• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

3. göz zarar verir

Yeniakit Publisher
2014-11-23 09:57:00 - 2014-11-23 01:05:47
3. göz zarar verir

Afrika ziyareti dönüşünde beraberindeki gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecinde ‘üçüncü göz’ün fayda değil, zarar getireceğine işaret ederek, “Türk’üyle, Kürt’üyle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz” dedi. Erdoğan, Gülen’in yurtdışındaki okullarına karşı MEB denetiminde alternatif okullar açılacağını da söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ziyaretinin dönüş yolunda aralarında yazarımız Yener Dönmez’in de bulunduğu gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, 2. Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi’nden paralel yapıyla mücadelenin uluslararası boyutuna, MİT’in CHP’yi karıştırdığı iddiasından çözüm sürecinin yeni aşamasına, Esad rejiminin Halep saldırısından Papa’nın ziyaretine, Dersim tartışmalarından yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na kadar gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

PARALELLE MÜCADELENİN ULUSLARARASI BOYUTU 

- Ziyaret nasıl geçti? 

- Hamdolsun bu ikinci Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi’ni tamamlamış olduk. Zirvede Ekvator Ginesi, Nijer, Moritanya, Zimbabve, Çad ve Benin Cumhurbaşkanları ile bir araya geldik. Gabon’un Başbakanı ile görüştük. Zirveye 28 ülke katıldı. İnşallah üçüncü zirveyi 2019’da İstanbul’da yapacağız. Bizim 2005’te başladığımız Afrika’ya açılım projesini yoğun bir şekilde geliştirmemiz lazım. Bunun için aralık, ocak, şubat ve martta Afrika ülkelerini ziyaretlerimiz devam edecek. 

- Ebola salgını nedeniyle size Ekvator Ginesi ziyaretini iptal edin talebi geldi mi?

- Öyle ufak tefek şey geldi ama biz öyle bu tür önerilere evet diyemezdik. Nitekim zirveyi Malabo’da gerçekleştirmemizden dolayı Afrika ülkeleri çok memnun oldular.

- Obama ile Galler’de yaptığınız görüşmede, paralel yapı için ‘Somut bir şey görmemiz lazım’ demişti. Böcek iddianamesi mahkemeye sunuldu. Fetullah Gülen için yeniden iade veya sınırdışı talebiniz olacak mı?

- Öncelikle şu mahkeme süreci devam etsin. Süreci bir görmemiz lazım. Mahkeme süreci neticesinde, kimi nereye kadar ilgilendiriyor bunu göreceğiz. Gördükten sonra da deport (sınırdışı etmek) meselesi de dahil her şey net olarak ortaya çıkacak. Yargı sürecinin hızlanarak devam etmesi bizim için en ideal olanıdır. Bir de önümüzdeki yargı paketinin bitirilmesi lazımdır. Yargı paketinin bitmesiyle inanıyorum ki süreç ivme kazanacaktır.

- İddianamede özellikle siyasi casusluk üzerinde duruluyor. Nereye servis edildiği konusunda bir gelişme var mı?

- Bazı olaylar yaşadık biz 2013’te, 2014’te… Neydi bunlar? Gezi olayıydı, 17-25 Aralık olayıydı. En son 6-7 Ekim olaylarıydı. Arkadaşlar bunlar durup dururken olmuyor. Tüm bunlar çeşitli yerlerle irtibatlı. KCK olayları durup dururken olmuyor. Ben tüm bu olayların arkasında olabilecek kesimleri kastederek, üst akıl diye bir tabir kullanmıştım. Üst akıl, paralel yapıyı da kullanıyor. Bunlar ne yaptılar? Tüm ağlarımıza girdiler. Cumhurbaşkanlığı’ydı, Başbakanlık’tı, Anayasa Mahkemesi’ydi, yargıydı, emniyetti TSK’ydı, tüm ağlarımıza girdiler. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapı oluşturdular. Ulusal güvenliği tehdit eden bu yapı karşısında sessiz kalmak mümkün değil. Ulusal güvenliğimiz için bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız.

KILIÇDAROĞLU VEHİMDEN KURTULMALI

- ‘Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırı, Türkiye’ye yapılmış saldırıdır’ demiştiniz. Bu konu gündeme geldi mi?

- İslam ülkelerinin tümü aynı hassasiyeti paylaşıyor. Nitekim Filistinliler, Kudüs konusundaki hassasiyet nedeniyle İslam İşbirliği Teşkilatı’na olağanüstü zirve çağrısı yaptı. 

Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin içişleriyle alakalı olarak MİT’e yönelik bir suçlaması oldu. Buna ne diyorsunuz?

- Vehimlerle siyaset yapılmaz. Vehimlerden kurtulmak lazım. MİT’in şu veya bu partiyi bölmek gibi bir işi asla olmamıştır ve de olamaz. MİT, iktidar da dahil olmak üzere herhangi bir parti için çalışan bir kurum değildir. MİT, ulusal çıkarları korumak için dışarıdan bilgi getiren bir devlet kurumudur. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı zan altına bırakacak açıklamalardan kaçınmak lazım.

PKK SİLAH BIRAKMALI

- Çözüm sürecinde silah bırakılması net bir şekilde konuşulmaya başlandı. Gelinen nokta nedir?

- Çözüm sürecinin tarafı yok, tarafları var. Siz el uzatıyorsunuz ama karşı taraf size aynı şekilde mukabelede bulunmuyorsa sonuç alamazsınız. Benim dönemimden itibaren iktidar hep el uzattı ama maalesef aynı şekilde tokalaşacak eli göremedik. Sıkılı yumruk gördük. Bu arada da tabii seçimleri geçirdik. Yerel seçimler olsun, Cumhurbaşkanlığı seçimi olsun bütün bu seçimlerde özellikle Güneydoğu’da sıkıntılar yaşadık. Temenni ederiz ki, bu artık ortadan kalkar, silahsızlanma olayı gerçekleşir, 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde artık gerçekten barış, mutluluk hakim olur. Bunun için bütün siyasi partilere önemli görevler düşüyor. İnşallah beklentiler istikametinde gelişmeler olur.

- Öcalan için mahkûmlardan oluşan 5 kişilik sekreterya kurulacağı söyleniyor. Bunu ‘devletle müzakereye geçiyoruz’ diye sunuyorlar. Ne diyorsunuz?

- Müzakere kelimesini kullanmak yanlış olur. Hükümet, benim Başbakanlığım dönemimde, atılması gereken adımları attı, yapılması gerekenlerin birçoğunu yaptı. Mesela daha önce 11 metrekarelik bir odada kalırken, oda sayısı ikiye çıkarıldı. Yanında TV’si filan yoktu. Sadece belli dalgaları olan radyosu vardı. Biz oraya bir de televizyon koyduk. Ziyaretler noktasında daha da esnettik.

- ABD’nin sürece ‘üçüncü göz’ olarak katılması öneriliyor, siz ne diyorsunuz?

Amerika olur, bir başkası olur. Biz bunları daha önce de çok değişik yerlerde yaşadık. Biliyorsunuz. Oslo’da da yaşadık. Üçüncü göz, dördüncü göz ne olursa olsun, bunların nasıl tecelli ettiği ortaya çıktı. Burada bu işi bu vatanın kendi evlatları kendi arasında çözmeli. Yıllarca Kürd’ü, Türk’ü bu ülkede beraberce yaşamışız. Kız alıp, vermişiz. Hâlâ da beraberce yaşıyoruz. Biz hiçbir zaman Kürt terörizmi diye bir şey kullanmadık. Niye? Benim Kürt vatandaşlarımın içerisinde terörizmle uzaktan, yakından alakası olmayan insanlar var. Benim Kürt vatandaşlarımı sömüren, istismar eden bölücü terör örgütü var. Bütün bunlara rağmen Kürd’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i biz bu sorunu kendi aramızda çözeriz. Amerika’yla çözemeyiz. Yıllarca Kandil’e bir İngiliz gitmiştir. Yıllarca… O da bir üçüncü göz gibi oynuyordu. Hiçbir şey yapmadığı gibi tam aksine bu süreci ağırlaştırmıştır. Aynı aktörler Oslo’da da rol almıştır. Orada da olumlu istikamette herhangi bir şey ortaya çıkmadı. Artık Kürd’üyle, Türk’üyle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.

“KOBANİ’Yİ  “İSLAMAFOBİA OLAYINI GÜNDEME GETİRECEĞİZ”

- Papa Türkiye’ye gelecek. İslam ve terörün bir arada kullanılmaması yönünde bir çağrınız olacak mı?

- Teröre karşı mücadelede Papa’nın dünyadaki etkinliği inkar edilemez. Kendileriyle elbette bu konuyu da konuşacağız. Kendilerinin özellikle Hıristiyan dünyaya verecekleri mesajı önemsiyorum. Özellikle Batı’daki İslamafobia olayını gündeme getirmeyi, bununla mücadeleye katkı sağlamasını önemsiyoruz. Bu gündeme getireceğimiz en önemli konulardan biri olacak.

- Dersim tartışmaları yeniden alevlendi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Biliyorsunuz ben Dersim’le ilgili kanaatlerimi söyledim. Devlet adına Başbakan olarak açıklamamızı da yaptık. Şu anda ana muhalefetin kalkıp mevcut iktidarı suçlu gibi göstermesi anlaşılır şey değil. O dönemde mevcut iktidar yok. O dönemdeki tek parti, olayın başlıca sorumlusudur. Sayın Başbakan’ın Tunceli ziyareti bana göre isabetli bir karardır. İktidarın 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının her yerinde görülmesi ve 77 milyon vatan evladı ile de hiç ayrım yapmadan görüşmesi gerekir.

2015’E BAKANLAR KURULU’YLA GİRECEK

- Yaklaşık 3 ay oldu, seçilmenizin ardından sizin koşan, terleyen Cumhurbaşkanı performansınıza biz de iştirak ediyoruz. Şu ana kadar Anayasa’da tanınan yetkileri dikkatli bir şekilde gözeten ve sınırları içinde kalan Cumhurbaşkanı portresi çizdiniz. Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğiniz yorum ve beklentileri vardı. Şimdilik bunu görmedik?

- Anayasa’da zaten yetkiler içinde bu var. O yetkiyi kullanmamak diye bir şey olmaz. İnşallah o yetkiyi de kullanacağız.

- Bir planlamanız var mı?

- Var tabii. İnşallah 2015’e de öyle gireriz.

- Yabancı basının Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusunu sıkça gündeme getirmesi enteresan değil mi?

Batı basını başta olmak üzere medyanın bu konuda ne dediği çok da önemli değil. Burasını Erdoğan’ın sarayı biçiminde nitelemeleri yanlış. Burası, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin sarayıdır. Bizim amacımız bu millet için kalıcı bir eser bırakmaktı. Önemli olan bunu başarmış olmak.

BEŞTEPE BÜYÜK DÜŞÜNMENİN ESERİ

- Beştepe’de Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan konuta yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?

- Medyadaki bazı haberlerde, işi iyice abartıp, 150 odadan söz edenler var. Halbuki orada inşa edilen konuttaki oda sayısı 15-20 civarında. Halbuki abartılı haberler yapanların hatırladıkları çok şey var. Benim 4,5 yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım olmuştur. Ben Florya’daki o muhteşem köşkte oturmadım. Beylerbeyi’ndeki bir apartman katında yaşadım. Tüm ailemle beraber; annem, kardeşlerim hep beraber, o apartmanın içinde yaşadık. Başbakan olduktan sonra da resmi konutta yaşamadım. Subayevleri’ndeki bir dairede kirada yaşadım. Kimse kalkıp da yahu bu Başbakan ne kadar da mütevazı demedi. Dolayısıyla ben konut meraklısı değilim. Konut da Cumhurbaşkanlığı Sarayı da ihtiyaca binaen, memleketimize kalıcı bir eser bırakmak için yapılmıştır. ‘Bin odası var’ diyorlar. Olacak elbet. Biz küçük düşünmüyoruz. O ofisler, yeni teşkilat şemamızla personelimizin çalışabilecekleri, hizmet üretecekleri mekanlar olarak kullanılacak. Küçük düşünenler, bu tür eserler ortaya koyamaz. Binanın ne denli işlevsel olduğunu, zamanla herkes anlayacak.

GÜLEN OKULLARININ YERİNE MEB OKULLARI GELİYOR

- Afrika ülkelerine paralel yapıyla ilgili uyarıda bulundunuz. Nasıl bir geri dönüş aldınız?

- Afrika’dan aldığımız geri dönüşler olumlu. Ama bizim alternatifleri artırmamız lazım. Bu da ağırlıklı olarak eğitimle ilgili. Bu sistemlere girecek kadroları artırmamız lazım. Başbakanlığım döneminde talimatı vermiştim. Bazı modeller üzerinde Milli Eğitim şu anda çalışıyor. İnşallah oradaki okullarda bu işi başlatacağız. Bunu istiyorlar. Şu ana kadar anlattıklarımıza itiraz eden lider görmedim. Hatta tam tersine, ‘sizin ülkeniz için tehdit olan bizim için de tehdittir’ diyorlar.

- Afrika zirvesinde paralel yapıyla mücadele konusunda uyarıda bulundunuz. Buna neden ihtiyaç hissettiniz?

- Bu mücadele başladı, kararlılıkla devam edecek. Biz kalkıp da yarıda bırakamayız. Eğer yarıda kesersek, bunun bedelini milletçe, ülke olarak çok ağır öderiz. Biz en ağır kararı nerede aldık? MGK’da aldık. MGK’da aldığımız tavsiye kararını hükümetimize bildirdik. Hükümetimiz de Bakanlar Kurulu kararını aldı. Bundan sonra mevzuat süratle bitirilmek suretiyle adımlar atılmış olacaktır. Bundan geri adım atmak söz konusu değildir. Bunun ulusal boyutu olduğu kadar, uluslararası boyutu da var. MGK kararını almamızın sebebi bu işi uluslararası boyutta çözmek. Sadece yargıyla çözmek değil, yargı dışında da bir kararlılıkla bu işi çözmek. MGK kararının çıkması, Bakanlar Kurulu kararının çıkması bir kararlılığın ifadesi. Burada biz bir çerçeve ortaya koyduk. Bunu bütün dost ülkelerin bilmesi lazım.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23