CHP ve ayak oyunları adlı dizi mi, Gazze’yi tanıyorum adlı tiyatro mu!
Ertuğrul Akar, “Gazze yalan ile gerçeğin arasında arafta yardım bekliyor” başlıklı yazısında, dünya kamuoyunun gözleri önünde sergilenen BM tiyatrosunu yerden yere vuruyor. ABD’nin Filistin heyetine vize vermediği bir oturumda “adalet” konuşulmasını ikiyüzlülük olarak niteleyen Akar, sessiz kalan uluslararası düzeni vicdanın iflası olarak tanımlıyor. Yazı, “Sumud Filosu”nu insanlığın utancına karşı yükselen onurlu bir direniş sembolü olarak öne çıkarırken, Türkiye’nin mazluma sahip çıkan tarihî misyonunu da güçlü bir dille hatırlatıyor.
ERTUĞRUL AKAR
Gazze yalan ve gerçek arasında arafta yardım bekliyor.
Herkes ABD’deki BM toplantısını anlık olarak takip etti.
Liderlerin görüşmeleri, sarılmalar, gülüşmeler, konuşmalar ile geçen bir süre oldu.
Bu toplantını ayrıntılarına elbette girmeyeceğim ama dikkatimi çeken ve beni çok kızdıran birkaç konuya da değinmeden geçemeyeceğim.
BM toplantısında insanlarla dalga geçercesine bir tiyatro sergilendi!
Konu Filistin, Gazze ve Soykırımcı İsrail’in katliamları ve dahi bazı ülkelerin Filistin’i tanımalarıydı ancak ufak bir ayrıntı gözden kaçmıştı; ABD Filistin heyetine vize vermediği için o toplantıya katılamadılar!
Başta Fransa Filistin’i tanımanın ve özgürleştirmenin şartı olarak tamamen köleleştirilmelerini şart koştular!
BM’de Filistin’i tanıyan ülke sayısı 156’ya ulaştı ancak BM’nin kendisi tanıyıp da üye yapmıyor!
Uluslararası hukuka göre abluka, sivilleri açlığa mahkûm etmek ve temel ihtiyaçlardan yoksun bırakmak savaş suçudur. Cenevre Sözleşmeleri, BM Şartı, hatta “Sorumluluk Doktrini” (R2P) bu duruma açıkça müdahale edilmesi gerektiğini yazar. Ama ne oluyor? Gazze bombalanırken, çocuklar açlıktan ölürken, Güvenlik Konseyi’nde tek bir “veto” ile kararlar çöpe atılıyor.
Bugün BM’nin sessizliği, aslında Filistin’in değil insanlığın kaybıdır. Bu tablo bize şunu gösteriyor: Kâğıt üzerindeki kurallar var, ama iş uygulamaya gelince büyük güçlerin çıkarları “adaletin” önüne geçiyor.
İşte bu nedenle Sumud Filosu önemlidir. Çünkü dünya liderleri kulaklarını kapatsa da, milletlerin vicdanı hâlâ ayaktadır. Türk milleti ve dünyanın dört bir yanından gelen gönüllüler, denizleri aşarak Gazze’ye sadece yardım değil, adalet çağrısı da götürmektedir.
Bu filoda yalnızca Türkler değil; dünyanın dört bir yanından gelen vicdan sahipleri var. Kimisi Avrupalı, kimisi Asyalı, kimisi Latin Amerikalı… Ama hepsinin ortak paydası, adalet arayışı.
“Sumud” demek direnmek, vazgeçmemek demek. Tıpkı bizim İstiklal Harbimizde olduğu gibi… Bu filo, sadece yardım taşımıyor; aynı zamanda insanlığın onurunu savunuyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN>>>




