İran İçişleri Bakanı İskender Mumini, hızla düşen doğum oranları ve artan yaşlı nüfusun ülke için ciddi bir tehdit haline geldiğini söyledi. Mevcut tablo değişmezse İran nüfusunun 75 yıl içinde yarıdan fazla eriyebileceği uyarısında bulundu.
İran İçişleri Bakanı İskender Mumini, ülkede derinleşen nüfus krizine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mumini, doğurganlık oranlarındaki sert düşüş ve nüfusun hızla yaşlanması nedeniyle İran’ın önümüzdeki 75 yıl içinde ciddi bir demografik çöküşle karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Bakan, halen 92 milyonu aşan ülke nüfusunun, mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde 40 milyonun altına düşebileceğini söyledi.
Nüfus kaybını İran’ın karşı karşıya olduğu en büyük stratejik tehditlerden biri olarak tanımlayan Mumini, bu sürecin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve yapısal sonuçlar doğuracağına dikkat çekti. Artan yaşlı nüfusun iş gücü piyasası ve emeklilik sistemi üzerinde ağır bir baskı oluşturduğunu vurgulayan Mumini, “Bir asır dolmadan nüfusumuz ciddi biçimde eriyebilir” dedi.
“Az çocuk sahibi olmak yaşam tarzına dönüştü”
Cumhurbaşkanı ve ilgili kurumlara çağrıda bulunan Mumini, nüfus düşüşünün sadece enflasyon ve geçim sıkıntısıyla açıklanamayacağını ifade etti. Bazı kesimlerde az çocuk sahibi olmanın bir yaşam tarzı haline geldiğini dile getiren Bakan, aile yapısındaki sosyolojik dönüşümün göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Ekonomik zorlukların doğum oranlarını olumsuz etkilediğini kabul eden Mumini, ancak çözümün yalnızca maddi teşviklerle sınırlı kalmasının yeterli olmayacağını vurguladı.
Devlet teşvikleri beklenen sonucu vermedi
İran’da Dini Lider Ali Hamaney’in talimatıyla 2021 yılında yürürlüğe giren “Aile ve Gençlik Koruma Yasası”, nüfus artışını hedeflese de beklenen etkiyi yaratamadı. Evlilik kredileri, konut ve arsa tahsisi gibi teşviklere rağmen doğum oranlarındaki düşüş sürdü.
Resmi verilere göre, 2021 yılında 1,1 milyon olan yıllık doğum sayısı, 2025 itibarıyla 911 bine geriledi. Uzmanlar, 1990–2010 döneminde uygulanan sıkı nüfus kontrol politikalarının uzun vadeli etkilerinin bugün daha net hissedildiğini belirtiyor. 2012’de nüfusu 150–200 milyona çıkarma hedefi açıklanmış olsa da, gelinen noktada bu hedefin giderek uzaklaştığı ifade ediliyor.