• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Gerçek esnaf böyle olur! Büyürken gençleşiyor

Yeniakit Publisher
2018-03-18 09:24:00 -
Gerçek esnaf böyle olur! Büyürken gençleşiyor

Her gün “Bismillah” diyerek dükkânını siftahla açmayı esas alarak bugünlere gelen Kiğılı, geçtiğimiz günlerde ‘BÜYÜRKEN GENÇLEŞİYORUZ’ mesajı verdi. Tabi ki bu mesajla Kiğılı’nın yeni yol haritasına gençlere dönük atılımların olacağı anlaşılıyor. Bizler de, bu hafta Kiğılı’nın Çayırova’daki merkezine gittik. 23 yıldır Abdullah Beyle çalışan ve gözünün önünden hiç ayrılmayan CEO’su Hilal Suerdem, markanın başarı öyküsünü ve kendi hayallerini gazetemizin Ekonomi Müdürü Mehmet Canıtatlı’ya anlattı.

İstanbul’un yanıbaşındaki Şekerpınar’da Kiğılı’nın yerini bilmeyen yok. Üretim merkezindeki mütevazı ofisinde gözü kulağı sürekli üretim merkezi ve mağazalarında olan Abdullah Kiğılı’nın tam karşı odasında oturan şirketin CEO’su Hilal Suerdem, ilk günkü heyecanla zaman zaman göz ucuyla patronuna bakıp, ‘Allah onu başımızdan eksik etmesin’ sözleriyle başladı röportajımıza. ‘Her şey değişim içinde esnaflık da’ diyerek devam etti ve şu tespitte bulundu: ‘’Babası, Abdullah Bey’e devamlı ‘Oğlum dükkânın anahtarını kimseye verme’ öğüdünde bulunurmuş. Abdullah Bey, bu sözü hatırlatır ve ‘Ben babamdan farklıydım, işi çok büyüttüm. Benim ideallerim ve hedeflerim büyüktü, babam ise mütevazı biriydi. Tabii babama saygım vardı ama ben daha global ve büyük düşünüyordum. O yüzden mağazaların sayısını arttırdım. Babam şimdi mezardan çıkıp gelse 200 mağazayı başkasına açtırıp kapattırdığımı görse bir daha mevta olurdu’ diyor. Abdullah Beyin doğru yolda ilerlediğini 80 yıl sonra geldiğimiz bu noktadan bakarak daha iyi anlıyoruz.’’

DÜKKANIN ALTIN ANAHTARI KİMDE?

Tabii ki anahtar icra olarak bizde. Ben şirketin CEO’suyum, İcra Kurulu Başkanıyım. Ama kontrol, denetim ve onay mekanizması Abdullah Kiğılı’nın ta kendisindedir. Kiğılı’nın tecrübesi yadsınamaz. Biz de onun tecrübesini teknoloji ile birleştiriyoruz.

TEKNOLOJİSİZ BÜYÜME OLMAZ

Ürünün, iletişimin, sosyal medyanın, pazarlama tekniklerinin geliştirilmesi Ar-Ge çalışmalarının içine giriyor. Bu da bizim yıllık 10-15 milyar lira bütçemizi alıyor. Reklam bütçesi bunun dışındadır. Kumaş, ürün, yazılım planlama, lojistik, CRM, pazarlama gelişimleri ile ilgili farklılık oluşturmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken bedeller ödüyoruz. Yetmiyor çalışmalarımızı halka duyurmak için belli maliyetlere katlanıyoruz. Biz bunları göze aldık, kesenin ağzını açtık. Çünkü bunları biz yapmazsak global ve lokal rakiplerimiz devreye girecek. Onun için ‘Kiğılı’ olarak bu şuurla sektörümüzde öncü konumumuzu korumayı temel alıyoruz. Hedeflerimiz büyük. 2018’de yurt içinde 500 milyon lirayı aşkın ciro elde etmek gibi bir gayemiz var.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

6 MİLYON METRE KUMAŞ İŞLİYORUZ

Burada gömleği, pantolonu, ceketi, takımı, kazağı, kabanı, pardösüsü için yıllık 6 milyon metre kumaş dönüyor. Biz kumaşı üretmiyoruz, işliyoruz. Yaklaşık iki yıl önce imalatı, ceket takım yapma işini bıraktık. Çünkü hem imalat hem satış yapmak kolay değil. İkisi de farklı yapılar, alanlar. Biz perakendeye yoğunlaştık. İnsanlara daha kaliteli, uygun fiyatlı ürünleri götürme yöntemlerine odaklandık. Şu anda 48-50 farklı ürünümüz var. Ana kalemimiz takım elbise. Türkiye’de takım elbisede pazar lideriyiz. Türkiye genelindeki mağaza sayımız 225, bu yıl da yurt içinde 10, yurt dışında 8 ila 10 mağaza açmayı hedefliyoruz.

ABDULLAH KİĞILI MARKASI NASIL DOĞDU?

Biz ‘Kiğılı’ markası olarak halkın içinde B kategorisinde gözüküyoruz. Hem alt B+1 kategorisi hem de C kategorisi ile outletlerde hizmet veriyoruz. A kategorisini yapmamak için de bir nedemiz yok. Üst segment müşteriyi küstürmemek, biraz da farklılık oluşturmak amacıyla ‘Abdullah Kiğılı’ markasını çıkarttık. Abdullah Bey, sektörün duayeni olup ‘Kiğılı’ markasından daha çok tanınıyor. Onun için ‘Abdullah Kiğılı’ diye bir marka çıkarttık. Abdullah Bey, ‘Abdullah Kiğılı’ markalı ürünleri giydiğinde çok keyif aldı. Markanın daha ileri gideceğini, başarılı olacağını gördü. Bu markamıza yoğun ilgi var. Bu markamız iyi gelir ve kâr getiriyor. Çünkü müşterilerimiz ‘Abdullah Kiğılı’da daha exclusive, kendine has ürünler bulabiliyor. Abdullah Kiğılı markasının büyümede önemli bir yeri var. Söz konusu markamız ‘Kiğılı’ya göre yüzde 20’lerde.

İŞTE FARKLILIK BURADA

Biz algıda farklılık oluşturuyoruz. Dikiş kalitesinin de, verilen emeğin de, üzerindeki desenin de, kumaş kalitesinin de farklı olması şart; tabii bunu müşteriye de anlatmanız gerekiyor. Farklılığı sosyal medyada, reklamlarda gelen müşterilerimize anlatmaya çalıştık. Başarılı da olduk. Bu sayede ‘Abdullah Kiğılı’ iyi bir yere geldi.

MARKA DEĞERİ Mİ, MAĞAZA SAYISI MI?

Marka değeriniz varsa ufkunuz açıktır. Çünkü Avrupa’da, Amerika’da, Uzak Doğu’da, Ortadoğu’da ve Afrika’da tercih edilir; adınızı andırır; çok sayıda mağaza açarsanız markanızın değerini arttırırsınız. Marka değeri mağaza sayısı ile doğru orantılıdır. Kuşkusuz 3 bin tane veya 5 bin tane mağaza açmanız markanızı değerli ve bilinir kılar. Bugün modanın kalbi olan İtalya’da ve Fransa’da keyifsizlik olduğu söyleniyor, İspanya’da da öyle. Bu ülkelerde temel sorun rekabetçilik. Rekabetçiliğin arttığı piyasalarda kazanç azalır. Öyle piyasalara ülkemizden de giden yok. Zaten bunlar, kendi içlerinde birbirlerini yemeye başladılar. Sıkıntı oradan ileri geliyor. Mağaza açıyorlar, yüksek değerli insanlar çalıştırıyorlar ama giderleri gelirlerini karşılamıyor ve sorun derinleşiyor.

ABDULLAH KİĞILI’DAN ÖĞRENDİĞİM 3 ŞEY

Abdullah Kiğılı için para veya gelir ikinci plandadır. Kendisi, her girişiminin başarılı olmasını arzu eder. Abdullah Bey’den öğrendiğim ilk ve en önemli şey güvendir. Her zaman güven alıp güven vermelisiniz ki başarılı olasınız. İkincisi ekip ruhu, üçüncüsü ise adaletli davranmaktır.

(Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem ve Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı)

SEKTÖR ÜLKEYE MOTİVASYON AŞILIYOR

Tabii hem 2016 hem de 2017’de ülke olarak siyasi ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kaldık. Şükür ki sorunları atlattık. Türkiye’nin belli başlı negatif yönleri var. Bunların başında da döviz riskleri, yüksek enerji girdileri, paranın maliyeti, sosyoekonomik çalkantılar bulunuyor. Bütün bunlara rağmen tekstil sektörü olarak iyi bir grafik ortaya koyuyor, ülkeye dinamizm katıyor, topluma moral ve motivasyon aşılıyoruz. Bu çerçevede ürünlerimizi, pazarlama ve hatta reklam faaliyetlerimizi çok ciddi anlamda arttırmaya çalışıyoruz. Bizim için toplumda pozitif bir algı oluşturmak çok çok önemli. Bununla beraber tabii ki ticaretimiz fena gitmiyor. En büyük sıkıntımız kârlılıkta. O tarafta çok ciddi sıkıntı var. Gerek insanların alım güçlerindeki sıkıntı gerek rekabetin getirdiği şartlar gerekse girdi fiyatlarının artışı bizi zorlayan hususlar.

AKILLI YATIRIMCILARA ÖĞÜTLER

Hilal Suerdem, öğütlerini şöyle sıralıyor: “Akıllı yatırımcılar veya tekstilciler, uygun fiyatlı ürünler üretmeli, modayı yakalamalılar. Ürünlerini satarken fazla genel gider koymamalı; kira ve çalışan maliyetlerini çok yükseltmeden, biraz da fazla satarak, az kazanmalılar.”

BEN OLSAYDIM…

Hilal Suerdem “Mutlaka markalaşma ile alakalı yatırımlar yapardım. Yurt dışına yatırım yapmaya önem verirdim. Üniversite öğrencilerinin fikirlerini toplayıp hayata geçirirdim. Sonuçta yeni fikirlere yatırım yapıyoruz. Dünyada her sektör, her şirket fikirlerden gelir elde etme gayretinde. Biz de bu anlayışla yeni ve önemli adımlar atıyor, icraatlarda bulunuyoruz. Elbette farklılık ve yenilik heyecan ile ilgilidir. Giyim sektörü için özel ve önemli olan heyecandır. Başarının ön koşulu heyecandır. Hem heyecanlı olacaksınız hem de heyecan verip alacaksınız. Bu elektriği doğru kurmanız şart. Ben her zaman heyecan verecek işler yapmayı isterim. Tabii heyecan içeriden geliyor. Yine takip eden değil, takip edilen pozisyonda olmak isterim. Takip edilen olmak için biraz maddiyat, biraz da iş bilgisi ve enerji gerekiyor.”

KIYAFET ÖZGÜVENİN YANSIMASIDIR

Kıyafet erkek için de, bayan için de çok önemli. Biz elbiseleri üşümemek, saygı görmek, kendimize güvenmek için alır ve giyeriz. Esasında kıyafetle “Ben temizim, şahsıma ve muhatabıma saygı duyarım, kendime güvenirim” iletisi veririz. Bu sayede ortamda olumlu bir elektrik oluşur, yüzler güler. Yani güzel giyinmek önemlidir.

KİĞILI AKADEMİ İLE HİZMET İÇİ EĞİTİM

Mağazalarımızda müşteri memnuniyetini üst seviyelere taşıma gayretimiz her zaman var. Kiğılı Akademi’yi kurduk. Akademimizden çalışanlarımızı yararlandırıyoruz. Her bir elemanımıza şifre tanımlıyor, internet ortamından eğitim veriyoruz. Sabah 10.00’da mesaiye başlayan, 22.00’de paydos eden bir çalışana veya Kars’ta bulunan birine nasıl eğitim verirsiniz? İşte bunun için internetten deneyim paylaşımı yapıyoruz. Eğitimler başarılı şekilde devam ediyor. 7 senedir akademimiz hizmette. Kademe atlama yahut terfi etmek için imtihanımızı geçmek şart. Yani şef, müdür yardımcısı, bölge müdürü olmak da için imtihanı vermek gerekiyor. Abdullah Bey de, müdürleri ile seminerlerde veya toplantılarda görüşür; gittiği mağazalarda da çalışanların fikirlerini alır.

20 LİRAYA DA GÖMLEK VAR 200 LİRAYA DA

Bu fiyat farklılığı bir dengesizlik mi yoksa her kesimin alım gücüne göre ürün ortaya koymak mı? Buna bakmak gerek. Bu noktada lokasyonlar ve kalite devreye giriyor. Öte yandan, bizce aynı ürüne farklı fiyat uygulanmamalı. Bu uygulama hangi marka tarafından yapılırsa yapılsın yanlıştır. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi standart fiyatlarla satış yapmalıyız. Öte yandan; biz TL’nin artılarından yararlanıyoruz. Rekabetten ötürü fiyatları halkın alım gücüne göre ayarlıyoruz. Yani 12 yıl önce de 199 liraya elbise vardı, bugün de var.
Yeni Akit Gazetesi

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23