• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

28 Şubat’çı çakma sanayiciler kafayı kaldırdı!

25 Mayıs 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

28 Şubat’çıların bu ülkede yaptıklarını yıllardır anlatıyoruz..

Ama gençler anlamıyorlar..

“Tek adam diktatöryası ya.. Tek adam işte.. Tek adam.. O ne derse, o yapılıyor. Bürokratlar teslim.. Medya teslim.. Hatta işadamları teslim” diyorlar..

Siyasi iktidara teslim olduğunu iddia ettikleri çevrelerin, o “yalnız adam”ı açığa düşürmek için nasıl canla başla çalıştıklarını görmezden gelip, “Diktatörlükle yönetiliyoruz” deyip, kestirip atıyorlar..

Haydi buyrun..

Seçimlere bir ay kala..

TÜSİAD ismi altında toplanan işadamlarının şu son çıkışını, bir izah edin..

Derinlemesine analizlere hiç gerek yok..

Sanayicilerin üye olduğu, işadamlarının üye olduğu bir dernek, ne ister?

“Faiz” konusunda ne ister? “Döviz” konusunda ne ister?

“Faiz” düşük oranda olsun, düşük faizle para alıp, çok iş yapsın ister.. 

İşadamı-sanayici, “döviz” için ne düşünür?

Gerçekten sanayici iseler, kendi hammaddelerini kullanarak bir üretim yapıyorlarsa.. Ki; ne kadar az yabancı hammadde kullanıyorsa, bu onun sanayicilikteki başarısını da gösterir.. 

 Dövizin yüksek fiyatlı olmasını ister. Ki ihracatta daha fazla para kazansın..

İthalata dayalı üretim yapmıyorsa, dövizin fiyatı ne kadar yüksek ise, o kadar fazla para kazanır..

Peki bizim 28 Şubat’çı kafaya sahip, şu çakma işadamları ve sanayici derneğimiz ne diyor?

Dünkü açıklamalarından aktarıyorum:

“Merkez Bankası tarafından dün atılan adım son iki haftadır yaşanan süreçte bir nebze olsun rahatlık sağladı.”

Ne yapmıştı Merkez Bankası?

Faizi % 13.5’dan, % 16.5’a çıkartmıştı.

% 3 faiz oranı artmış..

İşadamlarının, sanayicilerin yas tutup, “Hükümetin arkasında idik. Ama bu kadar dayanabildiler.. Sağlık olsun” demelerini beklerken..

Onlar ne yapıyorlar?

Faizlerin % 3 arttığını duyar duymaz, “Oh.. Oh..” diyerek, şıkıdım şıkıdım oynuyorlar..

Nasıl sanayici iseler..

Nasıl işadamı iseler..

Faiz artışının bir de..

Çok cüzi de olsa.. 

Döviz fiyatlarını düşürme etkisi var..

Döviz fiyatları düştüğünde...

İthalata dayalı montaj sanayi ile değil de..

Üretime dayalı gerçek bir sanayici iseniz..

Ne olur?

İhracatta kazanacağınız para azalır..

İki taraftan birden, kazık yiyen sanayiciler..

Yedikleri kazığa rağmen, “Oh oh..” diyorlar..

Ve suçüstü oluyorlar..

Bunlar sanayici falan değil.

Bunlar işadamı falan değil..

Bunlar, paradan para kazanan, rantiyeciler..

Faiz artınca gülüyorlar..

Sanayici olsalar, faizlerin yükselmesine ağlardılar..

Ağlayacakları yerde gülerek, suçüstü oluyorlar..

İhanet bununla sınırlı mı?

Değil..

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, işçi-dargelirli-esnaf düşmanlığını bakın nasıl sürdürüyor:

“Kurdaki artışların enflasyona etkisini azaltmak için akaryakıt ÖTV’sinde indirim; konut satışlarını artırmak için KDV’de indirim yapıyoruz. Vergisini ödemeyenleri affedip, borçlarını yeniden yapılandırıyoruz. Neredeyse her yıl yeni bir vergi affı var.”

Bununla da yetinmiyorlar..

Muhalefetin bol keseden dağıttığı vaadlere tek kelime ile itiraz etmeden, siyasi iktidarın karşılık bularak yaptığı iyileştirmelere de şöyle itiraz ediyorlar:

“Gelir dağılımından daha az pay alan kesimlere seçimlerden hemen önce verilen destekler, seçim sonrasında bozulan bütçe açığı nedeniyle geri alınmak durumunda kalınır.”

Dürüst olalım..

Samimi olalım..

Bu çakma sanayicilerin dosyalarına baksak...

Vergi affından bir çırpıda, birkaç yüz milyon lirayı birden kasalarında bıraktırdıklarını görürüz.

Ama o gerçeği gizleyip, üç tane esnafın yararlanacağı vergi affına laf ediyorlar..

Ev sahibi olmak isteyenler için getirilen iyileştirmelere laf ediyorlar..

Spekülatörlerin oyununu bozmak için, akaryakıt fiyatlarının sabitlenmesine itiraz ediyorlar..

Emekliye verilecek iki ikramiyeye laf ediyorlar..

Yine suçüstü oluyorlar..

Öylesine rahatlar ki..

Öylesine üst perdeden konuşuyorlar ki..

Birileri, ülkenin “diktatörlüğe gittiği” suçlamasını yaparken..

Bu çakma işadamları derneğinin yöneticileri de, son 11 yılda 12 ayda bir seçim yapılmasından rahatsızlıklarını öne sürüyorlar..

Hayır abartmıyorum..

İfadeleri aynen böyle..

Alın size, cümleyi virgülüne dokunmadan aktarayım (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan’ın cümlesi):

“En başta uzlaşma, barış ve istikrar istediğimizi bir kere daha vurgulayalım. 2007’den bu yana ortalama 12 ayda bir yapılan seçimlerden yorgun düştük.”

Bırak da, siyasetçiler yorgun düşsün..

Sanayiciye ne oluyor ki?

İşadamına ne oluyor?

Sizin para verip kışkırttığınız çevreler, “Diktatörlüğe gidiyoruz” diyor..

Siyasi iktidar da..

Diktatörlük ile seçim zıt kardeşler olduğu için..

Gerekirse referanduma.. Gerekirse erken seçime giderek..

Ülkenin diktatörlüğe gitmediğini ispat ediyor..

Niye gocunuyorsunuz ki?

Bu adamlar daha düne kadar, AK Parti’nin 2002’de % 34 oy ile tek başına iktidara gelmesini hazmedemeyip, “% 34 ile tek başına hükümet olur mu? Onun karşısında % 66’lık bir çoğunluk var” diye tepiniyorlardı..

Tayyip Erdoğan, Başkanlık sistemine geçiş değişikliği ile, % 50’den az oy alıp ülkeyi yönetme uygulamasına son verdi..

Hem de kendisi iktidarda iken buna son verdi..

Hem de, muhalefetin karşı çıkmasına rağmen, bu uygulamaya son verdi.

Çakma sanayicilerimiz yine karşı çıktılar..

Bu sefer ne diyorlar?

Aynen şunu diyorlar:

“Küçük bir oy farkının iktidarı ve muhalefeti belirleyebileceği durumlarda toplumsal barış açısından çoğulculuğun önemi artıyor!”

Artık ne diyelim, “Yuh olsun, yuh!” demekten başka..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23