Tütün ve Alkol Piyasaları Düzenleme Kurumu’nun 2011 yılında ilkini hazırladığı “Alkol Kontrolü Stratejileri”nin ikincisi yayınlandı. Strateji belgesinde Avrupa deneyimine dikkat çekilerek, Avrupa Birliği’nin 1993 yılında başlattığı alkolle mücadele eylem planının, özellikle alkole ulaşma noktalarındaki yetersiz denetimlerden dolayı başarısız olduğu vurgulandı.
Tütün ve Alkol Piyasaları Düzenleme Kurumu’nun 2011 yılında ilkini hazırladığı “Alkol Kontrolü Stratejileri”nin ikincisi yayınlandı. Strateji belgesinde Avrupa deneyimine dikkat çekilerek, Avrupa Birliği’nin 1993 yılında başlattığı alkolle mücadele eylem planının, özellikle alkole ulaşma noktalarındaki yetersiz denetimlerden dolayı başarısız olduğu vurgulandı.
AB’nin yaptığı hesaplamalarda alkolün toplam maliyetinin birliğin her yıl GSMH’nin yüzde 2-3’üne denk gelen bir zarara yol açması üzerine 1993 yılında “Alkolle Mücadele Eylem Planı” hazırlandığı anlatılan strateji belgesinde, ilk olarak 2000 yılı hedefinin belirlendiği ancak süreçte istenen başarının elde edilemediği kaydedildi. İlk planda, 2000 yılı hedefi için “Bu hedef, bu maddelerin tüketimi ve üretimine yönelik iyi dengeli politika ve programlar her düzeyde ve farklı sektörlerde zararlı kullanımı azaltmaya özel önem vererek alkol tüketimini yüzde 25 azaltmak amacıyla uygulanırsa başarılı olabilir” denildiği ancak sonucun tatmin edici olmaktan uzak gerçekleştiği kaydedildi.
LİBERAL POLİTİKA ALKOL TÜKETİMİNİ ARTIRDI
Strateji belgesinde şöyle denildi: “1993-2003 yıllarına bakıldığında görülen yetersiz ilerleme; alkolün ciddi bir sağlık problemi olarak ve alkol eyleminin bilinmemesinden, her düzeyde kapsamlı, sağlık kamu politikalarının olmayışından ve mevcut politikaların liberalleşmesinden kaynaklanmıştır. Yine; fiyatlardaki düşüşler ve bulunabilirlik üzerinde kontrollerin yetersizliği ve agresif alkol pazarlama yöntemleri de sonuçta etkili olmuştur.”
BAYİDE MÜCADELE ZAYIF KALINCA
İÇME ORANI YÜZDE 32 ARTTI
TAPDK’nın strateji belgesinde 2010 ve takip eden yıllarda da mücadelede istenen etkinliğin sağlanamadığı kaydedilerek, şöyle denildi: “AB üyesi ülkelerden gelen raporlarda, gençlerin gitgide daha çok içtiğine işaret edilmektedir. Toplamda yüzde 32’lik bir artış söz konusudur. Artan bir endişe söz konusudur.”
