• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Sandıkçıoğlu
Ali Sandıkçıoğlu
..
TÜM YAZILARI

Cuma hutbelerinde Hulefa-i Raşidin isimleri neden okunmaz?

05 Temmuz 2025
A


Ali Sandıkçıoğlu İletişim: [email protected]

Cuma hutbelerinde Hulefa-i Raşidin isimleri neden okunmaz?

ALİ SANDIKÇIOĞLU 

Cuma namazının şartları, Cuma namazında okunan Hutbenin hükmü fıkıh kitaplarımızda açık olarak bellidir.

Şu herkes tarafından bilinen bir gerçektir:

Osmanlıdan önceki Türk devletlerinin büyük bir kısmında, Osmanlı döneminde daha sonra cumhuriyet döneminde köyde, kasabada, şehirlerdeki Cuma kılınan bütün camilerde Hulefa-i Raşidin efendilerimizin isimleri okunurdu.

Hatta öyle ki Osmanlı imparatorluğu idaresi altındaki bütün coğrafyalarda Cuma namazı kılınan camilerde bu güzide insanların isimleri okunurdu.

Günümüz dünyasında bugün dahi birçok Afrika ülkesinde eskiden olduğu gibi okunan hutbelerde Peygamber Efendimizin halifeleri ile iki torunu Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (R. Anha) hazretlerinin isimleri okunuyor.

Yakın geçmişe kadar Türkiye’de de camilerimizde Hutbenin ilk arapça bölümünde Hulefa-i Raşidin efendilerimizin isimleri okunmaktaydı.

Ne oldu da bu isimlerin okunması kaldırıldı?

      Elimizde resmi bir belge yok. Ancak duyduklarımıza göre: Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmak için kalkışma yapan Fetocular zamanla diyanete bakan bir bakan ve zamanın diyanet işleri başkanına müracaat ederek bu mübarek zatların isimlerinin hutbelerde okunmasının kaldırılması için ön ayak olmuş ve kaldırmış şeklindedir.

Elbette işin özünün, gizli taraflarını en iyi bilen Cenab-ı Haktır. 

Bir gün O’nun huzurunda bütün sayfaların açılacağına zaten şüphemiz yoktur.

Cumhuriyet döneminde ilk defa diyanet işleri başkanlığı 4 Nisan 1924 tarihinde kuruldu.

İlk olarak diyanet işleri başkanlığına Rıfat Börekçi getirildi. (Rıfat Börekçi’nin ameli ve itikadı yönleri hilafetin kaldırılması, İslam dinine karşı yapılan bazı menfi tatbikatlara destek vermesi sebebi ile tartışmalı bir zat olduğu bilinmektedir.)

Buna rağmen Rıfat Börekçi zamanında hazırlanan hutbelere dahi 

Hulefa-i Raşidin efendilerimizi isimleri vardı. Ve Cuma günleri hutbelerde sırası ile (…..) İsimleri okunurdu.

Hutbede Hulefa-i Raşidin isimlerini zikretmek her ne kadar hutbenin şartlarından değilse de, Ehl-i Sünnet’in (Allah onların çalışmalarını şükrâna layık eylesin / mükâfatlandırsın) şiârındandır.

Akla şöyle bir soru gelebilir?

Hutbelerde dört büyük halifenin isimlerini okumak ehli sünnet inanç ve itikadına aykırı mıdır? Bu suale niyeti bozuk olmayan kalbinde fesat bulunmayan her din adamının veya her alimin veya Müslümanın vereceği cevap elbette ki, hayırdır. Ehli sünnet görüşüne asla ters değildir.

Burada tarihi bir olaya kısaca yer vermeye çalışalım:

İmam-ı Rabbânî hazretleri, zamanın ileri gelenlerine yazdığı bir mektupta buyuruyor ki:

“Samane şehrinin hatibi Kurban Bayramı hutbesinde Hulefa-i Raşidinin yani Resulullah’ın dört halifesinin isimlerini söylememiş ve namazdan sonra bir kısım cemaat kendisine bunu söyledikleri zaman, (Unuttum veya şaşırdım) gibi bir özürde bulunmayarak, (İsimleri söylenmezse ne olurmuş?) diye inat etmiş. Halktan ileri gelenler, bu hâle seyirci kalıp, o insafsız hatibe haddini bildirmemişler.

Hulefa-i Raşidinin isimlerini okumak, hutbenin şartı değilse de, Ehl-i sünnetin şiarıdır, nişanıdır. Onu bile bile inat ederek ancak kalbi bozuk olan okumaz. Ehl-i sünnet olan bir sultan zamanında, böyle bid’at çıkarmak, ne büyük cesarettir. Belki de, devlete, ulul-emre karşı gelmek demektir. Asıl şaşılacak şey de, o şehrin muhterem eşrafının, ileri gelen Müslümanlarının, bu vaka karşısında kımıldamamaları, gevşek davranmalarıdır. Kur’an-ı Kerim’de mealen, (Gücü yeterken, günah işleyenlere mâni olmayıp susmak, ne kadar kötüdür!) buyuruldu. Bu tüyler ürpertici haberi duyar duymaz aklım başımdan gitti. Fârûkî damarım harekete geçti, bunları yazdım. (2. cilt/15. mektup)

Hutbede dört halifenin isimlerini yüksek sesle okumak, Ehl-i sünnet olmanın alametidir. (İ. Ahlakı)”

 

Ehli sünnet inancına göre ashabı kiram aleyhinde olunmaz, birilerini sevip, birilerine lanet edilmez. Peygamber Efendimiz (sas) “Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir hangisine uyarsanız hidayete erersiniz buyurmaktadır.” 

“Diyelim ki Şemane şehrindeki dört büyük halifenin isimlerini okumayan bu hatîb, onların ismini inat edip bile bile terk etmemiştir… Fakat bu kimse, ‘Her kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o onlardandır’ [Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis no: 5114; Ebu Davud, Sünen, Hadis no: 4031] tehdidine ne diyecektir. 

Bu hususta töhmetten nasıl kurtulacaktır? Oysa (bir başka) hadis-i şerifte de gelmiştir ki, ‘Töhmet mevkilerinden / yerlerinden sakının-kaçının!’ [Bkz. el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c. 1, s. 44]

Eğer bu hatip Şeyhayn’in (Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’in r.anhuma) üstünlüğü hususunda şüphedeyse, bu onun Ehl-i Sünnet yolunu terk ettiğini gösterirEğer Hateneyn’e (iki damad; Hz. Osman ve Hz. Ali r. anhuma) sevgi besleme hususunda tereddütlü ise, bu durumda da Ehl-i Sünnet’ten ayrılmıştır.

Buradan

Muhterem diyanet işleri başkanımıza ve yüksek din kurulu üyelerine seslenmek isteriz:

Elbette ki bizler kimsenin inançlarına karışmak niyetinde değiliz. İsteyen istediği gibi inanır. İstediğini sever, istediğini de sevmez.

Ama bizler ehli sünnet akidesinde olan Müslümanlar olarak asırlarca camilerimizde isimleri hutbelerde okunan ve adları cemilerimizi süsleyen dört büyük halifenin adlarını yeniden hutbelerde okunmasını istiyoruz.

      Burada aldığı eğitim ve ashabı kirama olan muhabbetlerinden dolayı Anadolumuzun bazi vilayet, kaza, kasaba ve köylerinde hoca efendiler hutbelerini okurken dört büyük halifenin isimlerini de okuyorlar . Kendilerini tebrik eder, böyle hoca efendilerimizin sayılarının artmasını Mevla’dan niyaz ederim.

Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Güdül lü

Ankara Akdere merkez camii imamızda okuyor Allah ondan ve gündeme getirdiğiniz için sizden de razı olsun inşAllah

Harputi

Son zamanlarda minbere çıkan hatip hutbe öncesi cemaate minberde selam veriyor buda yeni çıktı galiba Hanefî fıkhın da olmayan bir uygulama,minberde selâm verip iç ezanı dinlemek ne
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23