Büyük Doğu Akıncıları Derneği, Gazze'de savaş suçu işleyen çifte vatandaşlı siyonistlerin Türkiye vatandaşlığından çıkarılması ve yargılanması talebiyle Beyazıt'ta bir eylem düzenledi. Eylemde Türkiye'deki siyonist katillerin yargılanması ve mal varlıklarına el konulması gerektiği çağrısı yapıldı. 21. yüzyılın Müslümanların çağı olacağı belirtildi. Müslümanlar boykota davet edildi.
Büyük Doğu Akıncıları Derneği, Gazze'de savaş suçu işleyen çifte vatandaşlı siyonistlerin Türkiye vatandaşlığından çıkarılması ve yargılanması talebiyle Beyazıt'ta bir eylem düzenledi. Eylemde Türkiye'deki siyonist katillerin yargılanması ve mal varlıklarına el konulması gerektiği çağrısı yapıldı. 21. yüzyılın Müslümanların çağı olacağı belirtildi. Müslümanlar boykota davet edildi.
Türk pasaportu taşıyan ve Gazze'de Müslümanları katleden Siyonistlerin vatandaşlıktan çıkarılması ve işledikleri suçların hesabını vermesi için Büyük Doğu Akıncıları Derneği (BDA) tarafından Beyazıt'ta miting düzenlendi.
Mitingte çeşitli parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve Müslümanlar “Ülkemde Siyonist İstemiyorum" diye haykırdı.
Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan program davetlilerin konuşması ve sloganlarla devam etti. Basın açıklamasına Büyük Doğu Akıncılar Derneği Başkanı Mehmet Ali Bayram, HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik, Yeniden Refah Partisi İstanbul Filistin Komisyonu Başkanı Ali Yener, Milli Gençlik Derneği İstanbul Şube Başkanı Emre Tüzün, Kevser Eğitim Vakfı başkanı Ferhat Çalışye, Müdafa-i İslam Derneği Başkanı Erdem Özveren, Selamet Akıncıları Başkanı Ahmet Tanrıverdi, Devlet-i Âliyye Ocakları Başkanı Kemal Sözügüzel, İslam Âlimi Molla Nizameddin Hoca, Kökler Derneği Başkanı Saadeddin Ustaosmanoğlu ve Müslümanlar katıldı.
“Müslümanlar Gazze meselesinde inisiyatif almalı”
Büyük Doğu Akıncıları Derneği Başkanı Mehmet Ali Bayram, Müslümanların inisiyatif alması gerektiğini ve Siyonist İsrail'in varlığının Türkiye'de sonlandırılması gerektiğini şöyle vurguladı:
"Her şeyden önce Müslümanlar Gazze meselesinde inisiyatif alıp yapılması gerekene dair bir şeyler söylemeliydi. İsrail mezaliminin durdurulmasını talep etmek ve bunu “havaya ısmarlamak” işin açıkçası çok bir çare sunmuyordu. Bizler de bu yüzden en azından kendi ülkemizdeki Siyonist İsrail varlığının sonlandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada çifte vatandaş olan Siyonist canilerin vatandaşlıktan çıkarılması, işledikleri suçlardan dolayı yargılanarak hüküm altına alınması, boykot hareketini etkili hale getirerek Siyonist sermayenin etkisiz hale getirilerek ülkemizden def edilmesi ve Siyonizm propagandasının suç unsuru haline getirilmesi için meydana çıktık. Bu çıkışın da hayırlara vesile olacağını düşünüyorum."
“Allah’ın izniyle 21. Yüzyıl Müslümanların çağı olacak”
Kökler Derneği Başkanı Saadeddin Ustaosmanoğlu, Yahudi hakimiyetinin bittiğini ve 21. yüzyılın müslümanların çağı olacağını şu sözlerle belirtti:
"Hadiselerin sadece heyecanımızla olmayan daha sık ve idrakimizle gelişmeye sebebiyet verecek şekilde yapılması zaruri. Bu tür durumların faydası şuurlara alternatif olması bakımından gayet güzel işler ama bunları meydanda yapabildiğimiz kadar insanların şuuruna yansıyacak şekilde de oluşturmamız lazım. Böyle bir içtimanın sonunda milletin anladığı ne oldu ve aklında ne kaldı? Sadece akıllarda sloganlardan ibaret bir durum kalmışsa bu tabii ki bizim beklediğimiz bir şey değil. Bu tür işleri o muhteva içerisine sıkıştırarak yapmalıyız yoksa bağır çağır akşam evine gideceksin, çayını kahveni içeceksin ve keyfine bakacaksın. Müslümana 24 saat mesai yakışır. Uyumayacak mıyız? Tabii ki uyuyacağız fakat biz uykularından fikir damıtan bir ümmetin çocuklarıyız. Bunu eşya ve hadiselere sirayet edecek şekilde şuurlaştırabilirsek, az görünen topluluklar nice şeylere ulaşabilirler. Bunun altyapısını kurmamız lazım. Bu durum da bu memlekette “fikrin para ettiği” gün başlayacaktır. Bu memlekette fikir değer görmüyor, milyonları bir araya toplayıp sadece bağır çağır ile bir yere gelinemez. Bu bağır çağırı LGBTli de yapıyor hatta bizden daha etkili yapıyor çünkü dünyanın her yerine yayılmışlar. Mesela biz bu ülkede dernekleri küçük görüyoruz ama masonlar da bir dernektir. O zaman bunlar bir dernek üzerinden nasıl dünyaya hâkim olmuşlar? Hem de vakıf bile değilken. Buradan anlıyoruz ki işin özünde fikrî kapasitenin yoğunlaşmış şekilde var olması yatıyor. Şayet Beyazıt Meydanını sonuna kadar doldursaydık ama fikir kapasitemizde bir sıçrama olmasaydı bu neye yarar? Kuran ve sünnet istikametinde eşya ve hadiselere el atma kabiliyetimiz artmayacaksa ne işe yarar? Ama insanlar maalesef kemmiyete önem veriyor. Kelle hesabına göre değerlendiriyorlar. İster küçük ister büyük olsun bunun dışına çıkacak hamleleri çoğaltmamız lazım. Hamlenin muhtevası önemli, içinde fikir var mı yok mu? Ama genelde muhteva zayıf oluğu için fikri kapasitemizin düşüklüğünden idrak seviyemizde bir değişiklik olmuyor dolayısıyla istediğin kadar bağır çağır, Siyonistler çocuk öldürmeye devam ediyor. Ümmetin sayısı kaç, 2 milyona yaklaştı. Aslında sadece bir bakış ve heybetimizle bile onları devirebiliriz. Ama Müslümanın heybeti kalmadı ki korkmuyorlar bizden, estetik tarafımız zaten yok nasıl olacak bu iş? O nedenle Allah bize bir bedel ödeterek bize zaferi ihsan edecek. Onun arefesindeyiz Allah’ın izniyle çünkü küfrün kemâli zevâline alamettir. Küfür zirveye çıktı, zulüm abad olmaz ama zalim berbad olur. Bunların da sonu geldi. Bir hata yaptılar, mecburen bir hata yaptılar. Düşünün ki o kadar silahın var öldürebildiğin sadece kadın ve çocuk. Bir Batılı yazar da diyor “Bundan sonra Yahudi hâkimiyet bitmiştir”. Bundan sonra Allah’ın izni ve keremi ile Müslümanların çağı doğuyor. Allah’ın izniyle 21. Yüzyıl Müslümanların çağı olacak."
“Haç ve hilalin kıyamete kadar sürecek kavgasının bir parçası”
Kevser Eğitim Vakfı Başkanı Ferhat Çalışye, İsrail soykırımının aslında hilal ve haç savaşı olduğunun altını çizdi. Çalışye, "İsrail, Gazze’de 1 yıla yakın bir süredir orantısız bir güç kullanarak Müslüman kardeşlerimize şehit ediyorlar, soykırıma maruz bırakıyorlar. Savaşlar iki silahlı ordu arasında yapılır. Fakat burada kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler katlediliyor. Bu bir savaş değil soykırım. Haç ve hilalin kıyamete kadar sürecek kavgasının bir parçası. Biz ülkemizde Siyonist istemiyoruz derken, soykırıma destek veren firmalar, bu firmaların ürünlerini satan kuruluşlar ve bunu temsil eden kuruluşlardır, bizim sıradan şahıslarla sorunumuz yok. Maalesef bu şuur ve bilinci Müslümanlar olarak hala idrak etmiş değiliz. Biz onların sattığı ürünleri almayıp boykot edersek bize bir şey olmaz ama Yahudi’nin en büyük silahı olan para ve onunla elde ettiği gücü almış oluruz. Gazze’de insanlar bu mücadeleyi canlarıyla ve kanlarıyla sürdürüyor. Biz ise kendi nefsimizin arzusu olan yiyecek, içecek vs. ürünleri hala almaya devam ediyoruz. Türkiye ve İsrail vatandaşı olup savaşa katılan kişilerin o kanlı ayaklarını buraya tekrar basmalarını istemiyoruz. Yarın mahşer günü Allah-u Celal’e verecek bir hesabımız var biz buna buğzediyoruz ve sesimizi duyurmaya devam ediyoruz. Son olarak da boykota devam, boykota devam ve boykota devam diyoruz". diye konuştu.
“Aşağılık katillerin yargılanmasını istiyoruz”
Yeniden Refah Partisi İstanbul Filistin Komisyonu Başkanı Ali Yener, siyonist katillerin yargılanmasını ve mal varlıklarına el konulması gerektiğini söyledi. Yener, "Türkiye’de bulunan hem İsrail hem de Türk vatandaşlığına sahip çifte vatandaş Siyonist Yahudiler, Türkiye topraklarından kalkıp işgal edilmiş Gazze topraklarına gidiyor ve oradaki kardeşlerimizi bombalayıp ardından da ellerini kollarını sallayarak burada içimizde geziyor. Bu aşağılık katillerin yargılanmasını istiyoruz ve yargılandıktan sonra da mal varlıklarına el konulmasını istiyoruz. Nasıl ki Türkiye Cumhuriyeti’nde terör örgütlerine destek olanlar tespit edilip cezalandırılıyorsa; örneğin terör örgütüne finansman sağlayan belediyeler kayyım atanıyorsa veya mal varlıklarına el konuluyorsa aynısının bu eli kanlı Siyonistlere karşı da yapılmasını istiyoruz. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız “İsrail terör örgütüdür” diyor. Eğer öyle düşünüyorsa icraata geçmesini istiyoruz. Bir ikincisi de dünyada 8 milyara yakın insan var ve bu insanların gözü önünde karınlar, çocuklar paramparça ediliyor. Bu katliamın durması için Müslümanlar ebabil kuşu bekliyor fakat o ebabil kuşları gelse önce Müslümanlardan başlayacak çünkü Müslümanların başındaki işbirlikçi iktidarlar maalesef bu katilden korkuyor. Gücün ve kudretin sahibinin Allah olduğundan şüphe edip Batı’nın madde gücünü Allah’ın üzerinde bir güç olarak görüyorlar. Geçmişte ecdadımız nasıl ki “Allah bizimledir” dedi ve 7 cihana karşı savaştı bizde bu imanı ortaya koyarsak Allah’ın izniyle hiçbirisi önümüzde duramaz." dedi.
"Ey Müslüman Anadolu, vakit el birliğiyle sefere çıkma vaktidir"
Büyük Doğu Akıncıları Derneği tarafından çifte vatandaşlı Yahudilerin yargılanması, Türkiye vatandaşlığından çıkarılması ve mal varlıklarına el konulmasını isteyen yasa tasarısının kabul edilmesi için parti temsilcileri, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve Müslümanların katıldığı bir basın açıklaması düzenlendi.
Basın açıklamasında şunlar dile getirildi:
Bütün hamdler âlemlerin Rabbi Allah'a olsun. Salat ve selam Siyonistlerin dedelerini Hayber'de kılıçtan geçiren Muhammed Mustafa'nın (sallallahu aleyhi ve sellem) üzerine olsun.
İslam yolunda ve mazlum safında omuz omuza tek bir cemaat olan değerli STK'lar, gruplar, kurumlar, parti yetkilileri, bizi burada dinlemeye gelen her kesimden değerli Müslüman Anadolu evlatları ve basın mensupları, hepiniz hoş geldiniz.
Tüm dünyanın malumudur ki katil İsrail şebekesi kurulduğu günden bugüne Müslüman'ın kanını, çoluk çocuk, yaşlı demeden dökmektedir.
Hamas'ın şanlı 7 Ekim saldırısından önce de durum böyleydi. 7 Ekim saldırısı ise katil İsrail şebekesine bir tokat gibi indi. Zayıflıkları, zaafları görüldü. Bir avuç Kassam mücahidi her şeyi idare ettiği sanılan İsrail'i gafil avladı. Kendilerinin dünyayı idare ettiğini sanan Siyonistler, İlahi bir tecelli ile rezil edildi, bir put daha kırıldı. Cakası bozulan şerefsiz Siyonistler, psikolojik bir travma ile kuduz köpek gibi Filistinli masum sivillere saldırarak onlara yönelik katliamlarına başladı. Bu adi saldırılar 7 Ekim'den bu yana aylar geçmesine rağmen ne Kassam'ı ne de onurlu Gazze halkını yıldırabildi. Çünkü onlar Siyonistlerin kurduğu sahte dünyaya inanmıyorlardı. O izzet ehli insanlar, sahici bir mümin olarak dünyayı yalnız Allah'ın idare ettiğine, gücün de yalnız Allah'ın olduğuna iman etmişlerdi. Gazze ehlinin İlahi bir tecelli ile kalplerine inen bu duruşu, tavrı, edası İsrail'in tüm insanlığa attığı sahtelik ağını yırttı attı. İdrakleri iğdiş edilmiş insanlar, sahici manada yaşamak nedir gördü ve bildi. İdrakleri kimin iğdiş ettiğini anladı ve yaşadıkları sahte ve karanlık dünyayı sorgulamaya, maskesi düşen pislik Siyonistlerin iğrenç yüzünü haykırmaya başladı. Nihayetinde bu güruh, tüm dünyada tiksinilen ve istenmeyen bir kavim haline geldi. Bizim buraya toplanma amacımız da tam olarak bu. Maskeler düşmüş, sahte ile gerçek, doğru ile yanlış, iyi ile kötü, yiğit ile kalleş ayrılmıştır. Artık hiçbir mazeret de kalmamıştır. Ana karnındaki yavruyu anası ile birlikte katleden Siyonistlere hiçbir mazeret türetilemez. Hele de İslam için feda-i can eden ecdadımızın kanları ile suladığı, yurt edindiği bu topraklarda katil, aşağılık Siyonistlerin hiçbir işi olamaz. Bu topraklarla bağı olan hiçbir kimse bu aşağılık güruhu asla savunamaz. Ayrıca bu mübarek topraklardan bu katillere asla petrol ve sair lojistik sağlanamaz ve bunun hiçbir mazereti olamaz.
Zira Allah Teala’nın Enfal suresinde buyurduğu gibi;
وَالَّذٖينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍؕ اِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الْاَرْضِ وَفَسَادٌ كَبٖيرٌؕ
"Kafirler bile birbirlerinin yardımcılarıdır, eğer siz bunu yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesad olur."
Biz müminler olarak kafirlerin değil birbirlerimizin yardımcısı olmalıyız. Eğer böyle yapmazsak fitne ve fesada düçar oluruz.
Yine Allah Teala’nın Tevbe suresinde buyurduğu gibi;
اِلاّ تَنْفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا اَل۪يمًا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْـًٔاۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
"Eğer Allah yolunda elbirliğiyle sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir."
Ey Müslüman Anadolu, vakit el birliğiyle sefere çıkma vaktidir.
Zira 7 Ekim saldırısı sadece Gazze için yapılmış bir saldırı değildir. Bu saldırı, Müslüman Anadolu toprağı olan Türkiye'yi ve dünyayı ifsad eden Siyonist mekanizmaya karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı, ecdadımızın din için feda-i can ettiği Anadolu topraklarında ve tüm dünyada Yahudi hegemonyasından kurtulmak için bir işaret fişeğidir. Bu savaşın tarafları sadece İsrail ve Filistinliler değİldir. Bu savaşın tarafları Yahudi hegemonyasına girenler ile buna başkaldıranlardır. İşte burada toplanan bu kalabalık da aynı şekilde bu alçak hegemonyaya boyun eğmeyen yiğitlerden müteşekkildir.
Yahudi hegemonyasını kabul edenler ise bu toprakların evladı olamaz ve bu topraklarda asla vatandaşlık iddia edemezler. Her şeyden evvel bu dinimize, ecdadımıza bir hakarettir. Bu topraklar imanın, şühedanın topraklarıdır. Türkiye'de vatandaşlığı olduğu halde İsrail'de askerlik yapan katiller derhal savaş suçundan yargılanmalı ve vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.
Ey Şanlı ecdadın torunları, vakit bu Siyonist hegemonyayı kırma ve Siyonistleri vatanımıza getirdikleri tüm pisliklerle beraber def etme vaktidir.
Unutulmasın ki; bu Siyonist çete, ülkemizi ahlaksızlaştıran, topraklarımızı, nesillerimizi ifsad eden, ekonomimizi sömüren küresel bir çetedir.
Toplumları ahlaksızlaştıran sektörleri finanse eden bunlardır, topraklarımızı tohumları ve gübreleri ile verimsizleştiren, kurdukları şirketlerle topraklarımızı kendi ekonomik çıkarları için işgal eden bunlardır, nesillerimizi din ve mukaddesatından çeşitli propagandalarla uzaklaştıran, nesillerimizi kendi topraklarına, insanlarına yabancılaştıran bunlardır, milli ekonomimizi kurdukları büyük şirketlerle gayrı milli ekonomiye çeviren, milli ekonomimizi kendi insanlarımızı kullanarak zayıflatan bunlardır.
Ey müslüman Anadolu, bunları tanı, seni kendine yabancılaştıran bu şebekeyi bil. Ve kendine şu soruyu sor;
Kurtuluş Savaşında dini ve vatanı için canlarını feda eden şehitlerimiz, bu topraklarda çocuk katili Siyonistler barınsın, vatandaşlıkları olsun, insanımız ahlaksızlaşsın, topraklarımız bu kirli yapının ekonomik çıkarlarını beslesin diye mi şehit oldular?
Sor, sor ki; Kurtuluş Savaşımızın henüz nihayete ermediğini anla ve verdiğimiz bu mücadelenin bir ölüm kalım savaşı olduğunu idrak et.
Ey buraya akın etmiş Allah'ın vicdanlı, izzetli kulları; Gazze bize el değildir. Verilen savaş bizim savaşımız, ölen bebekler bizim yavrularımız, yiten canlar bizim canımızdır. Zira Allah bizi kardeş etmiş ve zalime karşı omuz omuza mücadele etmeyi üzerimize farz kılmıştır. Omuz omuza olup mücadele edeceğiz. Yılmayacak, yıkılmayacaĝız.
Kassam oradan kıracak zinciri, biz buradan kıracağız.
Ve bir gün kavuşacak ellerimiz, bizi birimize el kılanlara inat.
Yaşanmaya değer hayatı işte o zaman tadacak, Siyonistlerin kurduğu bu müesses nizamı işte o vakit başlarına geçireceğiz.
Bu mücadelenin ilk adımı olan Siyonistlerin Ülkemizden Def edilmesi için yaptığımız bu gösteri İnşaAllah birçok hayrlara vesile olacaktır. Allah'ın yardımı mücadele edenleredir.
Allah'ın yardımını celbetmek için hep beraber haykıralım; Ülkemde Siyonist İstemiyorum.
Yaşasın İslami Mücadelemiz
Yaşasın Akın yolunda birleşenler.