya idealiyle ortaya çıkanlar kendi sınıflarını oluşturmuştu. Neyi muhafza edeceğini bilmeyenler dav deyip deyip slogandan kalbe ve hikmete dönemiyorlardı. İki binli yılların ideolojileri yle entegrizimin ağlama duvarında toplananlar, babalarının onlara enjekte ettiği buhranların altında eziliyor çözüm önerilerinden uzak transhümanizin ayak seslerinden uzakta asude hayatlar peşindeydiler. Ve yeni bir kuşak adı zikrederken ne dediklerini bu kavramı kimin nasıl orta yere getirdiği hakkında bir fikre dahi sahip değilken Z kuşağı deyip duruyorlardı.

Yeni kuşak için sanal bir dünyaya inşa edilmişti. Bütün zihinsel haritaları oradaydı. Ortak davranışta eski dünyanın kavramlarına ve yaşantısına alışık değillerdi. Herşeyi hedonist (hız ve haz) kavramı içinde okuyorlar, kısmen haberdar oldukları yüzyılların tartışmalarını anlamsız hatta gülünç buluyorlardı. Onlara göre yavaş olan her şey yobaz ve gericiydi.

İktidarlar ile muhalefet arasındaki tartışmalar sanal ve eski dünya arasında twittera, facebooka instagrama sıkışmış hainler ve kahramanlar arasında yankılanan trollük savaşıydı. Muhteşem olarak kendilerini biricik dokunulmaz ve ulaşılmaz olarak gören bir avuç gri (hem siyah hem beyaz) zekâlıya toplum teslim edilebilir miydi yeğen?

İnsanlık tarihinin bu her türlü kırılma döneminde yeni söylemlere ve metaforlara ihtiyacı vardı. Yeni bir bilgeliğe ihtiyaç duyuyorduk.

Tabuları tabuta, ideolojileri çöpe atarak, önce insan demek gerekti yeğen.
Ve istatistik Matematikte olasılıktan bihaber olanların tesellisidir yeğen. Bir olasılık varsa bir imkan var demektir. Yaptığım budur. Ne diyordu Kuranı Kerim;

Yâ ma’şera-lcinni vel-insi ini-steta’tum en tenfużû min aktâri-ssemâvâti vel-ardi fenfużû(c) lâ tenfużûne illâ bisultân(in) Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.”

Mevzu derin dava ağırdır. Dilimin döndüğünden dökülen budur.

-Muhabbetimiz daim ola Dayı berhudar olasın.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

NE ÖNEMŞ VARKİİİ

Z kuşağı dediğinşz kuşak apolitik jakoben yavşak bencil bütün kutsallardan uzak. Araştırmayan bilmeyen malumatfuruşcu davulun sesini uzaktan hoş duyan duyarsız tepkisiz inançlı imansızlar güruhudur. PEYAMİ SAFA DERKİ : OSMANLI İSLAMA SARILDIĞI İÇİN YIKILMADI, AKSİNE İSLAMDAN UZAKLAŞTIĞI İÇİN YIKILDI. şimdi düşünün ve tehlikenin farkına varın. Chp li belediyeler eliyle neler yapılıyor bakın. Chp hdpkk tbt derhal kapatılmalı

Sabri

“İnsanlar dindarlaşarak kur’andan uzaklaşıyor” çok güzel bir yazı, teşekkür ederim.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23