TÜSİAD ne dedi?
TÜSİAD ne dedi?
Ali Akben
Değerli okurlarım, puslu havayı seven kurtların kurmak istediği sofra bir bir dağıtılırken uzun süredir sesi soluğu çıkmayan TÜSİAD’dan pat diye bir açıklama geldi.
Açıklamanın zamanlamasını ve içeriğini manidar buldum.
Ülkemize kattığı değerlerle göz bebeğimiz olması gereken bu kurum, geçmiş yıllarda da maalesef talihsiz açıklamaları ile kendilerini direkt ilgilendirmeyen meselelerde açıklamalar yapar ve hükümet edenlere ayar verirlerdi.
Cunta dönemlerinde sesleri ve solukları çıkmaz ama milletin değerlerine saygılı olma vaadiyle halkın karşısına çıkıp yapılan seçimlerde halkın oyları ile iktidar olan hükümetlerin özellikle yerli ve milli icraatlarına karşı da irtica paranoyası açıklamalar yaparlar ve aba altından sopa gösterirlerdi.
Son yıllarda işleri tıkırında, kasaları dolu, zor günlerden geçiyoruz. Kırılgan ekonomimize destek olmaları beklenirken, son aylarda hükümetin deruni bilgisini yok sayarak, ülke karıştırıcılara yönelik hamleleri üzerinden mal bulmuş mağribiciliğe soyunmalarını bir yurttaş olarak doğru bulmuyorum.
Ekonomik problemler ve program uygulamaları ile ilgili tavsiye ve öneri paketi sunsalar ya da çalıştırdıkları yüz binlerce insana işveren olarak ilave maddi destek sağlasalar elbette söylenecek söz olmaz.
Devletimiz her zaman olduğu gibi son günlerde de içerden dışardan tehditler alıyor olmalı ki, şer odaklarını ve yardakçılarını bir bir topluyor. Ayyuka çıkmış yolsuzluk çeteleri yanında devlete baş kaldırma cüreti gösteren subay bozuntularına karşı da alınması gereken tedbirleri yerinde ve zamanında almaya çalışarak, yeni 15 Temmuzlar, 28 Şubatlar olmasın diyor.
Sivil toplum kuruluşları kendi işine bakmalı. Devletin verdiği sınırsız hakları millet lehine kullanmalı daha çok üretip daha çok istihdam sağlamalı ve daha çok kazanarak daha çok kazandırmalı.
***
Amerika’nın ve aynı zamanda dünyanın başına bela olan sarı gavurun Gazze için sarfettiği akla muğayir cümlelerle ilgili ülkemizden gelen tepkilere bakabiliriz.
Cumhurbaşkanının son yurt dışı ziyareti ile ilgili kelli felli zannettiğimiz bazı kişi ve kurumların açıklamalarına da bu gözle bakabiliriz.
Koyun can derdinde kasap et derdinde misali o kadar çok fazla gözümüzün içine batan garip gerçeklikler var ki, insanın içi cız ediyor.
Ülke yönetiminde, iktidar kadar muhalefetin de birçok yönden sorumlu olması gerekirken, maalesef vurun abalıya dercesine, iktidar erkinin birincil görevi olan icraatları ile ilgili yaptığı hatalar cımbızlanarak, dev aynasında büyütüp servis etmeyi marifet sanan bir muhalefet ile karşı karşıyayız.
***
Yerelde iktidar olan muhalefetin icraat yerine, ipe un sererek yalan dolanla cambaza bak siyasetini allayıp pullayıp satmaları, iktidarın son yirmi yılda hatalarına rağmen, ülkemizi içerde ve dışarda şaha kaldırma hamlelerini yok mesabesinde gösterme gayretlerini anlamak gerçekten zor.
Yerelde iktidar olan CHP’nin hizmet olarak pazarladığı nerede ise tek şey; kent konseyi, kent lokantası ve şimdi de kent laboratuvarı… Görkemli törenlerle açılışını yaptıkarı eften püften üç beş sözüm ona icraattan başka bir şey yok ama reklam çok.
Metroymuş, yolmuş, kavşakmış, içme suyuna lağım karışmış, deniz canlıları müsilajdan ölüyormuş, deprem kapıdaymış umurlarında bile değil.
Cumhurbaşkanımızın son yurt dışı seyahatini objektif bir bakış açısı ile yorumlayabilsek yapılan anlaşmaları, verilen mesajları ve daha derununu nerelere ne mesajlar verildiğini anlayabilsek aslında, farkı fark eder ve fark var derdik ama maalesef bu önemli ziyaret bile içerde yaşanılan kısır döngülere ve senli benli kişisel kavgalara kurban edildi.
Meydanda fol ve yumurta olmadığı halde şapkadan tavşan yerine civciv çıkarma yarışını harlayanlar, çapsız birini İBB başkanı yaptıkları yetmezmiş gibi ülkemizin başına getirmek istiyorlar.
Allah korusun.
Yeni Zelenski’lere ihtiyaç yok.
Son yıllarda az da olsa itibar kazanan ülkemizi yeniden eski günlere götürmek isteyenlerin kötücül niyetlerini sakladıkları yerden çıkarıp yüzlerine şamar olarak sürmeli ve bir daha aynı hatalarla gerilere götürmek isteyenlerin oyununa gelmemeliyiz.
***
Sarı gavur dünyayı hallaç pamuğu gibi savurmaya devam ediyor. Ne insanlık, ne hak, ne hukuk, ne adalet. Güç zehirlenmesinin ahlaksızlığından başka hiçbir değer yok.
Kızılderili katliamlarında yaptıklarının aynısını daha fazlası ile mazlum Filistin halkına reva gören ve bu zulmü alkışlayan bir dünya jandarması var ve tüm dünyayı tehdit ediyor.
Ülkemizde de fırsat bulsalar daha beterini halkımıza uygulamaktan geri durmayacak vesayetçi kindar bir kitle var. Bu kitlenin içinde yerlilik ve millilik dışında ne ararsan var.
Ermenisi, siyonisti, dönmesi, kriptosu, beşinci kol faaliyetçisi , beslemesi, yoldaşı, fondaşı, şakşakçısı, bülbülü, sümbülü v.s …
Bu kitlenin sözcüleri sadece sosyal medyada değil fırsat buldukları her platformda biz buradayız diyerek batıl hayalleri ile yaşıyorlar.
Gören görüyor aslında ama görmeyenler için ipucu mahiyetinde kısacık bir bilgi, bir iki örnek; TOGG, savunma sanayi, iç barışı bozma çabalarında yazılıp çizilenler ve ham hayal söylemler…
Buralara iyice bakılabilse, gerçekleri görmek anlamak, anlamlandırmak mümkün.
Anlayanların anlamayanlara anlatması dileği ile.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.