• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Ama Dilipak dinci

Yeniakit Publisher
2013-01-26 23:50:00 - 2013-01-26 21:10:03
Ama Dilipak dinci

28 Şubat sürecinde baskılarla istifaya zorlanan Hakim Mustafa Kutluk, o dönemde yaşadıklarını ifşa etmeye devam ediyor. Kutluk, Cumhuriyet’ten 6 kişiyi ve akabinde Abdurrahman Dilipak’ı aynı yasa gereği beraat ettirdiğini, kendisini arayan dönemin Adalet

KENAN KIRAN / İSTANBUL
Gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak’ı beraat ettirdiği gerekçesiyle yüksek yargı üyesi olması engellenen dönemin İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Mustafa Kutluk suskunluğunu AKİT için bozdu. 28 Şubat sürecinde emekli olmak zorunda kalan Mustafa Kutluk, gazetemiz İstihbarat Şefi Kenan Kıran’a tarihe geçecek açıklamalarda bulundu. Kutluk; Dr. Rıza Nur’un, “Hayat ve Hatıratım” adlı eserinin sadeleştirilerek yayınlanması üzerine açılan davada suçun oluşmadığı gerekçesiyle Abdurrahman Dilipak’ı dinlemediğini ve Dilipak’ı beraat ettirdiğini söyledi. Kutluk, Cumhuriyet Gazetesi sorumlu müdürleri hakkında açılan 6 davada da suçun oluşmadığı gerekçesiyle sanığı dinlemeden beraat kararı verdiğini hatırlattı. Kutluk, Abdurrahman Dilipak kararından 4 yıl sonra Bursa’ya sürüldüğünü söyledi. Kutluk, ayrıca hakkında verilen bir kınama cezasına binaen ve buna dayanılarak hak ettiği 1. sınıf olma hakkının kanunlara aykırı olarak engellendiğini ve dolayısıyla yüksek yargı üyesi olmasının engellendiğini bildirdi.
“YUSUF KENAN DOĞAN, ‘AMMA BU DİNCİ’ DEDİ”
Mustafa Kutluk, dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Kenan Doğan’a; “Abdurrahman Dilipak’ı yasa gereği dinlemeden beraat ettirdim. Cumhuriyet Gazetesi’nden Hikmet Çetinkaya ve diğer sorumlu müdürleri hakkında da yasa gereği dinlemeden beraat ettirdim” dediğini, Yusuf Kenan Doğan’ın da kendisine, “Amma. (Abdurrahman Dilipak’ı kast ederek) Bu dinci” dediğini söyledi.  Mustafa Kutluk, “Yusuf Kenan Doğan’a, ‘Sayın Müsteşarım. Ben hakimim. Benim karşımda dindar da olur, dinsiz de olur. Ben hakim gibi davranmak zorundayım. Abdurrahman Dilipak’a da, Cumhuriyet Gazetesi sorumlu müdürlerine de beraat vermişim. Mahkum olmayacaksa, boşuna bir dava açılmışsa, niye ifadesini alayım? Kanun hükmü açık’ dedim. Yusuf Kenan Doğan sustu…” diye konuştu.
28 ŞUBAT’TA ÇEVİK BİR’İN ETKİSİ
Mustafa Kutluk, 1999 yılında yaşadıkları haksızlıkları anlatmak için dönemin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu ve ANAP’ın Teşkilatlandırmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Agah Oktay Güner’le görüştüğünü, Güner’in kendisine “Senin haksızlığa uğradığını Oltan Sungurlu da biliyor. Sen bana biraz müsaade et, ben bir Çevik Bir’le (Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı) görüşeyim. Bunu halledeceğim” dediğini söyledi.
“BEN İSTİKLAL SAVAŞI SIRASINDA VERİLEN
MÜCADELEYİ O KİTAPTAN ÖĞRENDİM”
Mustafa Kutluk, Abdurrahman Dilipak’ın sadeleştirerek yayımladığı Rıza Nur’un “Hayat ve Hatıratlarım” adlı kitabını okuduğunu belirterek, “Ben İstiklal Savaşı sırasında verilen mücadelenin nasıl sıkıntılarla atlatıldığını ve verildiğini o kitapla öğrenmiştim. Kitap tarihi bir kaynaktı. Abdurrahman Dilipak da, kitaptan küfürlü metinleri çıkardığını açıklıyor ama içeride Atatürk’ü eleştiren ifadeler vardı. 2 Eylül 1992 tarihinde karara bağladım. Kitapta İstiklal mücadelesinde geçen olaylar ve Lozan anlatılıyordu, kasıt unsuru yoktu ve beraat kararı verdim. Bu kararı Adalet Bakanlığı’na gönderdim” diye konuştu.
“EMİN ÇÖLAŞAN’A MAHKUMİYET VERDİM,
4 YIL SONRA DİLİPAK’A VERDİĞİM
KARAR İNCELENDİ”
Kutluk, Abdurrahman Dilipak kararından 4 sene sonra Hürriyet gazetesinden Emin Çölaşan’a hakaret ettiği gerekçesiyle mahkumiyet kararı verdiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Adalet Bakanlığı, Emin Çölaşan kararının ardından Addurrahman Dilipak kararıyla ilgili işlem başlattı ve Bursa’ya tayinim çıkarıldı. Hürriyet Gazetesi’nin avukatı Şenol Caner beni gördü ve ‘Tayininiz çıkmış’ dedi. Ben de kendisine, ‘Siz yapmışsınız’ dedim. Şenol Caner, ‘Hakim Bey, sizin tayininizi düşünmüyorduk. Biz yatağımızı Yargıtay’ın önüne serip ne edip edip kararı bozdurup seni reddedecektik, sen dosyadan çekilecektin, biz o şekilde kurtaracaktık’ dedi.”
 “BEN SANA BİR ŞEY YAPAMAM.
BAKANIN EMRİ VAR”
Kutluk, Bursa’ya tayininin ardından (Abdurrahman Dilipak kararı nedeniyle) Ankara’ya gidip geldiğini, dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Kenan Doğan ile yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Adalet Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Kenan Doğan beni tanıyordu ve bana yapılan muamelenin de haksızlık olduğunu biliyordu. Dış kapıda beni gördü, elimden tuttu, birlikte odasına çıktık. Yusuf Kenan Doğan, ‘Ben sana bir şey yapamam. Bakanın (Mehmet Moğultay) emri var’ dedi.
“ABDURRAHMAN DİLİPAK DİNCİ”
Yusuf Kenan Doğan’a ‘Abdurrahman Dilipak’ı yasa gereği dinlemeden beraat ettirdim. Cumhuriyet Gazetesi’nden Hikmet Çetinkaya ve diğer sorumlu müdürleri de yasa gereği dinlemeden beraat ettirdim. Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik verdiğim beraat kararlarını bizzat Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatı Fikret İlkiz verdi ve size getirdim. Dosyada duruşma tutanağı da var. Bakın Cumhuriyet Gazetesi’nin davalarında da sanığı dinlemeden beraat ettirmişim’ dedim. Yusuf Kenan Doğan bana, ‘Amma. (Abdurrahman Dilipak’ı kastederek) Bu dinci’ dedi.
Ben de kendisine, ‘Sayın Müsteşarım. Ben hakimim. Benim karşımda dindar da olur, dinsiz de olur. Ben hakim gibi davranmak zorundayım. Abdurrahman Dilipak’a da, Cumhuriyet Gazetesi’ne de beraat vermişim. Bu dosyaları neden size göstereyim? Mahkum olmayacaksa, boşuna bir dava açılmışsa, niye ifadesini alayım?’ dedim. Yusuf Kenan Doğan sustu… Abdurrahman Dilipak kararının ardından zaman aşımına girmesine rağmen bana kınama verdiler, kınamaya binaen hak ettiğim  1. sınıf olma ve Yargıtay üyeliğine seçilme hakkımı elimden aldılar.”
***
“GÜNER, ‘BEN ÇEVİK BİR’LE
GÖRÜŞEYİM. BUNU HALLEDECEĞİM’ DEDİ”
Mustafa Kutluk, 28 Şubat sürecinde dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in yargı üzerindeki baskılarını şöyle anlattı:
 “Yıl 1999. Bu dönem merhum Necmettin Erbakan’ın hükümetten ayrıldıktan sonraki bir-iki ayı… 28 Şubat sürecinden sonra kurulan ilk hükümet… O dönemde Adalet Bakanı Oltan Sungurlu’yla görüştüm. Bana, ‘Hakim Bey, dosyanı tetkik ettim. Haksızlığa uğramışsın, amma bir şey yapamam’ dedi. Oradan ayrıldıktan bir gün sonra Ankara’daydım. Daha önce İstanbul’da bir savcı arkadaşımın odasında tanıştığım bir işadamına savcı arkadaşım uğradığım haksızlığı anlatıyor. Kendisinden cep telefonumu alıyor ve Ankara’da bulunduğum sırada, bu işadamı benden önce Agah Oktay Güner’le görüşmüş olacak ki, telefondan bana ‘Agah Oktay Güner, ANAP Genel Merkezi’nden sizi bekliyor. Hemen kendisine uğrar mısın?’ dedi. Ben de uğradım. Odasındaki kalabalığı dışarıya çıkarttı. Bana konuyu anlatmamı istedi. Ben de kendisine anlattım.
Bana ‘Adalet Bakanı biraz korkak. Etkili olması için bakanın akrabası olan Ülkü Güney’e de söyleyelim. O da arasın’ dedi ve Ülkü Güney’e telefon etti. Ondan teyit alınca kendisi de Adalet Bakanı Oltan Sungurlu’yu yanımda aradı. Güner, telefon görüşmesinde aynen, ‘Babayiğit bir hakimimiz var. Bir sorunu var’ dedi. O da, ismimi sordu. Güner, bakana ismimi verdikten sonra yarım saate yakın Güner dinledi, Oltan Sungurlu bir şeyler anlatıyordu. Konuşma bittikten sonra bana, ‘Oltan Sungurlu da sizin haksızlığa uğradığınızı fazlasıyla söylüyor. Sizin haksızlığa uğradığınızı o da biliyor. Sen bana biraz müsaade et, ben bir Çevik Bir ile (dönemin Genelkurmay 2. Başkanı) görüşeyim. Bunu halledeceğim’ dedi. Ben de Agah Oktay Güner’in bu beyanı üzerine ‘Adalet Bakanlığı ve HSYK, Çevik Bir’in müsaadesiyle hareket edecekse, böyle bir kurumda çalışmam. Hiç zahmet etmeyin’ dedim. O sırada hakimlikteki 25 yıllık süreme iki ay kalmıştı. Süreyi doldurdum ve hemen emeklilik dilekçemi verdim.”
“Emeklilik dilekçemde, ‘Böyle tahakküm altındaki bir kurulun bünyesinde hakimlik yapmak istemiyorum’ ifadeleri yer aldı. Çevik Bir’den müsaade istiyorlar. Agah Oktay Güner kendisiyle (Çevik Bir) ile görüşecek, benim için müsaade alacak, Adalet Bakanı bunu halledecek.”
GÜNER: “ASLA BÖYLE BİR ŞEY
HATIRLAMIYORUM”
ANAP Eski Genel Başkan Yardımcısı Agah Oktay Güner ise Mustafa Kutluk’un açıklamalarını hatırlayamadığını söyledi.
Mustafa Kutluk ise, Agah Oktay Güner’in açıklamaları hakkında şunları söyledi:
“Ben kendisinin (Agah Oktay Güner’in) benimle görüşmesini hatırlamadığına ilişkin sözlerine inanamıyorum. Hatta o gün yanında avukat ve bir hukuk derneğinin başkanı olan Çankaya İlçe Başkanı da, benim kendisiyle özel görüştüğümü biliyordu. Ayrıca benim kendisine gitmemi isteyen işadamı Eyüp Ensari Bey, aynı gün Agah Oktay Güner’le görüşmüştü. Agah Oktay Güner’den ayrıldıktan sonra da aynı işadamına durumu söyledim. Agah Oktay Güner, ‘Ben zaten Çevik Bir’le görüşeyim’ deyince gereği olmadığını kendisine söyledim.”

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23