Ramazan ve yaklaşma
Ramazan ve yaklaşma
AHMET TALİB ÇELEN
Ramazan, Allah ve Resûlü ile bağlarımızı gözden geçirdiğimiz, gevşemiş olan kısımları pekiştirmeye gayret ettiğimiz bir aydır. Bu da Allah ve Resûlünün yasakladıklarını ve sevmediklerini terk, emredip sevdiklerine yaklaşmakla gerçekleşir. Emr-i ma’rûf, nehy-i münkeri sâdece cemiyete uygulamayacağız, öncelikle kendimize tatbîk edeceğiz. Ramazan ayı bu yüzden terklerin ve yaklaşmaların ayıdır. Allah’ın sevmediklerini terk, sevdiklerine yaklaşma. Geçen hafta terkler üzerinde durmuştuk. Ramazan ayında yaklaşmamız ve yapmamız gereken işleri/ibâdetleri de ihmâl etmemek gerekir. Bu terkler ve yaklaşmalarla işlenen Müslüman ışıl ışıl parlayan bir pırlanta hâline gelecektir. Yapılacak iş Allah’ın sevdiklerine yaklaşmak, nefs ve şeytanın sevdiklerini terk etmektir.
Ramazan ayının “lazım-ı gayr-i mufârık”ı, yani ayrılmazı olan oruç… Bu ayın olmazsa olmazı. Sağlığı müsâit olan Müslümanın aslâ terk etmemesi gereken, yaklaşa yaklaşa adetâ bir vücut olacağı büyük ibâdet. Öyle ki Allah onun sevâbını her kulu ile arasında husûsî kılmış. Oruç, gösterilerek yapılan bir ibâdet değil. Sırf Allah rızâsı için ve sırf Allah’ın bileceği bir ibâdet. Bu yüzden mükâfâtı da husûsî kılınmış. Onu sâdece mîdeye tutturmamak Müslüman şuurunun gereğidir. Oruç bütün vücûda, hattâ rûha sinmelidir. Sâdece mîdenin tuttuğu oruç belki de “Kimi oruç tutanların yanına açlıktan başka bir şey kalmaz” denilen oruç olacaktır. Yemeyi içmeyi kesip başka terk ve yaklaşma alanlarına lâkayt kalmak orucu yaralayacaktır. Oruç, bedene verilen disiplinle rûha, duygulara da yol açan, kıvam veren bir ibâdet.
Ramazan ve oruç, Kur’ân’ı kendine çeker, ister. Kur’ân Ramazan ayında inmeye başlamıştır ve bu yüzden Kur’ân’la Ramazan birbirinin ayrılmazı olmuşlardır. Bu yüzden Ramazan ayına erişen Müslüman Kur’ân’ın hem lâfzıyla hem mânâsıyla çok çok meşgûl olmalıdır bu ayda. Kur’ân’ın lâfzından ve mânâsından yayılan bir enerji vücûdu ve rûhu dolduracak, Müslümana gerçek insan ve mü’min olmanın ne demek olduğunu hissettirecektir. Kur’ân, Ramazan ayında en çok “yaklaşmamız” gereken kıymettir.
Ramazan ve oruç, merhamet duygusunu çağırır. Ramazan’ı hakkıyla yaşayan bir Müslüman, başta Müslüman kardeşleri olmak üzere bütün insanlara, hattâ bütün canlılara merhamet gözüyle bakar. Bütün dünyâ Müslümanın merhametinden nasiplenir. Açlar, çıplaklar hatırlanır ve gönülleri yapılır. Zekât ve sadaka Ramazan’ın en çok istediği ibâdetlerdendir. İmkânı olanlar bu iki ibâdete de mümkün mertebe yaklaşmalıdır.
Bu ayda çocukların daha anlayışlı, daha güleryüzlü, daha cömert, daha müşfik, daha merhametli baba ve anneleri olur. Çocuklar da âiledeki bu güzel değişikliğin farkına varmalıdır. Bir Ramazan hassâsiyeti kaplamalıdır evleri. Bütün güzelliği ve pırıltısı ile Ramazan, gelecek zamanlara ancak bu şekilde aktarılabilecektir. Bir Ramazan anlayışı, sevgisi ve merhameti evlerden sokaklara taşmalıdır. Bütün millet ve ümmet olarak bu sevinç yaşanmalıdır. İslâm’ın yaşaması ancak böyle mümkün olacaktır.
Oruç, yalanı iter meselâ. Bu ayda yapılacak en güzel işlerden birisi dilimizi yalandan temizlemek, doğruya yaklaştırmak, alıştırmaktır. Îmanla yalan nasıl bir araya gelemezse, oruçla da bir araya gelemez. “Ha bir kuru emek”tir o türlü oruç. “Ya hayır konuş ya sus!” ölçüsünü hayâtımıza katmanın tam zamanıdır. Oruç, lisâna da tutturulmalıdır.
Gözler ve kulaklar harama kapanıp hayra açılarak Ramazan ve oruçtan nasîbini almalıdır. Ayaklar câmilere ve hayır işlerine yürümeli, eller muhtaçların elinden tutmalı, vermeye alışmalıdır. O ki “veren el alan elden üstündür.”
Tefekkür, Ramazan’ın en sevdiği fiillerden. Nereden gelip nereye gittiğimiz, yaratılış gâyemiz, Allah’ın yarattığı her varlığın hikmetleri üzerinde tefekkür ederek Allah’ın büyüklüğünü ve kendi acziyetimizi yeniden ve daha derinden hissetmeye çalışmak… Bunun sonunu daha iyi bir kulluğa çıkarmak…
Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur ve sükûn bulur. Bu ayda mutlakâ zikre de zaman ayırmalıdır. Zikir arttıkça mânevî mutluluk ve huzur da artar.
Bir hurmayla, bir bardak suyla olsun Müslüman kardeşlerine iftar yaptır. Gücün ve imkânın nispetinde Müslümanları verdiğin iftarlarla mutlu et ki kendi evinde de bolluk ve mutluluk yer etsin.
Ramazan terâvih ve teheccüd namazlarını, duâyı, fakir ve muhtaçlara yardımı, küsleri barıştırmayı, selâmlaşmayı, günahlara pişmanlık ve tevbeyi, ihlâs ve samîmiyeti çağırır.
Son 10 gecede ibâdetleri ve duâyı artırmak, Kadir Gecesi’ni heyecan ve gayretle yaşamak Ramazan’da yaklaşılması gereken işlerdendir.
Ramazan’ın reddettiklerini terk, sevdiklerine yaklaşarak geçirilmiş bir ay ondan sonraki bütün ayları etkileyecektir. Bir Müslümanın diğer zamanları nasıl yaşayacağını Ramazan’ı nasıl yaşadığına bakarak aşağı yukarı anlamak mümkündür. Âdetâ 12 ay bir vücuttur da Ramazan hepsinin rûhudur. Ramazan, zamânın rûhudur.