• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Erdoğan, Senegal dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: (2)

Yeniakit Publisher
2020-01-29 13:21:27 -
Erdoğan, Senegal dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: (2)

"(ABD'nin sözde barış planı) Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs'ün İsrail'e verilme planı asla kabul edilemez" - "Açıklanan plan, barışa ve çözüme hizmet etmeyecektir. Bu plan Filistin ve Kudüs için yeni oldubittiler oluşturma gayretidir. Bu, Filistinlilerin haklarını yok sayma ve İsrail'in işgalini meşrulaştırma planıdır" - "(Koronavirüs salgını) Türkiye içinde şu an itibarıyla herhangi bir sıkıntı söz konusu değil ama arkadaşlarımız oraya dayalı olarak da her türlü tedbiri alarak adımlarını atıyorlar" - "Şu anda Astana süreci diye bir şey de kalmadı. Astana süreci şu anda sessizlikte veya sessizliğe büründü. Astana'yı yeniden ayağa kaldırmak ve yeniden ayağa kalkışı ile birlikte Türkiye, Rusya, İran ne yapabilir, bakmak lazım" - "(Elazığ depremi) Zemin etütlerinden sonra da buralarda inşaatları başlatacağız ki bu bizim için 3-4 aylık, bilemedin 5 aylık iştir" - "(Deprem vergileri) Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde bir para hangi amaç için toplanmışsa bugüne kadar o gaye için harcanmıştır. Onun dışında bir yere biz bu tür paraları harcama diye bir tavrın içinde olmadık, olmayız"

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kudüs'ün Müslümanların kutsalı olduğunu belirterek, "Kudüs'ün İsrail'e verilme planı asla kabul edilemez. Açıklanan plan, barışa ve çözüme hizmet etmeyecektir. Bu plan Filistin ve Kudüs için yeni oldubittiler oluşturma gayretidir. Bu, Filistinlilerin haklarını yok sayma ve İsrail'in işgalini meşrulaştırma planıdır." dedi.

Erdoğan, Senegal ziyaretinden uçakla yurda dönüşünde gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Suriye'de yaşananlara ilişkin Rusya'nın tutumu dışında İran'a karşı da baskıların devam ettiği ve bu durumdan Astana sürecinin etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Şu anda Astana süreci diye bir şey de kalmadı. Astana süreci şu anda sessizlikte veya sessizliğe büründü. Astana'yı yeniden ayağa kaldırmak ve yeniden ayağa kalkışı ile birlikte Türkiye, Rusya, İran ne yapabilir, bakmak lazım." ifadelerini kullandı.

Amerika'nın sürece üst düzeyde katılmadığına, alt düzeyde büyükelçi veya özel temsilci düzeyinde katıldığına işaret eden Erdoğan, "Burada ağırlıklı biz üç ülkeyiz, Rusya, İran, Türkiye. Şimdi bunu yeniden canlandırarak Astana sürecinden ne çıkar, bakılabilir. Tabi asıl gidilmesi gereken yer Cenevre. Cenevre konusunda da sanki unutma politikası var. Bunu hareketlendirmek, bir an önce işi siyasi sürece kavuşturmak ve netice almak gibi bir durum söz konusu olmalı." diye konuştu.

- "Şu an itibarıyla herhangi bir sıkıntı söz konusu değil"
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin'de ortaya çıkan Koronavirüs salgınına ilişkin, "Türkiye insanların dolaşımını sınırlandırmak, bazı noktalarda engellemek gibi büyük adımlar atar mı?" şeklindeki soruyu, şöyle yanıtladı:

"Sağlık Bakanımızın bu konudaki temkinli açıklamaları şöyle: 'Bizde henüz herhangi bir sıkıntı söz konusu değil.' Ancak Çin'de de 25 kadar Türk, 10 kadar da Azeri vardı. Onların Türkiye'ye dönme gibi arzuları var. 'Tedbirlerinizi alın, Azeri kardeşlerimizi de dahil edin. Karantinaya almak suretiyle bu kardeşlerimizi Türkiye'ye getirelim' dedik. Türkiye içinde şu an itibarıyla herhangi bir sıkıntı söz konusu değil ama arkadaşlarımız oraya dayalı olarak da her türlü tedbiri alarak adımlarını atıyorlar."

- "Nezaket konuşması yaptık"

Erdoğan, gazetecilerin, ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin, "İki taraftan yapılan açıklamada Libya, İdlib ve Doğu Akdeniz konusunun konuşulduğu açıklandı. Bu kritik başlıklarda Ankara'nın mesajları ne oldu?" şeklindeki sorusu üzerine ise görüşmede Libya'yı konuştuklarını anlattı.

Trump'la Libya ile ilgili olarak "sadra şifa" konular değil, ağırlıklı olarak "nezaket" konuşması yaptıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Elazığ, Malatya depremini gündeme getirdi. 'Bize düşen ne var, ne yapabiliriz? Bizde depremlerle ilgili çokça alet edevat var, gönderebiliriz' dediler. Şu anda çok çok teşekkür ediyoruz, biz bu aşamaları aşmış vaziyetteyiz. Tabi 41 vatandaşımız öldü, Allah'tan rahmet diliyoruz. Bunun yanında ciddi sayıda kurtarılan vatandaşlarımız var. 1600'e yakın yaralı vardı, bu yaralıların kahir ekseriyeti ayakta tedavi ile evlerine döndüler. 60-70 tedavisi devam eden var. Yoğun bakımda olan hemen hemen kalmadı gibi. Onlar da bugün odalarına çıkacaklardı."

- "Kışı sıkıntısız veya en az sıkıntıyla atlatmayı planlıyoruz"

Elazığ'da Şehir Hastanesinin gerçekten çok ciddi iş gördüğüne dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Hastalar oraya gelerek tedavilerini oldular. Şu an enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Enkaz kaldırmanın yanında, yeni bir adım daha attık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın gerek Elazığ'da gerekse Malatya'da elinde rezerv konut varsa ki bunlar TOKİ'nin konutları biliyorsunuz, 400 kadar bu tür konut var. Şu anda evsiz kalanlara, acil olanlara bu konutlardan dağıtmaya başlayacaklar. Malatya büyükşehir olduğu için köy değil, mahalle diyoruz. O mahallelere tek kat konut ve bu konutların yanına da ahırlarını yapmak suretiyle çalışmalarını yoğun bir şekilde başlatıyorlar. Şehir merkezlerinde gerek Malatya gerek Elazığ'da zemin etütlerini en ideal noktada yapacağız.

Zemin etütlerinden sonra da buralarda inşaatları başlatacağız ki bu bizim için 3-4 aylık, bilemedin 5 aylık iştir. Amacımız şehir merkezlerindeki binaları da yapıp vatandaşların buralardaki konutlara taşınmalarını sağlamaktır. Şu anda da (Çevre ve Şehircilik Bakanı) Murat Bey'den bunları öğrendim, süratle çalışmayı başlatıyorlar ve adımları da inşallah atıyoruz. Tabi bütün bunların dışında elimizdeki çadırları, konteyneri planlı bir şekilde dağıttılar. Kışı sıkıntısız veya en az sıkıntıyla atlatmayı planlıyoruz. "

- ABD'nin sözde barış planı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Beyaz Saray'ın 'yüzyılın anlaşması' olarak nitelendirildiği barış planı, Trump tarafından duyuruldu. Bu bağlamda Ankara'nın plana yaklaşımı nedir?" şeklindeki soru üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz buraya girerken açıklama devam ediyordu. Önceki akşamki konuşmada Sayın Trump'a, "Bu metni bize gönderirseniz, içeriğinde ne var görürüz, ona göre de atmamız gereken adımları veya tavrı belirleriz" dedik. Zaten önümüzdeki hafta içerisinde de Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısı olacak. O toplantıya Dışişleri Bakanımız da katılacaklar. Bizim bu konudaki tavrımız belli. Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs'ün İsrail'e verilme planı asla kabul edilemez. Açıklanan plan, barışa ve çözüme hizmet etmeyecektir. Bu plan Filistin ve Kudüs için yeni oldubittiler oluşturma gayretidir. Bu, Filistinlilerin haklarını yok sayma ve İsrail'in işgalini meşrulaştırma planıdır. Hangi girişim olursa olsun, bazı Arap ülkeleri sırtını dönse de biz Filistin'in ve Kudüs-ü Şerif'in hukukunu korumak için uluslararası kurumları harekete geçirmeye ve dünyaya bu meseleyi anlatmaya devam edeceğiz."

Özellikle İsrail medyasındaki Netanyahu'ya yakın aşırı sağ medyada, Türkiye'nin güvenlik bürokrasisini hedef alan yayınlar olduğu, Kasım Süleymani'nin ardından MİT Başkanı Hakan Fidan'ın hedef gösterildiğinin aktarılması üzerine Erdoğan, "Eğer biz İsrail medyasına göre hareket belirleyeceksek vay halimize. İsrail medyası da istihbarat başkanımız için böyle şeyler yazıyorsa doğru istikametteyiz. Hayırlı olsun." açıklamasında bulundu.

- "Harcanması gereken yere harcadık"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Deprem vergileri nereye harcandı?" sözlerinin hatırlatılarak, bu tavra ilişkin görüşleri ve devletin 1999 öncesi ve bugünkü tavrına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu adamın doğru söylediği bir şey yok. Yalanlar zincirine yeni bir yalan ilave ediyor. Ben şu anda Sivrice depremine CHP'li belediye ne kadar yardım yapmış bunun üzerinde duracak değilim. Ben sadece şunu söyleyeyim. Bütün il, ilçe, belediyelerde, mahallelerde, Allah'a hamdolsun, bir tarafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, bütün bakan arkadaşlarım ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Fuat Bey, öbür tarafta (AK Parti) Genel Başkanvekili olarak Numan Bey, tüm vekiller, kadın kollarımız bölgede seferber oldu, çalıştılar ve aç açık bırakmamak için ne gerekiyorsa yaptılar.

Bir defa Kılıçdaroğlu'nun ne kabinemizi ne bizim şu andaki o bölgede çalışan milletvekillerimizi falan ağzına almasını yakıştıramam. Onların böyle bir derdi olamaz. Acaba kendisi oraya gitti mi? Gitmedi. Şimdi bundan sonra herhalde gider; ben söylüyorum ya… Niye gitmedi? Bu ciğer meselesi, ruh meselesi ondan... Bunda öyle bir ruh yok. Biz elhamdülillah Van'da da, Simav'da da, Sakarya'da da... Ben cezaevinden çıktım, ilk gittiğim yer Sakarya, Düzce'dir. O zaman belediye başkanı sıfatım yoktu. Bütün oraları dolaştık. Bizim derdimiz var. Onun böyle bir derdi yok. Soruyorlar şimdi. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde bir para hangi amaç için toplanmışsa bugüne kadar o gaye için harcanmıştır. Onun dışında bir yere biz bu tür paraları harcama diye bir tavrın içinde olmadık, olmayız."

Erdoğan, şu anda da bölgede yoğun bir şekilde çalışıldığına işaret ederek, "Eğer bu vatandaş dayanışma için elinde ne var, ne yok götürüyorsa, tek sebebi var: İnanıyor da onun için götürüyor. Bu hükümete inanıyor. İnanmasa götürür mü? Ben sizlere 'her şeyi veririm' diyor." ifadelerini kullandı.

Şimdi bir kampanya daha başlattıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Önce vekillerle dedik ki, 'Biz buraya elimizden gelen desteği verelim. Herhangi bir rakam belirlemiyoruz. Kim ne kadar verecekse milletvekili arkadaşlarımız versinler. Bunları hesabımızda toparlayacağız sonra da grup başkanımız herhalde AFAD'a aktarma yoluna gidecektir. Bunlar ise yatıyor kalkıyor 'o parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?' Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da Bay Kemal'e bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok. Bütün bu harcamalar nasıl yapılıyor, bunlara bakmıyor ki... Bütün bu konutlar nereye yapılacak? Bunun tarih en büyük şahididir. İkide bir kalkıp gaziler ve şehitlerle alakalı şeyleri konuşuyor. Niye? Aldatırız. Yaptıkları iş bu. Onun için bunların haftalık grup toplantısında yaptıkları konuşmalar da pek kayda değer değil."

(Sürecek)




Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23