Beton Ekrem
Beton Ekrem
Ali Akben
Zor coğrafya şartlarında yaşıyor olmanın bazen ağır bazen de hafif bedellerini ödeyen bir vatandaş olarak son günlerde ülke içinde ve dışında yaşanılanlara baktığımda yeni bedeller ödemek durumu ile karşı karşıya olduğumu düşünüyorum.
Hükümet edenlere muhalefet edelim derken gerçekleri perdeleyip vatandaşı birbirine kırdırmak özellikle gençlerin enerjisi üzerinden kırıp dökmek ve hatta daha da ileri gidip ülke genelinde boykota kadar götürmek gerçekten anlaşılması zor bir durum.
Muhalefet etmek, iktidarın yanlışları üzerinden doğruları göstermek ve vatandaş menfaatine bir duruş sergilemek olmalı ama cinsi cibilliyeti dedikodulu muhalefet edenlerin maalesef böyle bir duruşunu ben yarım asırdır görmedim.
Öğrencilik yıllarımda bizzat canlı şahidi olduğum işçi bayramı mitinglerini grevleri lokavt ve boykotları uzun süredir unutmuştuk.
1993’te İSKİ skandalı ile patlayan lağımın kesif kokusu milleti uyandırmış ve skandalın etkisi ile CHP son yapılan yerel seçimlere kadar iktidar yüzü görememişti.
Son yerel seçimlerde iktidar olan CHP, özellikle gençlerimizin saf ve temiz duygularını kullanarak yeniden eski Türkiye günlerine doğru ülkemizi bir kez daha götürmeye çalışıyor.
Komşumuz Suriye’de halk devriminin gerçekleşmesi ile yakın komşu olduğumuz İsrail’in Gazze’de yaşattığı vahşete karşı ülke olarak gösterdiğimiz tepkiden korktuğu için yediği herzelerden de anlaşılıyor ki, birlik ve bütünlük içinde tek yürek olmamız İsrail ve şürekâsı için büyük bir tehdit. Mısır nasıl tehdit olmaktan uzaklaştırıldı ve yerine bir kukla getirildi ise Türkiye de aynı mantıkla tehdit olmaktan çıkarılmalı. Son günlerde ülke gündemini karartan işbirlikçileri bu amaç doğrultusunda olmadık işler çevirmeye başladı. Ülkemiz üzerine karabulut gibi çöken ve birliğimizi hedef alan son olaylara bu gözle bakıldığında aslında şifre kendi kendine çözülüyor.
Sabık İBB başkanının çapsızlığını, kifayetsizliğini, narsistliğini, muhterisliğini, mitomanlığını hatta yolsuzluğunu CHP’ye oy vermiş kişilerden bizzat işiten bir yurttaşım. Sabık İBB başkanı ile ilgili gündeme bomba gibi düşen yeni lakapla tanıştık.
Beton Ekrem.
Beton Ekrem lakabını sosyal medyada dolaşan bir videoda, eşi intihar ettirilmiş bir hanımefendinin ağzından duydum. Mazlum hanımın ağzından dökülen her bir kelime savcıları harekete geçirmeli.
Sağduyulu vatandaşlarımız Siyonist İsrail mallarına karşı boykot uygulamasını yerinde ve zulmün yangınına benzinle gidenlere karşı karınca misali bir duruş olarak görüyorum.
Bayramın dördüncü gününde ülkemizde yerli ve milli ürünlerimize karşı acımasızca yapılan boykot ise her yönü ile tutarsız, anlamsız ve beyhude. Bu boykot, bindiği dalı kesme ve ekonomiyi durdurma boykotu.
Saraçhane ve Maltepe mitingleri gibi bu anlamsız boykot da ülke gündemini derinden etkiledi ve milleti adeta ortadan ikiye ayırdı.
Saraçhane ve Maltepe’de toplanan kalabalık üzerinde yaşanılan polemik ve ayrışmanın daha beterini anlamsız boykotta da yaşadık. Hele bazı sanatçıların boy boy resimlerle bu anlamsız boykota arka çıkmaları ve neyi hedeflediklerinin bilinci içerisindelerse, önümüzdeki günlerde açığa çıkması kuvvetle muhtemel gerçekler karşısında sanat adı altında vatandaşın karşısına nasıl çıkacaklar, hangi yüzle çıkacaklar?
Göreceğiz.
Sabık İBB başkanı, göreve geldiği günden düne kadar İstanbul’a hangi hizmetleri yaptı?
6 yıl az bir zaman değil hangi eserlerle İstanbullu mutlu edildi.
Ön yargısız ve azıcık da akılla bu soruları soruyor cevaplarını merak ediyorum. Üç-beş kreş ve kent lokantası dışında elbette.
Okullarda okutulan bir şiir yüzünden İBB başkanlığından cezaevine yollanan Erdoğan, sessiz sedasız gürültüsüz patırtısız sükûnet içerisinde cezaevine gitti. Ne polis dövüldü ne boykot ne miting yapıldı ve ne de dış ülkelerden yardım talep edildi. Nerede ise tüm gazeteler, sürmanşetlerinde o günü adeta bayram ilan etti kutladı ve muhtar dahi olamayacak kadar ağır bir ceza almasına üzülmek bir tarafa zil çalıp oynadı. Erdoğan, İBB başkanı olduğu kısa süre içerisinde İstanbul halkı yararına sayılamayacak kadar çok hizmet yapmış olmalı ki bugün bile kimse belini bükemiyor.
Değerli okurlarım boykot bahane. Gazze zulmünün üzerini örtmek ve Suriye’de varlığımız üzerinden korkan İsrail ve ağababalarının birlik hamurumuzu sulandırmak için önümüzdeki günlerde yeni peydahlayacakları oyunlara karşı uyanık olalım uyuyanları uyandırmaya çalışalım. Oyun ve oynaşta olanlar ve cambaza bakıcıların hilesi hurdası bitmez.
İsrail belasını arıyor. Devletimiz aklıselimi ile çalıyı dolaşmayı tercih ediyor. Ama er ya da geç bu itle dalaşacağız gibi. Azgın azınlık için elbette bu açık gerçekliğin pek bir önemi yok. Ancak vakarlı çoğunluk olan biteni en ince ayrıntısına kadar takip edip kaydediyor. Azgın azınlık son günlerde iyice azıttı. Ne hak, ne hukuk ne de ahlak hepsi birden yok olunca freni patlamış kamyon gibi nerede duracağı ve vereceği zararla ilgili maalesef bir öngörüm yok. Cumhuriyetin kurucu partisi bu zilleti hak etmiyor. Önümüzdeki günlerde gerçekler açığa çıktıkça ve tanıklar yeni dosyalarla yolsuzluk bataklığının görünenden çok ötelerde olduğu anlaşıldıkça aklıselim bu gayya kuyusundan uzaklaşmaya çalışacak.
Olan gençlere olacak. Sırça köşklerinde saman altından su yürütenler bir elleri yağda bir elleri balda yaşarken gençlerimiz yaptıkları affedilmez hataların bedelini ödeyeduracaklar.
Ukrayna’da gençler, Zelenski’yi yüze yetmiş reyle seçtiler. Davulla zurnayla aylarca kutlanan seçim zaferinin kahramanı olan gençlerin büyük bir kısmı batının çifte standardının kurbanı oldu. Milyonlarca insan ülkeyi terk etti ve yüzbinlerce genç de bir hiç uğruna telef oldu. Ne ülke kaldı. Ne özgürlük ne bağımsızlık hepsi birden yok oldu. Dört bir koldan ülkenin yeraltı ve yer üstü zenginliklerinden kalanlarını leş kargaları paylaşmak için kolları sıvadılar.
Ülkemiz son yıllarda çok şükür palazlandı. Özellikle savunma sanayiinde önlenemez bir yükselişi var. Tarihi tekerrür ettirmek isteyenlere fırsat verilmemeli.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.