• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ersoy Dede
Ersoy Dede
TÜM YAZILARI

Güvenoyu olmasa

30 Ağustos 2015
A


Ersoy Dede İletişim: [email protected]

Önceki gün hükümet kuruldu ve göreve başladı.. Bana göre muazzam bir kabine.. Her kabine için elbette ‘keşke şu da olsaydı’ dediğiniz ya da ‘keşke şu olmasaydı’ dediğiniz isimler olacaktır. Onu geçin.. O kadar detaya inmeyin.. Daha genel bakın.. Mükemmel bir liste değil mi?.. Peki ne oldu şimdi?. Kıyamet mi koptu?. Kriz mi çıktı?. Siyasal bunalım mı oldu? Cumhurbaşkanı görevlendirmeyi yaptı, Başbakan görevi aldı, yürütmede görmek istediği isimleri mektupla hükümete davet etti.. Kabul eden etti, etmeyen etmedi. Neticede 11 Ak Parti’den, 2 HDP’den 1 de MHP’den ismin katılımıyla, toplumun bütün kesimlerini kucaklayan bir kabineyle neredeyse seçimlerden üç ay sonra sistem yerine oturup yürümeye başladı.. Değdi mi?.. Çok açık soruyorum. ‘İstikşafi’lere, ‘istemezuk’lere, ‘asla olmaz’lara, ‘18 madde’lere, ‘4 kırmızı çizgi’lere değdi mi?. 

7 Haziran’dan sonra yaşadığımız ve üç aydan beri enerjimizi tüketen, 55 milyon seçmeni bir daha sandık başına götüren şey ne? Biz neden yeniden seçime gidiyoruz biliyor musunuz?. Yüzde 85-86’larda bir katılımla yüzde 95’in üzerinde bir temsil kabiliyetiyle, gelmiş geçmiş en meşru, en tartışmasız parlamentoya sahip değil miyiz?. Ezidi’sinden Kürt’üne.. Ermeni’sinden Roman’ına toplumun tüm kesimlerinin neredeyse bila istisna temsil edildiği en ebruli parlamento yapısına sahip değil miyiz?.. O halde bir daha neden gidiyoruz seçime?. 1 Kasım’da bugünkünden daha güzel bir meclis mi çıkacak karşımıza?. Hayır.. Altını çize çize söyleyeyim.. Seçime sadece hükümet kurulamadığı için gidiyoruz. Bu kadar.. Küçücük bir detay.. Diyeceksiniz ki sistemi ayakta tutan üç erkten biri için nasıl olur da ‘küçücük bir detay’ dersin.. İşlevi bakımından söylemiyorum asla.. Tesisi bakımından söylüyorum. Bakın gördüğünüz gibi, toplam toplam tüm müzakereler, al-verler, gel-gitler dahil üç-beş saatte kurulabiliyormuş meğer hükümet. Dünyanın da sonu değilmiş.. Keşke bundan daha geniş katılımlısını, hiç Beştepe’ye kalmadan millet iradesinin en yüce tecelligahı olan Yüce Meclis’te siyasi partiler kendileri kurabilmiş olsalardı. 

Sistemde bir hata olduğunu, yanlış kurgulandığını, sihirli bir dokunuşla basit bir müdahaleyle bu sorunun çözülebileceğini TBMM’nin tüm kıymetli üyeleri biliyor.  7 Haziran’da bu millet sandık başına gittiğinde ne seçti?. Tüm flu alan işte burada yatıyor.. Ve bunu halletmeden gittiğimiz 1 Kasım seçimlerinde de bizi bekleyen hazin son bundan farklı değil.. Biz ne seçmeye gidiyoruz sandık başına?.. Başbakan seçmeye mi? Bakan seçmeye mi?.. Yasa yapacak parlamenter seçmeye mi?. Niye ve kime oy vereceğiz 1 Kasım’da?.. Ben her bunu sorguladığımda ‘ama 3 Kasım 2002’de yüzde 34’lük oyla TBMM’nin yüzde 65’ini Ak Parti aldığında böyle demiyordun’ diyorlar.. Afedersiniz de, ne diyordum? ‘Çok güzel oldu, pek de güzel oldu’ mu diyordum.. 20 senedir yaptığım her televizyon ya da radyo konuşmasında yazdığım her sistem eleştirisinde aynı vurgu var.. Ya parlamento seçimleri parlamento ile sınırlı kalmalı.. Ya da madem yürütme parlamentodan çıkacak illa ki, güvenoyu sorunundan memleket kurtulmalı..  Eğer 7 Haziran’dan sonra, güvenoyu diye bir problem ile karşı karşıya olmasaydık, 8 Haziran sabah bu hükümet kurulmuş muydu?.. Kurulmuştu.. Sistem aksamadan yürüyor muydu? Elbette.. Bunca vakit enerjimizi alan sadece bu oldu.. Önceki gün gördük ki olmasa da oluyormuş.. Kalın sağlıcakla.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23