• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Böyle vahşet yok

Yeniakit Publisher
2016-01-08 08:08:06 - 2016-01-08 08:08:06
Böyle vahşet yok

Diyarbakır’da, 6-7 Ekim 2014’te Kobani bahanesiyle HDP’nin sokağa döktüğü teröristlerin katlettiği Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un duruşmasına devam edildi. Otopsi görüntülerini izleyen Avukat Mehmet Mahmut Doğan, “Böyle bir vahşet yok” sözleriyle tanımladı.

EBUBEKİR BİLGİN / İSTANBUL - Diyarbakır’da, 6-7 Ekim 2014’te HDP’nin çağrılarıyla başlayan Kobani (Ayn el Arap) bahaneli kalkışmada Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un şehid edilmesine ilişkin 17’si tutuklu 34 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledilen dava, sanık ve izleyici çokluğu nedeniyle Ankara 10. ile Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemelerinin birleştirilen salonunda görülüyor. Duruşmaya, tutuklu sanıklar ile maktuller Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un yakınları ve taraf avukatları katıldı.

“PKK’LI GRUP ÖYLE VAHŞİ Kİ…”

Duruşma öncesi sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Avukat Mehmet Mahmut Doğan, iddianameye yansımayan ayrıntıları paylaştı. Yasin Börü ve 4 arkadaşının yanında bir kişinin daha bulunduğunu bildiren Doğan, o kişinin olaydan yaralı kurtulan Yusuf Er’in 12 yaşlındaki kardeşi olduğunu ve muhtaçlar için kurban eti dağıtıldığı esnada arabada bekletildiğini açıkladı.  “Olay yeri ve otopsi görüntülerini izledim böyle bir vahşet yok” diyen Avukat Mehmet Mahmut Doğan, kan donduran katliamın nasıl gerçekleştiğine dair iddianameden ayrıntıları paylaştıktan sonra şu ifadeleri kullandı: “Grup öyle vahşi ki ölenlerin cansız bedenlerini yerde dakikalarca tekmeliyor sopalarla vuruyorlar. Ben olay yeri ve otopsi görüntülerini izledim böyle bir vahşet yok. Bir cansız beden düşünün burnu var ama olması gereken yerde değil! Yasin Börü’nün annesi oğlunu adli tıpta ayağındaki ‘ben’den teşhis edebiliyor!”

15 KEZ BIÇAK SAPLAMIŞLAR

Vahşet, PKK’lılarca şehid edilen 4 Kürt genci ile birlikte olaydam yaralı olarak kurtulan Yusuf Er’in Adli Tıp raporlarına da yansıyor. Raporlara göre şehid edilen gençlere çok ağır işkenceler yapılmış. Şehid Ahmet Dakak’ta 22, Hasan Gökguz’da 20, Yasin Börü’de 15 bıçak darbesi var. Riyat Güneş ise kafatası kemiği kırılana kadar darp edilmiş. Ayrıca Hasan Gökguz hariç öldürülen gençlerin vücutlarında birer tane de kurşun izine rastlandı.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

VANDALLARI HDP SOKAĞA DÖKTÜ

50’den fazla insanın can verdiği 6-8 Ekim olaylarını başlatan çağrı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş tarafından yapılmıştı. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP, Kobani’deki (Ayn el Arap) DAEŞ saldırısını protesto için sempatizanlarına sokağa çıkma çağrısında bulunmuş tu. HDP’nin bu çağrısının ardından başta İstanbul, Diyarbakır ve Van olmak üzere bir çok kentte sokaklara inen terör örgütü PKK yanlıları izinsiz gösteriler yaparak polisle çatıştı. İstanbul Sultangazi’de hareket halindeki İETT otobüsü ateşe verildi. Güneydoğu’da ise Müslüman Kürtler’e yönelik “DAEŞçi” yaftalamasıyla büyük çaplı saldırılar gerçekleştirildi. Gözlerini kan bürümüş HDP’lilerin kanlı eylemleri sonucu aralarında 14 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşlarının da bulunduğu 50 kişi hayatını kaybetmişti.

7’si tutuklu, 34 sanığın yargılandığı davanın üçüncü celsesi sona ererken, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, olay günü sanıkların telefon sinyal bilgilerine ilişkin bilirkişi raporu alınmasına karar verdi

“POLİS GELMEDİ”

Olaylar sırasında yaralanan Yusuf Er, mahkemede  kurban eti dağıttıkları sırada 70-80 kişilik bir grubun önlerini kestiğini, içlerinden bir kişinin ‘bunlar IŞİD’ci’ demesi üzerine saldırıya uğradıklarını belirterek yaşadıkları vahşeti şu sözlerle anlattı: “Bize saldırdılar. Ateş ettiler, taş attılar, kaçtık. Daha sonra Cengizler Caddesi’nde bir sokağa girdik ama orası da karışmıştı. Bir binaya kendimizi attık. Bizi gören birinin, ‘IŞİD’ciler bu binaya girdi’ demesi üzerine binanın kapısı tekmelenmeye başlandı. Teröristlerin  bulundukları dairenin üst katına geldiğinde polisi aradıklarını anlatan Er, “İlk aradığımızda durumu anlattık, telefon kapandı. İkinci kez aradık, yine telefonu yüzümüze kapattılar. Üçüncü kez aradığımızda ‘can güvenliğimiz yok, gelemeyiz’ dediler. Kapıyı kırdılar, içeri girdiler, ellerinde keser, bıçak, sopalar vardı. Beni darbettiler. O esnada bayıldım, ciğerime giren bir bıçak darbesiyle ayıldım. Mutfağa götürüyorlardı, aşağı atmak için. Bir boşluk bulup kaçtım” 

Duruşmada daha sonra Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz’un annelerinin müşteki olarak beyanları alındı.

Maktul Ahmet Dakak’ın annesi Zerife Dakak, olayı görmediğini, oğlunu öldürenlerden, Demirtaş, Kışanak ile Kobani (Ayn el Arap) bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterileri başlatanlardan şikayetçi olduğunu kaydetti.

ÇOCUĞUM TANINMAYACAK HALDEYDİ

Yasin Börü’nün annesi Hatice Börü de davanın adil şekilde görülmesini isteyerek, incelenmeyen delil, dinlenmeyen tanık kalmamasını talep etti. Hatice Börü, şunları söyledi. “Çocuğum bulunduğunda tanınmayacak şekildeydi. 11’inci sınıfa gidiyordu, bir öğrenciydi. IŞİD’le ilgisi yoktu. Alnında IŞİD’ci mi yazıyordu? Bizi anlamanız için evladınızın o şekilde öldürülmesini mi istiyorsunuz? Bir insan pencereden atılır mı? O kadar bıçak darbesi almış. Size bir zararı oldu mu? Kimseye zarar vermezdi. Nasıl insan böyle bir vahşeti affeder, annelere soruyorum? Bu olayın üzerine gidilmesini istiyorum. Hepsinden şikayetçiyim. Gültan Kışanak, Selahattin Demirtaş ve insanları sokağa dökenlerden şikayetçiyim.”

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23