• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Yıldız
Abdullah Yıldız
TÜM YAZILARI

Sebe’liler ve helâke yol açan şımarıklık

18 Kasım 2025
A


Abdullah Yıldız İletişim: [email protected]

Sebe’liler ve helâke yol açan şımarıklık

ABDULLAH YILDIZ

Kur’ân, Sebe’ suresinde bolluktan şımaran Sebe’ kavminin Allah’a şükretmek yerine nankörlük edip helâk olmalarına dikkat çeker:15-Andolsun, Sebe’lilerin oturdukları yerde bir ayet/ibret vardı: Sağdan ve soldan iki bahçe! “Rabbinizin rızkından yiyin de O’na şükredin, ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rab!” 16-Ama onlar yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik ve o iki bahçelerini buruk/acı yemişli ılgınlık ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik. 17-Bunu nankörlüklerinin cezası olarak yaptık ve biz ancak nankör olanları cezalandırırız. 18-Biz onlarla o bereket verdiğimiz ülkeler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik. Ve onlar arasında muntazam gidiş-geliş düzenledik: “Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün”. 19-Buna karşı onlar: “Ey Rabbimiz! Seferlerimizin arasını uzaklaştır” dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve tamamen didik didik dağıttık. Şüphesiz bunda çok şükredecek her sabırlı için elbette ibretler vardır.”


Sebe’ halkı bunca nimete şükretmekten yüz çevirdiler ve büyük bir sel felâketiyle cezalandırıldılar.

Sebe’ (Seba/Saba), Arabistan’ın güneybatısında hüküm sürmüş bir kavmin/devletin adıdır. Kurucusu Sebe b. Yeşcüb’dür. Sebe’ kelimesiyle bir şahıs değil bir halkın kastedildiği açıktır. Sebe’ yönetimi, Kraliçe Belkıs devrinde Hz. Süleyman’a iman ve itaat etmişti (Neml/22-44).


Devletin başşehri olan Me’rib (Mârib, Ma’rib), Zenne (Azana) vadisinin suladığı yüksek Sebe’ ovasında San‘a’nın doğusunda bulunur. Me’rib günlük isimli baharatı üreten bölgelerle Akdeniz’i (Gazze) birleştiren önemli kervan yolu üzerinde olup, bu yol Mekke, Medine üzerinden Hayber, Tebük, Medyen, Petra üzerinden Gazze’ye; Necran üzerinden de Basra Körfezi sahilleri ve Babilonya’ya bağlanıyordu. Ülkenin zenginleşmesi iki temel sebebe dayanıyordu: 1-Hindistan ve Çin’e uzanan baharat yoluna hâkim olmaları, 2-Sebe’lilerin başkenti Me’rib’in çevresinde, büyük bentler, barajlar ve sulama şebekeleri inşa etmeleri (Seddülarim/Seddülme’rib). Kaynaklar Sebe’ ülkesinin tabii güzellikleri, ılımlı iklimi ve verimli arazilerine geniş yer verirler ve “Seylü’l-Arim” diye bilinen büyük felâketin meydana gelişi ve sonuçları hakkında çok canlı anlatımlar yaparlar. Ancak bu felaketin nedeni ve zamanı hakkında kesin bir ittifak yoktur. 


15. ayetteki biri sağda diğeri solda iki bahçe ifadesi her tarafta mevcut bahçeler topluluğunu ifade eder. “Bir âyet” kelimesi, Allah’ın varlığına, kudretine, ihsanına ve O’na yapılması gereken şükre delâlet eden açık bir “delil/işaret” olarak anlaşılabileceği gibi, “ibret” anlamına da gelir ki, Sebe’lilerin kıssasının tamamı da kendilerine sağlanan büyük imkânlara karşılık onların nankörlük etmeleri de ibret vesikasıdır. “Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin! Ne güzel bir belde ne bağışlayıcı bir rab!” ifadesi onların peygamberlerinin sözleri olabileceği gibi, “Onlar şöyle denmeyi hak ediyorlardı” diye de anlaşılabilir.



16. ayetteki “Arim seli”, ‘çok şiddetli, karşı konamaz sel’ veya “Arim Seddi’nin seli” diye anlaşılmıştır.

Allah’ın Sebe’lilere lütfu sadece çok cazip bir ülke nasip etmekle sınırlı değildi; bulundukları yer ile Suriye-Filistin arasındaki güvenli yol ve ard arda yerleşim yerleri onlara seyahat ve ticaretin nimetlerini de sunuyordu. Muhtemelen mola verilen her durakta yolcular için hazırlanmış binalar, tesisler ve su kuyuları vardı. Onlar ise bu nimetlerin değerini bilemediler, şımarıklık edip Allah’a isyan yolunu tercih ettiler.


19. ayetteki “Rabbimiz! Konak yerlerimizin arasını uzaklaştır” cümlesi: rahatlık battı, şımardılar; Benî İsrail’in iyiyi kötüyle değiştirmek istemesi (bk. 2/61) gibi davrandılar; “Bahçelerimiz daha uzakta olsaydı, iştahımızı artırırdı” dediler; Şam bölgesiyle aralarında çöller olmasını ve uzun yol hazırlıkları yaparak seyahat etme özlemini dillendirdiler; ‘bu sözleri kendilerine öğüt veren peygamberlere söylediler veya onlar bu tavrı sözle değil, lisân-ı halleriyle ortaya koydular’ manalarında yorumlanmıştır… (bak: tefsirler).


Sebe’lilerin sergiledikleri şükürsüzlük, nankörlük, rahattan şımarma gibi hoyratlıkların benzerlerine, hatta daha kötülerine günümüzde de rastlıyor değil miyiz? 


Gelin, çok merhametli, çok affedici olan Rabbimize sabırla dua edelim de bizleri “ibret kıssaları haline getirdiği”; efsaneye ve halk masallarına çevirdiği kavimler gibi helak eylemesin.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23