AK Parti TBMM’ye sundu! Terörsüz Türkiye raporunda öne çıkan hususlar
AK Parti’nin TBMM’ye sunduğu “Terörsüz Türkiye” raporunda, pazarlık ve müzakereye kapalı bir sürecin benimsendiği vurgulanırken, terör örgütünün silah bıraktığının somut delillerle tespit edilmesi önkoşul olarak belirlendi; şehit aileleri ve gazilerin kırmızı çizgi olduğu mesajı verildi.
yeniakit.com.tr
AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan Terörsüz Türkiye Raporu, sürecin pazarlık ve müzakereye kapalı, devlet aklı ve toplumsal hassasiyetler temelinde yürütüleceğini ortaya koydu. Raporda, geçmiş tecrübelerden ders çıkarıldığına işaret edildi. Hedefin, kalıcı güvenlik ve toplumsal meşruiyet olduğu vurgulandı.
TESPİT VE TEYİT MEKANİZMASI ÖNKOŞUL OLDU
Raporda, sürecin temel ilkesinin tespit ve teyit mekanizması olduğu ifade edildi. Terör örgütünün silah bıraktığının ve varlığının sona erdiğinin somut delillerle kanıtlanmasının ön şart olduğu belirtildi. Bu teyit sağlanmadan hiçbir hukuki ya da siyasi adım atılmayacağı vurgulandı.
SİLAHLI KAPASİTENİN TAMAMEN ORTADAN KALKMASI ŞART KOŞULDU
Örgütün silahlı kapasitesinin tamamen ortadan kaldırılması gerektiği raporda açıkça ifade edildi. Lojistik ağların sürdürülebilir bir tehdit oluşturamayacak şekilde dağıtılması gerektiği kaydedildi. Silahların sahada tekrar kullanılmasına imkân vermeyecek biçimde imha edilmesinin zorunlu olduğu belirtildi.
TASFİYENİN YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA EŞ ZAMANLI OLMASI BENİMSENDİ
Silah bırakma sürecinin yalnızca yurt içiyle sınırlı tutulamayacağı raporda vurgulandı. Örgütün yurt dışındaki tüm uzantılarının da tasfiye sürecine dahil edilmesi gerektiği ifade edildi. Aksi halde sürecin eksik ve kırılgan kalacağına dikkat çekildi.
SABOTAJ VE ALGI OPERASYONLARINA KARŞI UYARI YAPILDI
Raporda, iç ve dış unsurların süreci sabote etme ihtimaline açık şekilde yer verildi. Dezenformasyon ve algı operasyonlarına karşı tedbirli olunması gerektiği belirtildi. Sürecin şeffaf yürütülmesinin bu riskleri azaltacağı vurgulandı.
ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLER KIRMIZI ÇİZGİ OLARAK TANIMLANDI
Şehit aileleri ve gazilere yönelik hassasiyet raporda özellikle öne çıkarıldı. Bu kesimleri rahatsız edecek hiçbir adıma izin verilmeyeceği ifade edildi. Toplumsal kutuplaşmayı artıracak söylemlerden kaçınılması gerektiği vurgulandı.
MİLLET SÜRECİN HAKEMİ OLARAK GÖSTERİLDİ
Raporda, milletin sürecin asli hakemi olduğu belirtildi. Toplumsal kabul ve meşruiyetin sürecin başarısı açısından belirleyici olduğu ifade edildi. Atılacak adımların kamuoyunun vicdanında karşılık bulmasının esas alındığı kaydedildi.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE, TERÖRSÜZ BÖLGE PERSPEKTİFİYLE ELE ALINDI
Terörsüz Türkiye hedefinin, Terörsüz Bölge perspektifiyle birlikte ele alındığı belirtildi. Suriye ve Irak’taki gelişmelerin terör örgütlerine zemin hazırladığına dikkat çekildi. Bölgesel istikrarın sağlanmasının terörün sona erdirilmesinde kritik rol oynadığı vurgulandı.
TERÖRÜN TÜRKİYE’YE MALİYETİ SAYISAL VERİLERLE ORTAYA KONULDU
Raporda, terörün Türkiye’ye maliyetinin yaklaşık 2 trilyon dolar olduğu ifade edildi. Bu kaynağın yatırıma yönlendirilmesi halinde Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasına girebileceği belirtildi. Kişi başı milli gelirin ve gayri safi yurt içi hasılanın ciddi biçimde artacağı kaydedildi.
HUKUKİ DÜZENLEMENİN GEÇİCİ VE SINIRLI OLACAĞI VURGULANDI
Sürece ilişkin hukuki düzenlemenin müstakil ve geçici bir kanun olacağı ifade edildi. Düzenlemenin genel ve kalıcı bir emsal oluşturmayacak şekilde planlandığı belirtildi. Hukuki çerçevenin istisnai, kontrollü ve sınırlı tutulacağı vurgulandı.