• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Pakistan-Afganistan krizi kime yarayacak?

15 Kasım 2025
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Pakistan-Afganistan krizi kime yarayacak?

Ahmet Varol

İslam dünyasının en çok işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyaç duyduğu dönemlerde, emperyalist güçler tarafından oluşturulan veya tohumları ekilen ama siyasi sebeplerle rafa konulmuş ya da derin dondurucuya yerleştirilmiş birtakım yapay sorunların, sınır problemlerinin vs. ısıtılıp kriz sebebi yapılması düşündürücüdür. Bu tür sorunların ısıtılması söz konusu krizlerin tarafı ülkelerin mi işine yarıyor yoksa İslam âleminin yeniden güç birliği, ittifak oluşturmasından sürekli endişe eden dolayısıyla söz konusu problemlerin zamanı geldiğinde yine kullanılabilmesi için temelli çözüme kavuşturulmasını engelleyen emperyalist güçlerin mi?

Son günlerde ciddi sıkıntılara ve zaman zaman çatışmalara neden olan, yapılan tüm girişimlere rağmen bir türlü kapatılmayan Pakistan-Afganistan gerginliğinin temelinde de bu türden bir sorun var.

İslam coğrafyası, inanç ve değerler etrafında şekillenen güç birliğini İslami kimliğiyle birlikte kaybetti. Emperyalist güçler, doğrudan işgal döneminden dolaylı sömürgecilik dönemine geçerken bu birliğin kendi hesaplarını bozacağını gördüler. Bu nedenle işe, bölge halklarını ümmet bilincinden uzaklaştırıp etnik ve bölgesel parçalara ayırmakla başladılar. Sınırlar yalnızca haritalara değil, zihinlere de çizildi. İnsanlar kendilerini dinî değerlerine göre değil, dayatılmış yerel kimliklerle tanımlar hale getirildi. Böylece ilgi alanları daraltıldı, dayanışma bağları koparıldı ve yeniden inşa edilen kimlikler üzerinden yeni ideolojik ayrışmalar üretildi.

Bu projenin bir sonraki adımı, parçalanan ülkelerin birbirleriyle ittifak kurmalarını engellemek oldu. Etnik toplulukların parçalanarak komşu ülkelerde bırakılması, sınırların kasıtlı biçimde “sorunlu” çizilmesi, komşuların birbirine düşman edilmesi hep bu stratejinin parçasıydı.

Bir halkın kimliğinin bastırılması iç çatışmaları tetikledi. Bu kez de silahlı gruplar devreye sokularak istikrarsızlık sürekli sıcak tutuldu. Emperyalist güçler bu karmaşayı yönetmek için bir yandan silah dağıttı, diğer yandan bu silahlanmayı gerekçe göstererek ülkeleri ekonomik bağımlılık sarmalına hapsetti.


Silahlanma zorunluluğu, zayıf ülkeleri sömürgeci devletlerin kapısına mahkûm etti. Silah fabrikaları onların elindeydi; zayıf devletlere ise yalnızca pahalı savaş malzemelerini satın almak düşüyordu. Bir savaş uçağının en az kırk bin ton pirince denk gelmesi, bu sömürünün boyutunu ortaya koyan çarpıcı örneklerden yalnızca biridir.

Satılan silahlar hiçbir zaman sömürgeci güçlerle rekabet edebilecek seviyede olmadı. Bunlar sadece yerel ve bölgesel çatışmaları diri tutmanın araçları olarak değerlendirildi.

Ekonomik bağımlılığın doğal sonucu siyasi bağımlılık oldu. Emperyalist güçler kendi paralarını altın statüsünde dolaşıma sokarak reel karşılığı olmayan milyarlarca doları borç adı altında dağıttılar. Bu borçlar yüksek faiz yükleriyle sömürülen ülkelerin hareket alanını daralttı. Hükümetler ekonomik krizler karşısında halktan yükselen tepkileri bastırmak için şiddete yöneldi. Böylece siyasi baskı ve totaliter uygulamalar, ekonomik zorunlulukların ayrılmaz bir parçası haline geldi.

Baskıcı rejimler, kendi şiddetlerini meşrulaştırmak için kontrollü terör yöntemine başvurdular. Emperyalizmin medya desteğiyle büyütülen terör söylemi, yönetimlerin zulmünü haklı göstermek için kullanılan bir araca dönüştü.


Bunun yanında emperyalist merkezlerin kontrolündeki örgütler, hem bölge ülkelerini dizginlemek hem de bağımlılığı derinleştirmek için etkin biçimde kullanıldı. Genç kuşakların eğitim sistemiyle ahlaki ve manevi değerlerden uzaklaştırılması ise ideolojik saplantılar ve şiddet yanlısı hareketler için verimli zemin oluşturdu.

Tüm bu süreçler, İslam coğrafyasının neden kronik istikrarsızlık, ekonomik bağımlılık ve siyasi baskı kıskacında tutulduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bütün bu politikaların örneklendirilmiş ayrıntılarını ise biz ilk baskısı bundan 35 yıl önce yani 1990’da çıkan Emperyalizmin Oyunları adlı kitabımızda vermiştik.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23