Adaletin fethettiği topraklar
Âşıkpaşa-Zâde tarihindeki üslûp lezzetiyle, İznik’in Orhan Gazi tarafından fethedildikten sonrasına kulak verelim:
“- Orhan Gazi bir ulu kiliseyi (İznik Ayasofyası) cami etti ve bir manastırı da medrese etti. Yenişehir Kapısı çıktığı yerde bir imaret inşa eyledi. İmaretin kapısı açılıp yemeğe pişince, Orhan Gazi önce kendi mübârek eliyle üleştirdi. Işığını dahi gece olunca kendi eliyle yaktı. Medreseyi dahi Müderris Mevlânâ Kayserili Davud’a verdi. Daha sonra Taceddin Kürd’e verdi. Bu Konya’da Seraceddin Rûmî’nin şakirdi idi. Caminin hatipliğini Kara Hoca’ya verdi. Bir nice zaman İznik’i taht edindi.”
İznik’in fethinden sonra, Orhan Gazi bu sancağı oğlu Süleyman Paşa’ya, Bursa sancağını da diğer oğlu Murad Gazi’ye verdi. Adını “Bey Sancağı” koydu. Karacahisar’ı amcasının oğlu Gündüz’e verdi.
Orhan Gazi, hangi vilâyeti aldıysa, adaletle idare etti. Alamadığı beldelere önce onun adaletinin haberi ulaşıyordu.
Öyle ki, Süleyman Paşa Taraklı Yenicesi’ne vardığında, kapıda karşılayarak hisarı teslim ettiler.
Göynük de aynı şekilde teslim edildi.
Mudurnu da böyle alındı.
Sözü, yine Âşıkpaşa-Zâde’nin dilinden bağlayalım:
“Süleyman Paşa da, öyle adalet etti ki, bütün vilâyetlerin halkı: - N’olaydı, eski zamandan beri bunlar bize bey olalardı, dediler.”