• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Lahor aslanı veya küllerinden doğan Phoneix

Yeniakit Publisher
2013-09-18 21:22:22 - 2013-09-18 21:23:08
Lahor aslanı veya küllerinden doğan Phoneix

Lahor Aslanı veya Pakistan Phoneix’i olarak anılan Nevaz Şerif iki defa başbakanlık yapmıştır. Şerif, 5 Haziran 2013 tarihinde 3. kez Pakistan’ın başbakanı olarak yeniden küllerinden doğmuştur. Bu, aynı zamanda Pakistan’ın yeniden dinamik hale gelmesi ve bölgeyle kesilen tarihi ilişkilerinin yeniden onarılması sürecidir. Nevaz Şerif sadece Pakistan halkı için değil, aynı zamanda Türkiye gibi İslam ülkeleri açısından da bir kazanç ve şanstır. Pakistan ile Türk halkı birbirine en fazla benzeyen halklar arasındadır. Şimdi kalınan yerden tarihi bağları yeniden kurmanın vaktidir.


 Pakistan tarihindeki en zorlu süreçlerden birisi de 11 Eylül’ü takip eden süreç olmuştur. Bu süreçte Afganistan’la özel ilişkilere son verilmiş ve Pakistan yeniden yalnızlık girdabına yuvarlanmıştır.
11 Eylül süreci Pakistan’ın tehdit altına alındığı bir süreçtir. 11 Eylül döneminde Pakistan ve siyaseti kaçırılmıştır. Bunun mimarlığını yapmak da Müşerref’e düşmüştür.
MÜŞERREF, AMERİKA’YI
BİLE ŞAŞIRTTI
11 Eylül’den sonra Bush yönetimi, ‘teröre karşı savaşta’ Pakistan’ı cephe ülkesi olarak tayin ediyor. Müşerref bu sürece katılmakta fazla zorlanmıyor. Belki şahsi eğilimleriyle bu süreç orta ve ortak bir noktada buluşuyor. Zaten Müşerref kendisini kahraman konumundan sıfır konumuna düşüren meselenin Lal Mescidi’ne saldırı olduğunu kabul etmektedir. Hatıratında yazdığına göre 11 Eylül’den sonra W. Bush’un  Dışişleri Bakanı  Colin Powell kendisini telefonla arıyor ve  terörle savaş kampanyasına katılmaya çağırıyor. Powell, sahibi Bush gibi konuşuyor ve Müşerref’i ‘Ya bizimlesin ya da karşımızdasın’ diye uyarıyor. Ertesi günü de yardımcısı Richard Armitage, Pakistan İstihbarat Başkanını (ISI) arıyor ve onu da şöyle uyarıyor: “Ya terörle savaşa katılırsınız ya da Pakistan’ı bombalar ve taş çağına geri götürürüz!” Bu kaba tehditlerden sonra Müşerref de ‘yola’ geliyor ve ABD ile birlikte teröre karşı savaşıyor! Hatta daha da ileri gidiyor. Lozan’dan sonra Türkiye 25 yıllık bir izleme ve takip sürecine alınıyor. Heyetler gidip geliyor ve sonrasında şöyle diyorlar: “Sizi izlemeye gerek kalmadı. Siz bizi de geride bıraktınız...” Müşerref Kızıl Mescid ve içindekilere saldırı düzenleyerek belki de Washington’dakilerin bile hayretine mucip oluyor ve hayaline gelmeyecek şeyler yapıyor.
11 Eylül bir yönüyle Pakistan’ı hedef almıştı. 11 Eylül rejiminin hedef aldığı isimlerden birisi de Nevaz Şerif kardeşlerdi. Nevaz Şerif hakkında, görünmez bir Amerikan vetosu vardı. 2008 ile 2013 arasında atıl vaziyette kalmasının temel nedeni ABD politikalarının kendisini sakıncalı bulmasıdır. Dolayısıyla Pakistan’da 11 Eylül rejimi yeni aşılıyor.
ŞERİF, BİRAZ ECEVİT’E, BİRAZ DA
TAYYİP ERDOĞAN’A BENZİYOR
Nevaz Şerif Türk politikacılarından biraz Ecevit’i hatırlatıyor. Sadece bir yönüyle. Uzun yıllar siyasi kadavra haline geldiğine inanılmasına rağmen Anka gibi küllerinden doğmuştur. Ecevit de ahir ömründe Apo’yu teslim alarak; Amerikan öpücülüğü sayesinde bir kez daha iktidar yüzü görmüştür. Uzun yıllar gölgede kaldıktan sonra yeniden iktidara gelmesi Phoneix olarak tavsif edilmesine yol açmıştır. Bir yönüyle de Nevaz Şerif Başbakan Erdoğan’ı hatırlatmaktadır. 1999 yılında Müşerref’i görevden aldıktan sonra başbakanlıkta bulunduğu sırada ordunun beş generali içeri gelerek kararını geri almasını ve Müşerref’i ordunun başında bırakmasını istemişlerdi. Lakin Nevaz Şerif direnince gözaltına alınarak İslamabad yakınlarındaki bir hapishaneye atılmıştır. Nevaz Şerif tek başına hücrede bir yıl kadar yattıktan sonra 2000 yılında Cidde’ye sürgüne gönderilmiştir. İdi Amin gibi Cidde’de sürgünde yaşadıktan sonra 2007 yılında amansız rakibi Benazır Butto ile bir centilmenlik anlaşması imzalamış ve sonrasında Benazır Butto Amerikalılar vasıtasıyla Müşerref’le vardığı anlaşmayı çiğneyerek seçimlere katılmak üzere anlaşma tarihinden önce Pakistan’a dönmüş ve bu da kartların yeniden karılmasına neden olmuştur. Genel kanıya göre anlaşmayı ihlal etmesinden dolayı Müşerref Benazır’ı ortadan kaldırmıştır. Bununla birlikte Lal Mescidi davasıyla birlikte Benazır’ın tasfiyesi Müşerref’in siyasi kariyerinin sonu olmuştur. Müşerref’in sonu da, 11 Eylül sürecinin sonu olmuştur. Benazır Butto’nun ölümünün estirdiği rüzgarla birlikte kocası Asıf Ali Zerdari cumhurbaşkanı olmuş ve çalkantılı bir dönemde görev süresini tamamlamayı başarmıştır. Lakin ekonomik gerileme ve yolsuzluklar nedeniyle Pakistan Halk Partisi nefret figürü haline gelmiş ve iktidarı ve cumhurbaşkanlığını Nevaz Şerif ve ortaklarına (Pakistan İslam Ligi) kaptırmıştır. Lahor Aslanı veya Pakistan Phoneix’i olarak anılan Nevaz Şerif iki defa başbakanlık yapmıştır. Başbakanlığının ilk dönemini 1 Kasım 1990-18 Temmuz 1993 arasında, ikinci dönemini 17 Şubat 1997 ile 12 Ekim 1999 arasında yapmıştır. Navaz Şerif, 5 Haziran 2013 tarihinde üçüncü kez Pakistan’ın başbakanı olmuştur.
Nevaz Şerif ve politikalarının
Türkiye’de de bire bir KARŞILIĞI VAR
Başbakanlıkları uzun sürmemiş, daima siyasi çalkantılarla kesilmiştir. 1993 yılında asker destekli Gulam İshak Han’la ters düşmüş ve bu çekişme iki tarafa da zarar vermiştir. Komutan Abdul Waheed Kakar’ın baskısıyla her ikisi de ayrılmak zorunda kalmıştır. 1997 yılında Benazır Butto yolsuzluklar nedeniyle Cumhurbaşkanı Faruk Ahmet Han tarafından görevinden alınmıştır. Ardından Nevaz Şerif bir manevra ile birlikte Faruk Ahmet Han’ı (Leghari) Tebliğ cemaatinden Refik Tarar ile değiştirmiştir. 1998 yılında ise Yüksek Mahkeme Başkanı Seccad Ali Şah ile sürtüşmüş, bundan da galip çıkmıştır. Lakin Cihangir Keramet’i görevinden almasından sonra Müşerref’i de görevinden alması kansız bir darbeyi beraberinde getirmiştir. Kardeşi Şahnevaz Şerif Pencap başbakanı olmasından sonra Nevaz Şerif Mayıs 2013 seçimleriyle birlikte yeniden küllerinden doğmuştur. Bu aynı zamanda Pakistan’ın yeniden dinamik hale gelmesi ve bölgeyle kesilen tarihi ilişkilerinin yeniden onarılması sürecidir. Nevaz Şerif sadece Pakistan halkı için değil, aynı zamanda Türkiye gibi İslam ülkeleri açısından da bir kazanç ve şanstır. Pakistan ile Türk halkı birbirine en fazla benzeyen halklar arasındadır. Şerif ve politikalarının Türkiye’de de bire bir karşılıkları bulunmaktadır. Şimdi kalınan yerden tarihi bağları yeniden kurmanın vaktidir. Tarihin durdurulan hatları yeniden harekete geçmiştir.
YARIN: Sondan başa dönmek

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23