17-25 Aralık komplosu sonrası deşifre olan ve kendilerine yönelik operasyonların ardından “özgür basın susturuluyor” yaygarası koparan paralel çeteye yüklenen Başbakan Yardımcısı Akdoğan, “(Özgür basın susturulamaz) diyenlerin, 4-5 televizyon kanalından ve kendi gazetelerinden yayınlarını sürdürmeleri ironik” dedi.
ANKARA - RTÜK İletişim Merkezi Mobil Uygulama Lansmanı ve Radyo Eğilimleri Araştırması-2014 Sonuç Toplantısı’na katılan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Paralel yapı ve medyaya yönelik çarpıcı açıklamalar yaptı.
Akdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, paralel yapının iç ve dışarıda yürüttüğü algı operasyonlarına değinerek, “Bu algı operasyonlarını biz iç siyasette de yaşıyoruz. Yani özellikle son dönemde yaşanan birçok olay... Çalkantılara, dalgalanmalara sebep olan birçok siyasi olayda medyanın benzer bir fonksiyon üstlendiğini gördük. Hakikatin yerine algının kullanılmaya çalışıldığını gördük. Algı operasyonlarına gerçekliğin kurban edildiğini gördük. Sadece kamuoyunu bilgilendirmek, hakikatin peşinde koşmak, topluma gerçekleri anlatmak misyonunun ötesinde başka bir senaryonun parçası olan, çoğu zaman da güç dengelerinde, çıkar çatışmalarında, siyaset mühendisliği çabalarında bir enstrüman olarak kullanılan veya kullanılmak istenen bir medya gerçeği de var önümüzde. İşte buna karşı kamu diplomasisi faaliyetleri büyük önem taşıyor. Basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü tartıştığımız ortamda, medyanın üstlendiği rolü, basın ahlakıyla basın özgürlüğünün nasıl eşzamanlı gelişmesi gerektiğini, bütün bunları da konuşmamız gerekiyor” dedi.
MEDYA KUMPASLARIN KARARGAHI OLAMAZ
Paralel örgütlerin medya üzerinde yürüttüğü kara kampanyalara da dikkat çeken Akdoğan, “Medya, tuzakların, kumpasların, enstrümanı, aleti olamaz, olmamalıdır. Algı operasyonlarının karargahı olamaz ve olmamalıdır. Medya Türkiye’nin sırlarının, devletin en mahrem bilgilerinin ulu orta saçıldığı bir zemin olamaz, olmamalıdır. Bugün, ‘Özgür basın susturulamaz’ diyenlerin, 4-5 televizyon kanalından canlı yayın yapıyor olması çok ironiktir. Sadece televizyonları aracığıyla değil, aynı sloganları kendi gazetelerinden, 9 sütuna manşet atarak yayınlayabilmeleri, internet sitelerinden aynı anda paylaşabilmeleri de ironiktir. Susturuluyorsa bu kadar kanalda siz nasıl bağırıyorsunuz?. Hiçbir bilgi kırıntısı olmadan, hakikat olmadan, gerçeklik olmadan, yüzde 100 uydurma senaryolarla haberler üretiliyor. İçindeki kişiler gerçek kişiler, işte Başbakan var, yardımcısı var. Son günlerde görüyorsunuz işte onla konuşmuyor, birtakım senaryolar, hikayeler bu haber olarak anlatılıyor. Yorum da değil. Sadece kişiler gerçek, olayların hepsi ‘fiction’, tamamen uydurma, kurgu. Son dönemde bu moda başladı arkadaşlar. Bu çok tehlikeli bir durum. Yani böyle bir illüzyon olamaz, bir yanılsama olamaz. Bunu yapanların basın ahlakını geçtik, Müslüman ahlakını geçtik, hastalıklı bir ruh halidir bu. Yani birilerini kötülemek için veya yok etmek için bir siyasi anlayışı, yaklaşımı yüzde 100 yalan bir dünya uydurmak, bu gerçekten hastalıklı bir durumdur. Bunun basınla falan da ilgisi yoktur” diye konuştu.
