Spor Federasyonları ve engelliler!..
Spor Federasyonlarının görevleri, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün, Spor Federasyonlarının Teşkilat Çalışma, Görev, Yetki ve Sorumluluk Yönetmeliğinde belirtilmekte. Bu yasanın özünde ‘sporcu’ kelimesi ve elde edilen başarının, kamplar, ödüller, sponsorluklar vs. vs. gibi yol haritasıyla çizilmiştir. Diğer spor branşları gibi İşitme, Bedensel, Zihinsel ve Görme Engelliler de bu Spor Federasyonlarının kapsamı içerisinde bulunmaktadır.
Hayatımızın her aşamasında olduğu gibi Federasyonların sportif faaliyetlerini sürdürebilmesi için, yapılan çalışmaların kaynağında finansal, para önemli rol olmaktadır. Sistem öyle bir hal almış ki, sanki o olmaz ise olmaz.
Elbette ki ‘para’ olacak, buna kimsenin bir şey diyeceği yok. Asıl problem kaynak-para hazır olunca, işte o zaman ‘hor’ kullanmak gibi facia olarak tanımlanacak bir alışkanlığımız ortaya çıkmakta.
Spor Federasyonları ‘özerk’ olacaktı! Nitekim de oldu? Nasıl oldu, hedeflenenin tersinden. Dünyada ender olan özerklik, bizde de aşamalı olarak kaldırılacaktı. Federasyonların para kaynakları aşamalı olarak kesilecekti.
İlk beş yılda yarı özerklik, devamında tam özerklik. Bu süreç tamamlandığında her Federasyon ‘mali’ yönden kendi ‘çarkı’ ile dönebilecekti. Dolayısıyla, dış müsabakalara-seyahatlere 2 sporcunun yanında 5-6 kişi gitmeyecek, savurganlık da ‘gelenek’ değil ‘tarih’ olacaktı. Açılan ihale ve gereksiz harcamalardan dolayı ‘soruşturma’ gibi yüz karası işlere bulaşılmayacaktı. Ama nerede!...
Düşünülen-tasarlanan bu para patentli özerkliğin ‘sistematik’ işleyişi resmen fiyasko oldu. Şimdi ne var; ‘Devlet parayı veriyor, Federasyon kendi harcamasını kendisi yapıyor.’ Deyim yerindeyse, kaynak-para devletten, düdüğü çalmak da federasyon başkanı ve ekibinden. Engellisi de engelsizinde de aynı…
Dikkatinizi çekti ise, sporun adı artık para ile anılmaya başlandı. Akademik kariyer yapmış Federasyon Başkanları bırakın Olimpiyatlara sporcu yetiştirmeyi, devşirme sporcuyu transfer edip, Milli formayı giydirmeyi marifet sayacak duruma geldik. Kendini tekstilci olarak tanıtıp, yeşeren sporcu çınarının altına kezzap suyu döken mi dersiniz! Ne ararsanız var, maşallah…
Yine iş dönüp dolaşıyor paraya geliyor. İlgili başkan ve kurulları ne diyor; devşirme, şu, bu… hiç önemli değil. Biz gerekli kotayı alalım ‘Başarı ise işte başarı’ deyip, özerklik maskesi altında hazır paraya konmak en kârlısı. Anlayış bu. Peki, bunda kazançlı görülen kim; ‘İnce hesapla kısa günü kâra dönüştüren adı ‘özerkten’ öteye geçmeyen bir kısım Federasyon Başkanı ve ekipleri…
Sahi, konumuz engellilerdi… Tüm Federasyonların hedefi 2016 Brezilya. İki hafta önce açıklanan rakamlarına göre Olimpiyatlara katılacak milli sporcularımız 18 branşta 82 kota alırken, engellilerin yer alacağı paralimpik oyunlarına ise 66 sporcu katılmaya hak kazandı. Bir tarafta 60’a yakın Federasyonla 82 kota, diğer yanda 4 Federasyonla 66 kota. Engelli Federasyonların ‘açık ara farkı’ hemen göze çarpıyor…
Biz bu yazımızı hazırlarken ajanslardan Mihriban Kaya’nın özel sporcular tarihinde ‘Paralimpik Oyunlarına kota alan ilk sporcu’ başlıklı haberi geçiyordu. Zihinsel engelli bir sporcu olan Mihriban bize, başarmak zor gözükse de, imkansız olmadığı, şartlar oluşturulduğunda nelerin başarabileceğinin bu şekilde göstermiş oldu…
Bedensel engellilerde dikkat çeken 18 branşın tek bir başkan tarafından yönetilmesi. Sporcular kadar, bu görevini başarılı şekilde yerine getiren başkanı da ayrıca madalya ile ödüllendirmek gerek. Bunu yaparken de, elbette ki sorgulanması gerekenler var!..
Düşünebiliyor musunuz 18 farklı branş. Bu branşların hepsine tek başına, bir ikisinin yetişmeye şansı olmayacağına göre, sporcu sayısı, alınan derece-madalyalar, antrenör performansı açısından, her branşın başarısı-başarısızlığı düne göre kıyaslanmalı. İşgüzarca hareketin bir sonucu olarak, yaptığı işi yüzüne gözüne bulaştıranlar kısa sürede görevlerinden uzaklaştırılmalı, engelli sporunun başarı ivmesinin yükselmesini sağlayacaktır. Bizden dost tavsiyesi!..
(Haftaya; Engelli Sporcu Kaynağı Oluşturmak)