Cümle dergisi
Cümle dergisi
AYHAN DEMİR
Türkiye’nin gündemi, daima yoğun ve yorucudur. Nefeslenmek için dergilere yöneliyorum. Size de tavsiye ederim.
Dergiler, hayatımızın olmazsa olmazlarıdır. Fikir dünyamızı ayakta tutan sütunlardır. Adına kültür, sanat, edebiyat denilen şey, daima dergiler üzerinden ilerlemektedir.
Bugün severek okuduğumuz, üslubunu beğendiğimiz isimlerin birçoğu, dergilerde gün yüzüne çıkmışlardır. Türk edebiyatında üstat olarak kabul edilen isimlerin önemli bir kısmı dergicidir.
Dergicilik tamamen gönül işidir. Bir meselesi olanlar dergi çıkarır. Daha açık bir ifadeyle, dergicilik, derdi olan insanlara mahsustur. Bu zahmetli mücadeleyi gündemine alan herkesin yanındayız, destekçiyiz.
Bu girizgâhtan sonra, sözü Cümle dergisine getirmek istiyorum. Küçükçekmece Milli Eğitim Müdürlüğü’nün çıkardığı bu dergi dördüncü sayısına ulaşmış.
“Artık devir değişti” deniliyor. Varsın, desinler. Bir dergiyi kâğıttan okumak gibisi yok. Daha sahici ve daha kalıcı oluyor.
Künyeleri şöyle: Hak Sahibi; Emin Çıkrıkçı. Yayın Danışmanı; Osman Koca. Yayın Yönetmeni; Mahmut Turan Ektiren. Yayın Kurulu; Mehmet Sarıaslan, Tuncay Demir ve İrfan Özer.
Cümle dergisi dönemlik çıkıyor. Derginin bir derdi var. Dert, söyletiyor, yazdırıyor.
Dört sayı, dört yıllık emek demek... Şimdi, dört yıldır ne yapıyorlar, bir bakalım.
Dergide ilk dikkat çeken, her sayıda, düşünce dünyamızın öncü isimlerinden bir tanesinin okurlar için derleniyor olması. Her sayıda bir müjde...
Mayıs 2022’de yayınlanan birinci sayıda, diriliş mimarı ve mücadele insanı Sezai Karakoç dosya konusu yapılmış.
Abdullah Harmancı’nın, “Sezai Karakoç: Absürt Tiyatrodan Öte” başlıklı yazısını okurken, “Sezai Karakoç’un oyunlarının merkezinde diriliş düşüncesi vardır. Diriliş düşüncesinin merkezinde ise doğrudan doğruya İslam yer alır” ifadesiyle karşılaştım.
Mahmut Bıyıklı, “Sezai Karakoç’tan Ne Öğrendik” sorusuna şu cevabı veriyor: “Asr-ı Saadetin yaşanılır bir modelini sundu. Şiiri iman bilenlerdendi. Onda asla ümitsizlik yoktu. Allah’a bağlanarak özgürleşmeyi ondan öğrendik.”
Mustafa Özel, “Bir Umut İnsanı Olarak Sezai Karakoç” başlıklı yazısını, şairin çokça bilinen bir mısrası ile bitiriyor: “Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.”
Sadettin Acar, “Sezai Karakoç Bize Ne Söyledi” sorusunu “İslam medeniyet birikimi Sezai Karakoç’un üslubunun bir parçası olmuştur” diyerek cevaplıyor.
Hüseyin Akın, Nabi Avcı ve Necip Tosun, birinci sayının diğer önemli kalemleri arasında yer alıyor.
Mayıs 2023’te yayınlanan ikinci sayının dosya konusu, gülistan rehberi Rasim Özdenören olmuş.
Arif Ay, “Çağa İslam’ın Gözüyle Bakan Yazar” başlıklı yazısında onun hakkında şunu söylüyor: “Rasim Özdenören, yazarlığının yanı sıra bir düşünce adamıdır. O, günümüz Türkiye’sinde zihin karışıklığı yaşamayan, Batı kavramlarıyla düşünmeyen, inancımızın asli kaynaklarından beslenen bir düşünürdür.”
Nurettin Durman, “Rasim Özdenören: Ankara’dan Abim Gelmiş” başlıklı yazısını şu sözlerle bitiriyor: “Muhabbet ehli ile olunca muhabbete doyulmuyor haliyle…”
Ali Haydar Haksal, “Rasim Özdenören’e Dair Bellek Coğrafyası” isimli yazısında önemli bir tespitte bulunuyor: “Şiirde Üstat Sezai Karakoç’un yaptığını Özdenören öyküde gerçekleştirdi. Özdenören öyküsü, soyut, anlaşılmaktan uzak ve anlamsız değil, bu bakımdan Sezai Karakoç’un şiiriyle akraba.”
Âdem Turan, Ersin Nazif Gürdoğan, Yıldız Ramazanoğlu, Şeref Akbaba, Suavi Kemal Yazgıç ve Hasan Aycın ikinci sayıya yazı ve çizimleriyle katkı sağlayan diğer isimlerden sadece birkaçı.
Nisan 2024’te yayınlanan üçüncü sayıda, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy dosya konusu olarak seçilmiş.
Ercan Yıldırım’ın, “Türkiye’nin Nomosu ve İstiklal Marşı” başlıklı yazısından oldukça vurucu bir cümle: “Marş bu manada hem Türkiye’nin Nomosu İslam’ı kesinleştirirken hem de ülkenin bir İslam devleti olarak kurulduğunu açıkça ilan eder.”
Berat Demirci, “Şairin Mührü” isimli yazısında “Safahat, büyük bir şairin kaleminden çıkan manzum sosyolojidir. İstiklal Marşı, Akif’in amel defteriyle, Türk milletinin amel defterinin hemzemin okumaya imkân vermektedir” diyor.
Oldukça hacimli olan üçüncü sayıda Fahrettin Gün, Yusuf Tosun, Nurettin Durman ve Bestami Yazgan’ın da yazıları yer alıyor.
Gelelim, Cümle’nin dördüncü sayısına. Bu sayıda Nurettin Topçu’nun eserleri inceleniyor. Her bir eser için geniş bir pencere açıyor.
Mayıs 2025’te yayınlanan dördüncü sayıda da birçok kıymetli ismin imzası var: Abdullah Nehir, Ahmet Kılıç, Berrin Bayburt, Bilgin Güngör, Duygu Aksoy, Fikret Uslucan, Mehmet Nezir Gül ve Şaban Sağlık.
Bu arada, Ömer Gündoğdu’nun “Topçu Milliyetçiliğinin Ruh Kökleri” başlıklı yazısını da anmadan geçmeyelim. Yazıyı okurken, şu cümlenin altını çizdim: “Topçu, Batı kaynaklı ırkçı ve ayrılıkçı nasyonalist akımların aksine milliyetçiliği ruhu İslam ile yoğrulmuş ve tasavvufi ahlakla incelmiş diğerkâm insanların mefkûresi olarak ortaya koyar.”
Cümle dergisinin son sayısını okurken, Ercan Yıldırım’ın “Türk Düşüncesinin Sahici Duruşu: Nurettin Topçu” isimli yazısındaki şu cümle karşısında saygı duruşuna geçtim: “Kendisine büyük servetler, büyük makamlar kazandırabilecek bir yeteneğe, eğitime ve kariyere sahip olmasına rağmen hayatını idealleri uğruna yaşamayı seçmiştir.”
Derginin gerisi, bu yazıdan dolayı, dergiyi okuyacaklara sürpriz olsun.
Cümle’ye bundan sonraki yayın hayatında başarılar dilerim. Buraya kadar gelen, inşallah buradan sonra da gidecek demektir.