• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Maranki
Ahmet Maranki
Stratrajik Oyunlar
TÜM YAZILARI

“Cuma iman sohbeti! Tefekkür name!!!

19 Aralık 2025
A


Ahmet Maranki İletişim: [email protected]

“Cuma iman sohbeti! Tefekkür name!!!

AHMET MARANKİ

 MÜ’MİNLER’DE nifak şikak, kin ve adâvet..!

 Allah’ın adıyla.“ Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.”  İsrâ Sûresi, 17:44.

 “Mü’minler ancak kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin.” Hucurat Sûresi, 49:10.

 “Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir.” Fussılet Sûresi, 41:34.

 “Öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını affedenlere gelince, Allah iyilik yapanları ve iyi kullukta bulunanları sever.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:134.



ZAMAN BİR VE BİRLİKTE GÜÇLÜ OLMA ZAMANI!!! Yukardaki Kur’an ayetleri müminlere nifak, şikak, kin ve adavet hakkında kesin ikazlarda bulunarak iman hakikatleri noktasında müminleri ikaz ediyor!!!

Bu cuma günü biz de bu Anadolu topraklarında bu ayrılığa bir son verme adına bu kısa hakikati Risale-i Nur külliyatından ve büyük Zaman’ın Kur’an ahkâm-ı, Resulullah’ın sünneti ve içtihatlar noktasında değerlendirilmesi ile birlik beraberliğimize katkı yapmak istiyoruz!!!

Zaman bir olma, birlik olma, birlikte kuvvetli olma zamanıdır!!

 MÜ’MİNLER’DE nifak ve şikak, kin ve adâvete sebebiyet veren tarafgirlik ve inat ve haset, hakikatçe ve hikmetçe ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetçe ve hayat-ı şahsiyece ve hayat-ı içtimaiyece ve hayat-ı mâneviyece çirkin ve merduttur, muzır ve zulümdür ve hayat-ı beşeriye için zehirdir.



 EY EHL-İ İMAN! Sabıkan, adâvet-düşmanlık ne kadar zararlı olduğunu anladın. Hem anla ki, adâvet kadar hayat-ı İslâmiyeye en müthiş bir maraz-ı muzır dahi, hırstır.

Hırs, sebeb-i haybettir ve illet ve zillettir; ve mahrumiyet ve sefaleti getirir. 

Evet, her milletten ziyade hırsla dünyaya saldıran Yahudi milletinin zillet ve sefaleti, bu hükme bir şahid-i kàtı’dır.

 Evet, hırs, zîhayat âleminde en geniş bir daireden tut, tâ en cüz’î bir ferde kadar sû-i tesirini gösterir. Tevekkülvâri taleb-i rızık ise, bilâkismedar-ı rahattır ve her yerde hüsn-ü tesirini gösterir. 

İşte, bir nevi zîhayatve rızka muhtaç olan meyvedarağaçlar ve nebatlar, tevekkülvâri, kanaatkârâne yerlerinde durup hırs göstermediklerinden, rızıkları onlara koşup geliyor. 


Hayvanlardan pek fazla evlât besliyorlar. 


Hayvânat ise, hırsla rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyetle rızıklarını elde edebiliyorlar.

HIRS!

SEBEBİ MAHRUMİYET’TİR!

Hem hayvânat dairesi içinde zaaf ve acz, lisan-ı haliyle tevekkül eden yavruların meşru ve mükemmel ve lâtif rızıkları hazine-i rahmetten verilmesi; ve hırsla rızıklarına saldıran canavarların gayr-ı meşru ve pek çok zahmetle kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki, hırs sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise vesile-i rahmettir.

“Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan ancak Allah’tır.” Zâriyat Sûresi, 51:58.


Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir. O her şeyi hakkıyla işitir, herşeyi hakkıyla bilir.” Ankebut Sûresi, 29:60.

GÖZÜ DÜNYA HIRSIYLA SARHOŞ OLMUŞ; GEÇİM DERDİNE DÜŞEN İNSAN DİNLE!!! 

İşte, ey derd-i maişetle sersem olmuş ve hırs-ı dünya ile sarhoş olmuş kardeşler! Hırs bu kadar muzır ve belâlı bir şey olduğu halde, nasıl hırsyolunda her zilleti irtikâp ve haram-helâl demeyip her malı kabul ve hayat-ı uhreviyeye lâzım çok şeyleri feda ediyorsunuz; hattâ erkân-ı İslâmiyenin mühim bir rüknü olan zekâtı, hırsyolunda terk ediyorsunuz? Halbuki, zekât, her şahıs için sebeb-i bereket ve dâfi-i beliyyattır. Zekâtı vermeyenin, herhalde elinden zekât kadar bir mal çıkacak; ya lüzumsuz yerlere verecektir, ya bir musibet gelip alacaktır.

Hakikatli bir rüya-yı hayaliyede, Birinci Harb-i Umumînin beşinci senesinde, bir acip rüyada benden soruldu: “Müslümanlara gelen bu açlık, bu zayiat-ı maliye ve meşakkat-i bedeniye nedendir?” 


Rüyada demiştim:..

Cenâb-ı Hak bir kısım maldan onda bir veya bir kısım maldan kırkta bir, kendi verdiği malından birisini bizden istedi!

Hem yirmi dört saatte birtek saati, hoş ve ulvî, nuranî ve faideli bir nevitalimat-ı Rabbâniyeyi bizden istedi. Biz tembellik edip o namazı ve niyazı yerine getirmedik. O tek saati diğer saatlere katarak zayi ettik. Cenâb-ı Hak, onun kefareti olarak, beş sene talim ve talimat ve koşturmakla bize bir nevi namaz kıldırdı” demiştim.


Sonra ayıldım, düşündüm, anladım ki, o rüya-yı hayaliyede pek mühim bir hakikat vardır..!

Hem her senede yalnız bir ayda, yetmiş hikmetli bir açlık bizden istedi. Biz nefsimize acıdık; muvakkat ve lezzetli bir açlığı çekmedik. Cenâb-ı Hak, ceza olarak, yetmiş cihetle belâlı bir nevi orucu beş sene cebren bize tutturdu.”


Zaman ahir Zaman!

Bu zamanda delalet ve sapıklık içinde olan toplumun taklidi imandan tahkikiye geçmesi için iman hakikatleri hem vicdanımız da, hem bütün eğitim kurumlarımızdaki tedris planları içinde mutlaka yer almalıdır.. Vesselam

WhatsApp bilgi ve ihbar hattı: 0 530200 00 96 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23