Filistinli Gazeteciler ve Medya Mensupları Derneği Başkanı Amir Lafi, Gazze’de yaşananların savaş değil, sistematik bir soykırım olduğunu vurgulayarak, “Savaşın da bir adabı vardır ama İsrail’in yaptığı savaş değil, bir halkı yok etme planıdır. İki milyar Müslüman, iki milyon Gazzeli için bile harekete geçemiyor. Bu sessizlik, İsrail’i daha da cesaretlendiriyor” dedi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 63 bin 25’e, yaralıların sayısı 159 bin 490’a yükseldi. Bağımsız kaynaklar, enkaz altında kalanlarla birlikte ölenlerin sayısının 400 bini bulduğunu belirtiyor. Bölgeye yönelik abluka yüzünden insanlar açlıktan ölmeye başlarken, Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, son 24 saatte 3’ü çocuk 10 Filistinlinin daha açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu. Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısı 124’ü çocuk olmak üzere 332’ye yükseldi.
Gazze’de 700 gündür devam eden soykırımda hastaneler, okullar, ibadethaneler ve sivil hedeflerler bombalandı. Tüm Gazze’de adeta taş taş üstünde bırakılmadı. Binlerce Gazzeli şehit edildi. Bir milyonu aşkın masum sivil zorunlu göçe tâbi tutuldu. Esirlere işkenceler uygulandı. Açlık bir silah olarak kullanıldı. Mezarlıklar talan edildi. Cesetlerden organlar çalındı. Yardım görevlileri, sağlık personelleri, gazeteciler ve sivil halk doğrudan hedef alındı. Yaşananları dünyaya aktarmaya çalışan 246 gazeteci de terör devletinin kasıtlı saldırılarıyla şehit oldu. İsrail tarafından Gazze’deki insan topluluğunu yok etme kastıyla yapılabilecek ve soykırım suçuna vücut verecek suç teşkil eden her türlü eylemlerde bulunuldu. İsrail’in kuruluşundan bu yana sergilediği vahşilik bir sistematik soykırıma dönüşmüş durumda.
Akit’e konuşan Filistinli Gazeteciler ve Medya Mensupları Derneği Başkanı Amir Lafi, tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan vahşi soykırıma ilişkin çarpıcı detayları paylaştı.
GAZZE’DE SAVAŞ YOK ÇÜNKÜ SAVAŞIN BİR ADABI VARDIR
Sayın Amir Lafi, Gazze’de yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gazze’de savaş var diyorlar. Ama ben savaş yok diyorum. Çünkü savaşın bir adabı, kuralları, kanunları vardır. Ama İsrail’in uyguladığı şey savaş değildir. Bu resmen bir katliam, bir soykırım. İnsanları öylesine istediği gibi öldürmek diye bir şey olmadı dünyada. İnsanlar iki yıldan beri sistematik olarak öldürülüyor. Günde en az 100 şehidimiz gidiyor. Ve ne elektrik, ne su, ne yemek... Hiç biri yok. Artık açlıktan ölüyorlar. Hastalardan bahsetmeye zaten kimsenin vakti yoktur. Normal hastalar zaten kendileri ölüyorlar ve onları kimse saymıyor. Çünkü hastaneler hastalara mı bakacak, yaralılar ve şehitlere mi bakacak? Eskiden biz tarihte okuduğumuzda katliamlardan bahsediliyor, insanlar ölüyor, askerler bir yerlere giriyorlar, şehirlere falan. Ama bunların hepsi eski dönemlerdeydi. O zaman teknoloji yok, televizyon yok. Kimsenin haberi yok. Zaten belki bir sene iki sene sonra yaşanan katliamlardan insanların haberi oluyordu. Ama şimdi Gazze’deki soykırım resmen naklen izleniyor. Adeta canlı yayında bir halkın katliamı yayınlanıyor. Tüm dünya seyrediyor ve hiç kimse bir şey yapmıyor. Tüm dünyanın gözü önünde gazeteciler öldürülüyor. Hastaneler bombalanıyor. Hastane diye bir şey kalmadı ki zaten. Bombalanmayan bir hastane yoktur Gazze’de. Hepsi bombalandı. Gazetecilerin de öldüğü Nasır Hastanesi vardı. O da Nasır Hastanesi’nden kalan bölüm. O da Han Yunus’un, Gazze’nin güneyindeki en büyük hastaneydi. Bombalanıyor. Gazeteciler ve sivil savunma ekipleri oraya milleti çıkartmak için gidiyorlar. Gazeteciler de işlerine bakarken, canlı yayın esnasında tüm dünya seyrederken aynı yer tekrar bombalanıyor. Ve orada beş gazetecimizi kaybediyoruz. Bir şey oldu mu? Bir şey olmuyor. Tüm dünya seyrediyor.
İSRAİL GAZETECİLERİ ÖZELLİKLE HEDEF ALIYOR
İsrail sanki gazetecileri özellikle hedef alıyor öyle mi?
Evet, İsrail bizim gazetecilerimizi özellikle hedef alıyor. Çünkü orada yaşanan vahşeti kimseye görmesinler istiyorlar. Zaten kimse hiçbir şekilde Gazze’ye giremiyor. Yasaktır. Ama var olan gazetecileri de öldürmeye çalışıyorlar. Şimdiye kadar 246 gazeteci şehit oldu. Toplam sayıları belli değil. Önceden gazetecilikle alakalı olmayan arkadaşlarımız gazeteci olmak zorunda kalıyorlar ihtiyaçtan dolayı. İlginç olan şey, işgal devleti askeri sözcüsü utanmadan bu gazetecilerimizi öldürdükten sonra çıkıp, “Teröristleri katlettik” diyor. Gazeteci işini yapıyor. Yeri belli. Öldürüyorsun. Tüm teknoloji kullanarak bir gazeteciyi öldürüp sonra gurur duyarak açıklamasını yapıyorsun. Bu dünyada nerede olmuştu? İkinci Dünya Savaşı altı yıl devam etmiş ve 67 gazeteci ölmüştür. İki yıl içinde 246 gazetecimiz öldürüldü. Belki şimdi biz konuşurken başka bir gazeteci arkadaşımız da şehit olmuştur.
DÜNYA DÜZENİNİN SAHTE OLDUĞUNU GÖRDÜK
Peki dünyaya ne demek lazım bu olanlara dikkat çekebilmek için?
Yani maalesef bu Gazze soykırımı bize başka bir dünyayı gösterdi. Bu yüzden bu dünyada bir değişiklik olması lazım. Bu dünya böyle devam etmez. Her şey İsrail’e göre ayarlanmıştır. İsrail ne diyorsa, ne istiyorsa ona göre gidiyor. Sanki bu dünyada İsrail’den başka bir ülke yoktur ve herkes, hepimiz İsrail için çalışmamız lazım. Medeniyetin olmadığını yaşayarak gördük. Medeniyet, insan hakları, Birleşmiş Millet bilmem ne kadınlar hakları, hayvan hakları, bilmem ne hakları. İnsan hakları nerede? Bu kadar açık açık canlı yayında katliamlar nasıl yaşanabilir? İnsanlar öldürdükten sonra hiç kimsenin bir şey dememesi, hiçbir şey yapılmaması. Nerede bu insan hakları savunucuları? Bu düzen, bu dünya nasıl devam edecek? Bu Birleşmiş Milletler nasıl devam edecek? İşte o dünya düzeninin sahte olduğunu gördük. Bu savaş, bu katliam bittikten sonra hangi yüzle çıkıp bu aynı sistemi devam ettirecekler? Tekrar aynı teraneleri mi sayacaklar? Aynı şeylerle başımızı ağrıtacaklar mı? İnsan hakları konusunda hep kınıyorlar ya bizi. Hep eleştiriyorlar ya “Şöyle yapmayın, böyle yapmayın, Türkiye şunu yapmasın, bunu yapmasın, şöyle yanlış yaptınız” diye. Bundan sonra yüzleri olabilir mi bunları söylemek için? Bakalım ne diyecekler ve bu savaşın nasıl biteceğini Allah bilir.
Filistin Hepimizindir, Sessizlik İsrail’i Cesaretlendiriyor
İslam dünyasının hiçbir şey yapamaması konusunda neler hissediyorsunuz?
İslam dünyasına da eleştirimiz vardır. İki milyon insan vardır Gazze’de. Ve iki milyon Müslümanımız var. İki milyar Müslüman, iki milyon Müslüman için bir şey yapamıyorlar mı? Bu kadar mı korkuyorlar Siyonistlerden yani bütün Müslümanlar? Dünyamız bu kadar mı kötü olmuştu? Filistin, bizim Müslümanlar için en kutsal topraklardan bir tanesi. Bizim zaten üç tane kutsal toprağımız var; Mekke, Medine ve Kudüs. Kudüs ilk kıblemiz. Bu Filistinlilerin değildir. Hepimizindir. Bu tüm Müslümanlarındır. Ve seyrediyoruz sanki hiçbir şey olmamış gibi. Hatta Avrupalılar daha çok çıkıp protesto ediyorlar. Maalesef bunu da sorgulamamız gerekir. Baktığımızda Avrupa’da daha çok protestolar var. İslam dünyasına baktığımızda bu kadar görmüyoruz. İslam dünyasında en çok Türkiye’nin sesi çıkıyor. Ama Türkiye’de de azalma var. İsrail’in istediği budur zaten. Yani görmeyince rahatlar. Alıştırmak bile yok. Bir de İsrail “demek ki kimsenin umurunda değil. Ben rahat bir şekilde öldüreyim, devam edeyim, başladığım işi bitireyim” diyor. İslam dünyasında hiçbir hareket yok. Yani bu yüzden bu protestolar çok önemli. Türk halkına çağrıda bulunuyoruz, az olsa bile çıkın, hiç bırakmayın. Hem Türkiye hem tüm İslam dünyasında. Çünkü İsrail bunu görünce korkar. “Demek ki halk kızgın, Halk böyle bir şey istemiyor” der. Ama halktan hiçbir şey çıkmazsa “tamam, umurunda değil kimsenin. Başladığım işi bitireyim” diye düşünür. Mesela ben Gazzeliyim. Mahallemizden hiçbir ev kalmadı. Hiçbir akrabamın hiçbir şeyi kalmadı. Zaten dümdüz olmuş her yer. Akrabalarımız ya çadırda, ya bir okulun bahçesinde, ya sokakta.
Gazze halkına en çok Müslüman olmayan halklar sahip çıkıyor
Siyonist İsrail’in yaptığı katliamlara Müslüman olmayan ülkelerin daha fazla tepki göstermesine ne diyorsunuz?
Gazze halkına en çok Müslüman olmayan halklar sahip çıkıyor. Her hafta sonu baktığımızda protestolar nerede? Avrupa ülkeleri, Güney Amerika’da arttı ama İspanya, Hollanda, Belçika, Hollanda, İngiltere, İrlanda gibi ülkelerde. Ama bizim İslam ülkelerinde ve Arap ülkelerinden zaten bir şey görmüyoruz. İslam ülkelerinden Türkiye’de protestolar oluyor ama artık Türkiye’de de azaldı. Onu da söylememiz lazım. Eskisi gibi değil. Yani mesela bir hafta millet çıkıyor. Çok güzel bir protesto, güzel bir miting yapılıyor. Ama sanki ondan sonra yorulmuşlar gibi iki üç hafta hiçbir şey yok. Ama katliamlar devam ediyor. Yani yok zaten çıkarsak bir şey olmaz falan kimse demesin. En azından bir şey yapamıyoruz. Bunu da mı yapmayacağız? Yani Allah aşkına çıkın. Bizim Türk kardeşlerimizin sürekli sokaklara çıkması lazım. Yani Batılı ülkeler kadar sokağa çıksalar Müslüman ülkeler razıyız.
İsrail için sırada Türkiye ve Pakistan var
İsrail Gazze’de durdurulmazsa nereye kadar devam eder?
İsrail’in düşünce yapısı, bölgede kendisine rakip, kendisinden güçlü hiçbir ülkeyi ayakta bırakmamaya dayalı. Yani İsrail, İran’dan tehdit varsa İran’ı vuruyor, Suriye’den tehdit varsa onu, vuruyor. Suriye iç meselelerine kadar girmiş. İsrail’le hiç sınırı olmayan bölgelerine bile giriyor. Savunma Bakanlığı’nı vuruyor. Cumhurbaşkanı’nı öldürmekle tehdit ediyor. Lübnan’ı vuruyor her gün. İran’a kadar vuruyor. Yani neden Türkiye’yi vurmayacak ki? Bence sırada bundan sonra İsrail için Pakistan ve Türkiye var. İslam dünyasındaki en güçlü iki ülke. Onlar kaldılar. Bu yüzden İsrail onları düşünüyor. İsrail sistemi, düşünme sistemi böyle çünkü. İran tam yüzde yüz yenilmişse bence öyle olacaktır. Şimdi İran hâlâ duruyor. İran’dan sonra önünde Türkiye’den başka hiçbir güç kalmayacaktır. Arkasına Amerika almış bir İsrail durmayacaktır. Türkiye ve Pakistan’a da saldıracaktır. Bu yüzden tüm ülkeler buna göre hareket edecekler ve önlemler ona göre alınacaktır.
İSLAM ÜLKELERİ GIDA YARDIMINI BİLE BAŞARAMADI
İslam ülkeleri gıda yardımı kararı almıştı ama uygulanamadı ne yazık ki.
İslam ülkeleri 7 Ekim’de saldırıların başlamasından sonra toplandılar. Tek çıkardıkları karar, gıda ve tıbbi yardım ile ilgili. Ama buna rağmen ona da bir şey yapamadılar. Herkes görüyor ki açlıktan ölüyorlar Gazeliler. Yani tek aldıkları karar gıda yardımı yapmaktı ve onu da yapamadılar maalesef. O zaman Türkiye bir şey yapmaya çalıştı. Toplantıdan çıkan bilgilere göre Türkiye bir karar çıkarmaya çalışmıştı ama kimse yardım edemedi. Türkiye tek başına ne yapabilir ki? Tek başına savaşa mı girecek yani Türkiye? Tüm İslam ülkeleri gıda yardımı konusunda bir karar aldı ama tekrar ediyorum bunu da yapamadılar.
HER ŞEYİ YERLE BİR EDECEKLER
Bu kirli savaş, soykırım bittiğinde ne olacak?
İnşallah bu katliamlar bir gün biter. Bittikten sonra oradaki iki milyon insan hali ne olacak? Ne okul kaldı, ne hastane kaldı, ne sokak kaldı, ne elektrik kaldı, ne su. Yani su sistemi kalmadı, Elektrik diye bir şey kalmadı. Ev kalmadı. Ne camimiz kaldı, ne hastanemiz kaldı. Ne okul, ne üniversite. Oradaki insanlar nasıl hayatına devam edecek? Arsadan başlanacak. İsrail’in öyle bir planı var. Şimdi onlar hatta savaş bittikten sonra. İnsanlar bakıp hiçbir şey yapılamaz diye o topraktan vazgeçecekler diye düşünüyorlar. Ama inşallah hiç kimse vazgeçmeyecek topraklarımızdan. Bu yüzden her şeyi yerle bir edecekler. Ondan sonra savaş bitse bile hiç kalabilecek ve onlar hayat devam edebileceği için hiçbir şey kalmayacak. Ve bu bir plandır. Öylesine yapmıyorlar.

