“Altın Frank”a geçelim ava çıkanı avlayalım
1980’li yılların başı..
Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyim.
Pek rağbet görmeyen Deniz Ticareti Hukuku dersinde.
400 kişilik sınıfta, 15-20 öğrenci ancak varız.
Prof. Tahir Çağa, Montrö Sözleşmesi ile ilgili dikkat çekici bir bilgi veriyor..
“Bir kabul ettirebilsek.. Türkiye için büyük bir maddi kazanç” diyor..
“Kabul ettirebilsek” dediği..
Aslında başkasının keyfine kalan bir husus değil.
Sözleşmede zaten yazılı..
Talebinizi, gerekçeleri ile ortaya koyup, hakkınızı istediğinizde..
Zaten elde edeceğiniz bir hak..
Ben, Türkiye’nin hakkı olan.
Ama alamadığı bu "gelir kapısı" skandalını öğrenmenin üzerinden.
Tam 30 yıl geçmiş..
“Boğaz’dan geçen gemi” ifadesini her duyduğumda..
Tahsil edemediğimiz bu hakkımızı hatırlarım..
Şimdi Rusya gibi kötü komşu yüzünden..
Tekrar hatırladım..
Uçağı düşürüldükten sonra..
“Rusya, şu engellemeyi yaptı..”
“Rusya bu ambargoyu hayata geçirdi.”
“Rusya, Türk işadamlarına şunu yaptı” haberlerini duydukça..
Rus uşaklığı yapma yerine..
Kendi ülkem için kafa yorduğumda..
“Türkiye ne yapabilir” diye düşündüğümde..
İlk aklıma gelen..
“Montrö Sözleşmesi’ndeki ‘Altın frank’ değerine dönülmesi” oldu.
Bundan en büyük zararı, tabii ki Rusya görecek.
Türkiye’nin gelirinin artması bir yana..
Rusya da.. Ödemesi gerekirken ödemediği bedeli, Türkiye’ye ödemeye başlayacak.
•
Konunun rakamsal boyutlarını..
Ve kaynağını da aktaralım..
Montrö Sözleşmesi’nde, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçişte alınacak bedel, “Altın frank” birimi ile gösterilmiş..
Sözleşmenin yapıldığı tarihte geçerli olan bu para biriminin sonradan geçerliliği kalmamış.
Dolayısıyla.. Sonraki yıllarda..
İleriyi iyi göremeyen Türk bürokratlar.
“Altın frank” yerine..
“Altın” birimine geçeceklerine..
Daha subjektif değerlemesi olan dolara geçince. Bir de "kur"u sabitleyince..
“Altın frank” karşılığı..
Kuşa dönmüş..
Ama bu çevirme..
Yeni bir sözleşme ile değil.
Türkiye’nin tek taraflı açıklaması ile olmuş.
“Çevirme” hesabı tek taraflı olduğu için de..
Şimdi..
Yine tek taraflı olarak.. Sözleşmedeki esas hükmün uygulamaya geçirilmesi imkanı var.
Tahir Çağa’nın 30 yıl önce, bize hatırlatması ile, “Altın Frank’ı, altına çevirsek.. Bugünkü sembolik bedelin kat kat üzerinde gelir elde ederiz.”
Konuyu araştıran Dr. Cihat Yaycı, 2013 fiyatları ile bir değerleme yapmış..
Boğazlardan geçiş karşılığında tahsil edilen rakam, 150 milyon dolar civarında iken..
“Altın frank”ın karşılığında, “altın” esas alınırsa..
10 milyar dolara ulaşabileceğimizi belirtiyor.
Konunun uzmanı Prof. Necmettin Akten’e göre ise rakam en az 3 milyar dolar..
Tahmin ettiğiniz gibi...
Bu paranın büyük kısmı, Rusya gemilerinden elde edilecek..
O zaman ne duruyoruz?
Montrö Sözleşmesi’ni hayata geçirelim..
Sözleşmedeki “Altın Frank”ın doğru hesaplanmasını sağlayalım..
Rusya’yı, “ava giderken, avlayalım..”
•
Haydi hukukçular..
En büyük iş size düşüyor..
Uluslararası sözleşmedeki, “Altın frank” ile belirlenen “değer”in..
Süreç içinde tek taraflı olarak farklı bir “birim”e geçirilmiş olsa bile..
Tekrar sözleşme aslındaki değere dönülüp..
“Altın”a. Veya.. Hakkaniyete uygun bir para birimine çevrilmesinin hukuki altyapısını hazırlayalım..
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi..
Ankara ve İzmir’in.. Konya’nın, Diyarbakır’ın hukuk fakülteleri öğretim üyeleri...
Barolar Birliği.. İstanbul Barosu.. Ankara Barosu. İzmir Barosu..
2011’de harekete geçen, sonra ses seda çıkmayan üç bakanlığın bürokratları..
Hep birlikte çalışın..
Bir hesaplama değişikliği ile..
Devlete yıllık en az 3 milyar dolar kazandıracak farklı hesap uygulamasını, hayata geçirin..
İtiraz edildiği takdirde de, cevabını verecek hukuki gerekçeleri hazırlayın..
Ondan sonra görelim bakalım Rusya’nın boyunun ölçüsünü..
Bakalım “domates” hesabı yapacaklar mı?
“Türkiye’den gelen domatesleri geri çevirelim” diyecekler mi?
Bir çırpıda milyarlarca dolarlık çıktıyı göze alabilecekler mi?
Hodri meydan..
Halep orda ise, arşın burda..