• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Önemli olan akıbettir…

08 Kasım 2025
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Önemli olan akıbettir… 

ALİ SANDIKÇIOĞLU 

Çoğu kere biz insanlar araştırmadan, incelemeden, çabuk hüküm verir ve insanları hemen mahküm ederiz.

Şayet kişinin yaptığı işler bizim hoşumuza giderse, çıkarımıza uygun düşerse bize göre o insan iyi insandır.

Yok kişinin yaptığı işler bizim çıkarımıza uygun olmaz, hoşumuza gitmezse o kişinin yaptığı gerçek manada, iyi, güzel olsa da bize göre o kötüdür der kötülemeye başlarız.

Esaslı manada bir araştırma yapmayız. Kişiye hiçbir tolerans tanımayız. Acilen kararımızı verir, kişinin iyi veya kötü bir insan olduğuna karar veririz.


Oysa kitabımız Kur’an-ı Kerim’de HZ. Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: “Size bir haber geldi mi araştırın.” Her duyduğumuza inanamamak, biraz olsun araştırmak lazımdır. 


Bizim hayır gibi gördüğümüzde şer, şer gibi gördüğümüzde de hayır olabilir.

Rabbimiz bu hususu kelamı kadiminde şöyle ifade etmektedir: “Ey müminler! hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Ama olur ki, bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için daha hayırlıdır. Ve olur ki, bir şey sevdiğiniz halde sizin için şer olur. Allah bilir. Siz bilmezsiniz.” (Bakara 216)


Önemli olan eskilerimizin deyimi ile hatimedir. Sondur, Sonuçtur. Atalarımız; “Hüsnü hatime derlerdi.”

Dini kitaplarımızdan öğrendiğimize göre hayatta iken kendini en kamil mümin, veli hatta mürşid gibi gösteren, böylece nice insanı aldatan bazı insanların akıbetleri daima hüsran olmuştur. 


Allah korusun. Allah’u alem birçokları bu alemden öbür aleme elleri boş olarak gitmişlerdir.

Nice kötü gibi tanınanlar da son nefeslerinde imanlarını kurtararak Cenab-ı Hakk’ın rahmetine kavuşarak öbür aleme imanları ile göç edebilmişlerdir. 


Burada kısaca olarak tarihi bir olaya yer vermek isterim. Evliya Çelebi Bergamalı nalıncı MEMİ dededen şöyle bahis eder: Sultan 3. Murat bir gece bir rüya görür ve O rüyanın tesirinde kalır. O gecenin sabahı sultan Murad’ın tuhaf hali Siyavuş paşanın dikkatinden kaçmaz. Ve padişaha sultanım bir durumu var?

Diye sorar. Padişah: Akşam garip bir rüya gördüm. Vezir; Hayırdır inşallah efendim. Sultan; Hayır mı, şer mi öğreneceğiz Vezir: Nasıl yani! Padışah: Hazırlan dışarı çıkıyoruz. Padişah ve veziri tebdili kıyafetle molla kılığına girerler ve saraydan dışarı çıkarlar.

Zeyrek’ten geçip Unkapanı’na iner bir yerde dururlar.


Padişah etrafı bir süzer, sağa sola bakar ve yerde yatan bir insan cesedi görür. Padişah oradakilere sorar: Bu yerde yatan ölü ceset kimdir? Ahali vezire ve padışaha; Aman hocam hiç bulaşma ayyaşın, sefilin biridir. Padişah oradaki insanlara; Nereden böyle olduğunu biliyorsunuz? Ahali; Müsaade et de bilelim kırk yıllık komşumuzdur. Dediler. Esasında iyi bir nalıncı ustasıdır amma, ancak kazandıklarını içkiye, fuhuşa harcar. 


Akşamları, şişe şişe içkileri fahişe kadınları evine getirir, kazandığı paraları onlara harcardı. Bize inanmazsanız komşularına sorabilirsiniz. Vezir halkın ceset hakkındaki, bu söylenenleri dinledikten sonra padişaha, bu adamdan uzak durmasını söyler ve padişahtan geriye dönmelerini tavsiye eder. 


Sultan vezire neden dönmemizi istiyorsun? deyince, vezir; Bu adamdan uzak durmak istersiniz diye düşündüm. 

Çok çok tehlikeli ve ayyaşın birisi olduğunu anlatıyor komşuları.

Padişah: Hayır! olmaz öyle şey! Millet bu, çeker, gider kimseye bir şey diyemem. Amma biz gidemeyiz. Rüyanın bir hikmeti olmalı. Vezir, Saraydan birkaç hoca çağırtalım bu cenazeyi kaldırsınlar. Padişah: Hayır olmaz, rüyadaki hikmeti çözmedik daha. Vezir ne yapmamı emir buyurursunuz? Padişah: Mollalığa devam edeceğiz. Cenazeyi biz kaldıracağız. Vezir, Aman efendim biz bu cenazeyi nasıl kaldıralım? Padişah; Basbayağı kaldıracağız işte. Vezir ; Yapmayın efendim bunun yıkanması, paklanması, kefenlenmesi işleri var. Biz bunları nasıl yapacağız? Padişah; Merak etme ben hepsini yaparım. Vezir padişaha şurada bir mahalle camisi var bilmem ki orada olur mu? Padişah, Hayır Fatih Camiinden kaldıracağız. Cenaze usulune uygun yıkanır, kefenlenir. Cenaze yıkanıp , kefene sarıldıktan sonra nurlanır ve güzelleşir. 

Padişahın kanı ısınır ve cenazeyi tanımadığı halde ölen kişiyi sevmeye başlar.


Vezir cenazenin evini araştırır bulur. Cenazenin evine giderler eski bir ev var hanımını bulup sorarlar, Beyin nereye defin edilecek? Hanımı beyim vefat etmeden evvel evimizin bahçesinde mezarını kazmıştı.

Padişah hanımına beyiniz nasıl bir insandı? A evladım beyim çok acaip, çok tuhaf bir insandı. Akşama kadar çalışır kazandığı paraları elinde içki şişesi olanlara verir getirdiği içkileri evin tuvaletine dökerdi. Niçin? Müslümanlar içki içmesin diye.

 Malum kadınları eve getirir onlara sabaha kadar dinden bahis eder, sabah para vererek evine gönderirdi. Kötü alışkanlıklarından vaz geçsinler diye. 


Kendisi mahallemizin camisinde namaz kılmazdı. Çok uzaklara gider namazını kılar gelirdi. Herkes onu beynamaz içkici, zinacı diye tanırdı.

Ben kendisine; seni mahalleliler çok kötü bir insan olarak tanıyor, öldüğünde cenazen ortada kalır. Ne olacak? Dediğimde, gülmeye başladı üzülme hanım padişah ne güne duruyor? Gelir benim cenazemi kaldırır derdi. 

Sultan Murat rüyasının sırrını çözmüştü. Biraz kısaltarak sunduğum bu hadiseden (Birçok tarihi kitaplarımızda vardır.) Anlayacağımız gibi onun, bunun iyi veya kötü demesi pekte önemli değildir. Önemli olan akıbettir. Allahın razı olduğu kullarından birisi olarak bu alemden göçebilmektir.


Cenab-ı Hak hepimize hayırlı sonuçlar , iyi hatimeler, kamil bir imanla baka alemine göç etmeyi nasıp eylesin.Amin…. 

Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Biliyormuydun

Güzel bir masal, ancak, sadece masal. 3.Murat tag tahta çıktığı gün, 19 kardeşini birden boğ durdu. İçlerinde kundaktaki bebeler bile vardı. Hovarda olan babası 3.Mehmetten hamile cariyeleri diri, diri Haliç'in sularına gömdü. Öyle bir tipti ki, oğlu 1. Ahmet, cenazesini kılmadı. Ama, sen de, diğer tüm tarikatçılar gibi masal üzerine dünyanı inşa etmişsin. Yarını gör de, merak ettiğim, gazeten bu yazı için sana bir de para mı ödüyor

Nedim

Âlimler bu durumla ilgili sözleri olduğunda mutlaka Ömer ra in sözlerini aktarırlar.Omer ra ta,"işin içinden çıkamadığımiz konu oldu mu vahiy alan peygamber e giderdik te o ne emrederse onu yapardık.Vefat edince de artık içimizde vahiy alan olmadığı için zahire bakıp aleyhimizde olsa sevmezsek bile zahir ne ise onunla amel ederdik."bu sözlerini aktaran âlimler ehlisunne itikadı ve usulünde olanlar delil yani zahir olan söz fiil ve ortaya konmuş inanç ne ise ona göre hükmeder karar alırlardı.Ve aynı âlimler Ömer ra bu sözlerine sahabe döneminden Hatip b belta ra örneğini vererek Mekke fethin öncesinde ailesi ni tehlikeden kurtarmak şartı ile müşrik komşularına bir mektupla haber vermek istemesi ve bu mektup u Allah cc Cebrail as vasıtasıyla peygamber e sav bildirince o mektup bulunup hesap sorulur.Gorunuşte zahir de gerçekten hainlik olduğu fakat vahiyle Hatip ra in hainlik maksadı ile değil ailesinin tehlike altında olması ile korku ile duygusallikla bu yanlışı yaptığı bildirilince ısrarla Ömer ra in ya Resulullah bırak bu münafığın kafasını ucurayim demesinin önüne geçildi.Omer ra tam da böylesi konular olduğunda vahiy alan peygamber e müracaat ettiklerini fakat vefatı sonrası böylesi bir olay olsa deliller zahir ne ise ona göre davranmaktan başka çare olmadığını da anlatır âlimler.Zaten masal da anlatılan Allah cc bir müslümana rüya ile ilham edildiği ve rüya da ki bilgiler o adamı en iyi bilen hanımına müracaat edilerek gerçek yüzü ortaya konması da Ömer ra i destekler.Osmanli sonrası İslam dünyasında emperyal sistemler ve hayat tarzları ile Kur'an sünnet icma merkezli toplum ve devlet yapısı 600 yıllık sistemin yürürlükten kaldırıldığı apaçık ortada ve bu tam da Kuran'da anlatılan SAMİRİ KISSASI na benzeyen bir hal aldı.Kuranin yerine apaçık olarak emperyalist sistem aldığı mesala faizli bankalar genelevler i ile zina , içki ve kumar vb Allah cc yasakladığı ne varsa devletler eliyle apaçık yapılmakta ve insanlar da buna uymakta oldukları görülür.ve tasvib etmeyen insanlar olsa da bunu yapan sistemlere ve bunu icra eden yürütme ye itaat ettikleri de zahir.. Ehlisunne itikadı na göre zahirle hukmedip gereği yapılmalıdır.Mesala SAMİRİ KISSASI nda Musa as normalde görünüşte sapkınlıklar a mesafe koymuş Harun as dan hesap sorup bu kadar sapkınlık ortada iken neden mücadele etmedin de başka yere gittin diye yakasına yapışmasını da anlamıyor insanlar.Bir de Harun as i sapkın kavmi ile içiçe görse ne yapardı hiç düşündünüz mu
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23