• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Yerli ihanetçiler ve vekalet savaşları

25 Aralık 2025
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Yerli ihanetçiler ve vekalet savaşları
AHMET VAROL

Batı emperyalizminin İslamî kimliğe ve Müslümanların ümmet bütünlüğünü yeniden sağlayabilecek tüm çalışmalara yönelik savaşı çok yönlü olarak ve çok farklı cephelerde sürdürülmektedir. Bu cephelerden birini de kendi halklarına ihanet eden yerli işbirlikçiler cephesi oluşturuyor. Bu cephede yer alanlar vasıtasıyla emperyalist güçler zaman zaman vekalet savaşları da gerçekleştiriyorlar. Müslüman halklara en çok darbe vuranlar işte bu ihanetçiler ve onların küresel emperyalizm hesabına yürüttüğü vekalet savaşları olmuştur. 


Bu savaşları yürütenlerin arasında kendilerini Müslüman olarak tanımlayanlar az değildir. Ama bunların birçoğu aynı zamanda kendilerine özel birtakım ideolojik tanımlar da kullanmışlardır. Bu tanımlar yerine göre onları başkalarından ayıran özelliklerdir. Bazen de bu tür tanımlarla entelektüel anlamda kendilerini bir yerlere atfetmek suretiyle meşruiyet kazanmak ya da toplumların bazı kesimlerinin örneğin gençlerin, işçilerin, yoksulların, kadınların yahut belli etnik unsurların desteğini kazanmaya çalışmışlardır. Gerçekte bu kesimlerin haklarını savundukları ya da onların yararına çalışmalar yürüttükleri iddiasıyla onları sömürme, ilgi ve enerjilerini kendi hesapları ve politikaları doğrultusunda yönlendirme amacı gütmüşlerdir. 


Bu tür ihanetçilerin bazıları da Müslümanların dışında herhangi bir dini kesime ya da Müslüman sayılan ama tamamen İslam dışı, İslam’ın temel ilkelerine aykırı söylemlere sahip kesimlere nispet edilirler. 

Batı emperyalizmi, İslam ümmetinin birlik ve bütünlüğünü bozma amaçlı ideolojik söylem ve saplantıların yönlendirilmesinde bu tür ihanetçilerden çok yararlandı. O yüzden bu alanda birçok örnekten söz edilmesi mümkündür. Ama bizim amacımız bu konuyla ilgili bir liste ortaya koyarak, ihanetçi akımların ve onların emperyalizm hesabına içine girdikleri vekalet savaşlarını kapsamlı bir şekilde ortaya koyan akademik bir çalışma ortaya koymak değildir. Sadece Lübnan’da yaşanan bir örnekten söz ederek son dönemde Suriye üzerinde oynanan bazı oyun ve stratejilere ışık tutmak istiyoruz. 


Siyonist işgalciler 1982’de Lübnan’ı işgal ederken, bunun öncesinde ve sonrasında, özellikle bu ülkede FKÖ çatısı altında organize olmuş direnişçilere, Filistinli mültecilere ve direniş hareketlerine karşı mutaassıp düşüncelere ve düşmanca söylemlere sahip Falanjist milislerden yararlandı. Falanjist milisler o zaman Lübnan’daki Maruni hıristiyanları temsil eden Falanjist Parti’nin silahlı kanadı gibiydi. 

Zihinlerde herhangi bir karışıklığa sebep olmamak için bugünkü Falanjist Parti’yle o zamanki Falanjist Parti’nin aynı yerde durmadığını baştan hatırlatalım. 



Falanjist milislerin, Filistinli mültecilerin Lübnan’a iskan edilmesine ve Filistinli direniş hareketlerinin silahlı faaliyetlerine karşı tutumunu değerlendiren siyonist işgal rejimi Lübnan’ı tam bir ateş sarmalına alan ve 1989’daki Taif Anlaşması’na kadar süren iç savaşa neden oldu. Aynı zamanda bu savaştan 1982’de Lübnan’ı işgal etmek için yararlandı. Sabra ve Şatilla katliamında Falanjist milisleri infazcı olarak kullandı. 1985’deki anlaşmadan sonra da Güney Lübnan’ı kontrol altında tutmak amacıyla yine Falanjist milisleri kullanarak Güney Lübnan Ordusu (SLA) adında bir bir milis gücü oluşturdu. Bu milis gücünde yer alan militanların tümüne maaş ödedi. SLA, 2000 yılında işgalci siyonistlerin Lübnan direnişi tarafından Güney Lübnan’dan çıkarılmasından sonra dağıldı. 


İşgal rejimi şimdi aynı oyunu Suriye’de, güneydeki Dürzi bir cemaat ve bu ülkedeki Kürtleri temsil ettiğini iddia eden SDG üzerinden oynamaya çalışıyor. Ancak bunların Lübnan’daki tecrübeyi iyi okumaları ve ibret almaları gerekir. İşgalci siyonist katillerle işbirliği hiç kimseye yarar getirmez. 

Ayrıca işgal rejiminin Suriye’de, Lübnan’daki kadar etkili olması imkanı bulunmamaktadır. İşgal rejiminin 2000 yılında Güney Lübnan’dan çekilirken SLA içinde istihdam ettiği milisleri sap gibi ortada bırakmasından da ders çıkarmaları iyi olur.

 


Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23