Çav Bella, Yuh Yuh, Dombra.. Eşcinsel evlilik!
Sanıyorsunuz ki, ezanın Türkçe okunması tek parti döneminin eseriydi, geçti gitti..
Sanıyorsunuz ki, milli iradeye müdahaleler, eski yılların vukuatlarıydı, bitti, eser kalmadı..
İşte görüyoruz..
Ezanı Türkçe okutamayanlar..
Şimdi minareden Çav Bella okutuyorlar..
Bir sefer olsa.. “Bir hata” der geçeriz.
“Çav Bella”yı cami minaresinden okutuyorlar..
Yetinmiyorlar.. Sonrasında da Selda Bağcan’ın Yuh Yuh şarkısı varmış, onu çalıyorlar..
Sadece çalmakla yetinmiyorlar..
Bir beğeni yapıyorlar..
Kim?
Eski CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı..
Dün tutuklanınca, CHP’liler ayaklanıyor..
“Niye tutukladınız?”
Birisi provokasyon yaptı.. Diğeri de yaydı..
Provokasyon yapan tespite çalışılıyor..
Yayan da bulundu, tutuklandı.. (“Tutuklandı” derken, aylarca hapiste kalacağını sanmayın.. Bir iki gün içinde çıkartıverirler..)
Birileri itiraz edecek..
“Fazla abartmayın.. Biri çalmış, biri de beğenmiş.. Sonuçta da tutuklanmış” diyecekler..
Yine “Eyvallah” diyelim..
Peki, tutuklanan parti eski yöneticisine sahip çıkarken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu sözüne ne diyeceksiniz?
“Camilerimizden ezan ve İstiklal Marşı dışında başka herhangi bir sesin yükselmesini asla kabul etmiyoruz.”
Haydaa..
Ezanın yanına salaları koyacağına..
Nedendir bilmeyiz..
15 Temmuz hain darbe girişiminde, halkın motive olmasını sağladığı için midir bilinmez..
Salayı çıkarttı..
Yerine İstiklal Marşı’nı koydu..
Aslında okutmak istediği İstiklal Marşı da değil. Ellerine fırsat geçerse, 10. Yıl Marşı’nı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi, İstiklal Marşı yerine çaldırdıkları gibi..
Allah korusun, bunların ellerine bir fırsat geçecek olsa..
Minarelerden de, çaktırmadan çaktırmadan.. 10. Yıl Marşı’nı okutturacaklar..
Uydurmuyorum..
Yaşadıklarımızdan çıkartıyorum..
Kafa hiç değişmedi çünkü..
Türkçe ezan okuttular..
Hesabı soruldu mu?
Sorulmadı..
“Kimdir ezanı Türkçe’ye çevirip, bunu mecburi olarak minarelerden okutturanlar? Kimlerdir, ezanı, asli dilinde okuyanları cezalandırtanlar” denildi mi?
Denilmedi.
“Demokrat Parti geldi.. Asli diline çevirdiler işte.. Daha ne kurcalıyorsunuz” denildi..
Kapatıldı..
1940’larda legal olarak yaptıklarını..
Şimdi illegal olarak yapıyorlar..
Ama kafa, aynı kafa..
Biliyorum, “Ağrı Musa Ağa Camii’nde, AK Parti’nin Dombra şarkısının çalınmasına da bir cevap ver” diyecek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını takip edenler..
Ben de merak ettim..
“Bir caminin minaresinden, gerçekten AK Parti’nin seçim şarkısı çalınmış mı” diye..
Öncelikle söyleyeyim.
Çalınmışsa, o da soruşturulsun, sorumlular cezalandırılsın..
Hatta üzerinden geçen süreye bakılmasın, bugün dahi soruşturulsun, ortaya çıkarılsın..
Ama benim gördüğüm şu..
Bir kişi, caminin bulunduğu apartmanlar dolu sokağın başından çekim yapıyor. Ses kaydı yapıyor.. “Bakın bakın.. Etrafta seçim otobüsü yok ama, Dombra şarkısı çalınıyor. Bu ses minareden geliyor” diyor..
Caminin arkasındaki caddeden görüntü yok.. Caminin yanıbaşındaki apartmanların arkasından bir görüntü yok..
Gerçekten o sırada bir seçim otobüsü oralarda bulunuyor mu, belirsiz.. O bölgede partinin bir seçim bürosu var mı, belirsiz..
Bu noktada, yine de olayın üzeri örtülmesin..
Savcılık soruşturma açsın..
Minareden okundu ise, sorumlusu cezalandırılsın..
Minareden okunmadı da, medyadaki o tek videoyu çekip, CHP Genel Başkanı’nın açıklamasına malzeme yapacak kadar olayı çarpıtan, “Minareden seçim şarkısı çalınıyor” diyen kişi kim ise, o bulunup, cezası verilsin..
Muhatabımız CHP olunca..
Neler yapabileceklerini, ne iftiralar atabileceklerini tahmin edebiliyoruz.
Allah, ellerine fırsat geçirtmesin..
Allah, bu ülkeyi, bunların şer heveslerinden emin eylesin..
Ama sizler, bakmayın bizim mahallede bile boy gösteren, “CHP değişti artık.. Eski CHP değil” söylemlerine..
“Katranı kaynatsan da olmaz şeker” demiş, atalarımız..
“CHP değişti, değişti.. Siz inanmak istemiyorsunuz” diye ısrarcı mısınız?
Buyrun bir başka örnek..
Bizim mahallenin de oyları ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan CHP’li Ekrem İmamoğlu’na soruyorlar..
“Eşcinsel evlilikleri onaylıyor musunuz?”
Cevabı, Müslümanları utandıracak netlikte..
“AK Parti’ye küstüm.. Oğlumu işe almadılar.. Ne olurdu yani, imtihansız bir yere yerleştirseler” diyerek..
“Ama yolsuzluk iddialarına da cevap vermiyorlar” diyerek..
“Her taraf beton oldu” diyerek.
“Bir yeşil alanımız da kalmadı.. Hatta deprem olursa, gideceğimiz toplanma alanları kalmadı” diyerek..
“Bunlar da fazla şımardılar ama.. Yanlarında iki koruma.. İlaveten şoför.. Bu ne ya?” diyerek..
Ve daha bin bir itirazla..
Belki AK Parti de, bunlardan payını alıp eleştirilerden ders çıkarsa daha iyiydi ama..
Hemen hepsinde, bir algı operasyonunun ürünü olan çarpıtma bilgilerden yola çıkarak..
“Bu sefer oyumu AK Parti’ye vermeyeceğim” diyen dindar olduğunu söyleyen seçmenleri yerin dibine batıracak kesinlikte cevap geliyor:
“Tabii ki eşcinsel vatandaşlarımızın da yaşam kalitelerini ya da yaşamla ilgili özgürlüklerini korumakla ilgili sorumluluğumuz var. Geçmişte bu görevi yapmış insanların sorumluluğu olduğu gibi benim de var. Benden sonraki belediye başkanlarının da var. Ülkeyi yönetenlerin de var.”
Belki diyebilirsiniz ki, “Bunlar siyasetçilerin klasik cevapları.. Bir şey dememiş ki..”
O zaman hazır olun..
Ekrem İmamoğlu, soyadını utandıracak..
Seçim öncesinde Eyüp Sultan Camii’ne birlikte gidip, Yasin suresini okumasına nezaret eden imamı utandıracak..
Belediye başkanlığı görevine başlarken yanında bulundurduğu imamı utandıracak cinsten cevabı veriyor:
“Ama şunu söylemekte fayda görüyorum ki, eşcinsel evliliğe izin verilmesi hususuna henüz toplumumuzun hazır olmadığının altını çizmek isterim.”
Bu ne demek?
Yani; “Eşcinsel evlilik olmalı ama, toplum buna hazır değil.. Biz de şimdi, toplumu eşcinsel evliliğe hazırlamakla meşgulüz..”
Söylenilen tam da bu..
Varsa, “Günahını üstleniyoruz” diyebilecek olanlar..
Bize bir şey düşmez..