14 Aralık’ta gözaltına alınıp, adli kontrol şartı ile bırakılmasına savcılığın itiraz ettiği Zaman’ın Genel Müdürü Ekrem Dumanlı, ağlamaya başladı. Gözaltına alındığında “Suçu olanlar korksun. Biz korkmuyoruz” diyerek kahramanlık naraları atan Dumanlı, baro başkanlarına bir mektup yazarak, destek talebinde bulundu.
MUHAMMED UZUN / İSTANBUL - 14 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, hukuk camiasını etkileyebilmek için her yolu deniyor. “Suçu olanlar korksun, suçu olmayan insanların korkacak bir şeyi yoktur. Biz korkmuyoruz” ifadeleriyle korkusuzluğundan dem vuran Dumanlı, önceki gün Baro başkanlarına gönderdiği mektupta kendisini yalanladı.
DUMANLI PARANOYA
Mektupta basın özgürlüğünün ciddi tehdit altında olduğu lanse edilirken, Paralel yapılanmanın sözcülüğünü üstlenen Zaman ve Samanyolu Televizyonu Gruplarına da el konup kayyuma devredileceği iddia ediliyor. Her defasında ‘Basın özgürlüğü’, ‘Hukuk özgürlüğü’ çığlıkları atan Dumanlı’nın gönderdiği skandal mektubunda “Basın özgürlüğü için demokrasiye, medya özgürlüğüne ve evrensel hukuka inanan sizlerin desteğini bekliyorum” şeklinde çarpıcı ifadelere yer vermesi “Dumanlı, tutuklanma paranoyasına mı kapıldı?” yorumlarına neden oldu.
Baro başkanlarına gönderdiği mektupta şu skandal ifadelere yer verdi:
“SAYIN BARO BAŞKANI -
14 Aralık günü gazetemi de hedef alan medya operasyonuyla 120 saat gözaltında tutulduktan sonra hiçbir somut delil bulunmadığı için serbest bırakıldım. Hakkımda yapılan suçlamanın gazetecilik olup olmadığı tartışıldı. Youtube’da yer alan mahkeme salonundaki savunma görüntülerim (http://www.youtube.com/watch?v=ck1AU38zbu0) açıkça ispat ediyor ki, “iki köşe yazısı ve bir haber” nedeniyle suçlanıyorum. Hâkim’in “Evet, iki yazı bir haberden dolayı yargılanıyorsunuz” ifadesi ortaya koymuştur ki, bu soruşturma basın özgürlüğünü doğrudan hedef almaktadır.
Şu anda adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest durumdayım. Ancak savcı, tutuklanmam yönünde itirazda bulundu. Bu arada sosyal medyada önceki birçok iddiası gerçek çıkmış kaynaklara göre,
1- Devletin en tepesinden hâkimlere “Ekrem Dumanlı’yı tutuklayın” şeklinde emir verildi. Asılsız mektuplar bahane edilerek “Tutuklayın” emri yerine getirilecek.
2- Asılsız ihbar mektupları ile gerçekleştirilecek tutuklama sonrası, Zaman Grubuna ve STV Yayın Grubuna el konacak ya da kayyum atanacak. Bu hileli yolla özgür medyanın bir bölümü daha siyasi iktidarın doğrudan kontrolüne geçecek.
Yukarıdaki ürpertici iddialar, Türkiye’deki hukuksuzluğun hangi boyutlara ulaştığını, siyasi iradenin istediği an bağımsız medya gruplarına ve şirketlerine bu tür baskıları nasıl reva görebileceğini ortaya koymaktadır.
Türkiye’de bütün medya kuruluşları ve ticari şirketler artık tehlike altındadır. Basın özgürlüğü ve fikir hürriyetinin ayakta kalabilmesi için demokrasiye, medya özgürlüğüne ve evrensel hukuka inanan sizlerin desteğini bekliyor, saygılar sunuyorum.
