• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

18 yıllık kara leke

Yeniakit Publisher
2015-02-28 08:09:00 - 2015-02-28 07:35:31
18 yıllık kara leke

Bugün, 28 Şubat postmodern darbesinin 18. yıldönümü. 28 Şubat döneminde görev yapan Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından, “28 Şubat bin yıl sürecek” denilen sürecin bugün ise hiçbir tesiri yok. “Demokrasiye balans ayarı yaptık” diyerek, milli iradeye ayar vermeye çalışan cunta zihniyet, tarihin karanlık çöplüğündeki yerini aldı. Millet, 18. yıldönümünde, 28 Şubat’ı lanetle anıyor.

MUHAMMET KUTLU / ANKARA - Türkiye’nin tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat postmodern darbesiyle ilgili önemli ayrıntılar, o dönem Refah Partisi’nde siyaset yapan darbe mağdurları siyasetçiler tarafından rapor haline getirildi. Darbeye doğrudan maruz kalan Refah Partisi’nin kurmayları, darbenin ana sebebinin dünyadaki İslam ülkelerini bir araya getiren D8 projesi, faiz lobisinin musluklarının kısılması, KİT’ler için getirilen havuz sistemi olduğu görüşündeler
.
DARBE SÜRECİ REFAH’IN İKTİDARA GELMESİYLE BAŞLADI

28 Şubat darbe süreci, aslında Refah Partisi’nin 24 Aralık 1995 genel seçimlerinden birinci parti çıkmasıyla başladı. Seçimler sonucunda Refah Partisi 6 milyon oy ile 158 milletvekili çıkardı ve birinci parti oldu. Buna karşın ANAP 132, DYP 135, DSP 76, CHP 49 milletvekili çıkarabildi. Bu daha en başından Türk ve İslam düşmanı karanlık mihrakların alarma geçmesine neden olmaya yetti.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU’YU KALKINDIRMA PROJESİ

Yine bu hükümet döneminde, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun hem adı ve hem de içeriği değiştirilerek “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu Kalkındırma Projesi” adıyla hayata geçirildi. Bir yandan kalkınma hamleleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kalkınmasına yoğunlaştırılırken diğer yandan da iç ve dış güvenlik açısından bir çıbanbaşı durumundaki Çekiç Güç’ün görev süresi sona erdirildi ve terör olayları önlendi.

DIŞ MİHRAKLARI KIZDIRAN ADIM: D-8

Başbakan Erbakan, Türkiye’nin ekonomik yönden uluslararası arenada belli seviyeye ulaşması için Avrupa Birliği benzeri bir proje olan D8 projesini hayata geçirmek üzere 1996 yılı Ağustos ayında Asya’da İran’dan başlayıp Malezya’ya; 1996 yılı Ekim ayında da Afrika’da Mısır’dan başlayıp Sudan’a uzanan gezi programlarını yaptı. Bu ziyaretler neticesinde 16 Haziran 1997 de D-8’ler resmen kurulmuş oldu.

28 ŞUBAT MGK TOPLANTISI

28 Şubat darbesinin en önemli olayı, 28.02.1997 günü gerçekleştirilen ve yaklaşık on bir saat süren MGK Toplantısı oldu. Toplantı tutanakları incelendiğinde, tamamı hükümetin yetkisinde olan işlere, Silahlı Kuvvetler mensubu üyelerinin dayatmalar yaptığı görülüyor. Ülkesinin kalkınmasından ve huzurundan başka bir şey düşünmeyen 54. Hükümet’in Başbakan’ı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın toplantı tutanaklarını imzalaması için yapılan zorlama ve dayatmalar, darbecilerin hiçbir sınır tanımadığının kanıtı olmuştur. Erbakan’ın, tüm bu dayatmalara rağmen kararları imzalamadığı daha sonra ortaya çıktı.

BÇG ANAYASAL SİSTEMİ İŞLEMEZ HALE GETİRDİ

28 Şubat MGK kararları sonrasındaki darbe faaliyetleri, Batı Çalışma Grubu (BÇG) adı verilen yapılanma ekseninde daha bir hız kazandı. Sanıkların yönetiminde bulunduğu veya bünyesinde görev yaptığı BÇG, anayasal sistemi işlemez hale getirdi. 28 Şubat Darbesi, yasama-yürütme-yargıdan oluşan Anayasal devlet yapısını kontrol altına almayı, darbe hukukunu uygulamayı, direnenleri ve direnme potansiyeli olanları bertaraf etmeyi amaçlamış, plânlamış ve gerçekleştirmiştir.

ŞİFRE SÖZCÜK: İRTİCA

28 Şubat darbesini yapanlar, bir diğer ifadeyle darbe yapmaya teşebbüs edenler, toplumda pek kullanılmayan “İrtica” sözcüğü çerçevesinde toplumda paranoya oluşturmak üzere planlı şekilde hareket ettiler. Süreçte etkinliği bilinen BÇG’nin stratejik izleme, analiz, tespit, değerlendirmeleri darbede önemli rol oynadı. 1 Mayıs 1997 tarihli emir yazısı ve “Andıç” uygulamaları yaşandı. İrtica, BÇG ve Andıç, 28 Şubat kabusunu hatırlatan sözcükler olarak hafızalara kazındı.

AKİT DARBECİLERİN  KORKULU RÜYASI OLDU

YENİ AKİT / ANKARA- 28 Şubat ile toplumun inançlı kesimi susturulmaya, sindirilmeye çalışılırken bir yandan da dindar kesimin sesi olan Akit Gazetesi gibi yayın organlarının susturulmaya çalışıldığı görülüyor. İşte 28 Şubat sürecinde gazetemiz Akit’e yöneltilen baskı ve zulümlerden bazıları:

l  28 Şubat sürecinde çoğunluğu Çevik Bir tarafından açılan davalarla Akit brifingli yargıçlar eliyle kapatılmak istendi. Akit bu davalar karşısında pes etmedi ve darbecilere pabuç bırakmadı.

l Açılan davalar karşısında pes etmeyen Akit Gazetesi’ni yıldırmak için bu kez iftira ve saldırılara başvurdular. 25 Nisan 1998’de, PKK’lı Şemdin Sakık’ın kurmaca ifadelerine Akit’in de adı eklenerek gazetemiz “PKK işbirlikçisi” gibi gösterilmeye çalışıldı.

l 26 Ekim 1999’da, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’ın,  “Akit gazetesi ile mücadele edebilmek için, Yunanistan’daki kanunların aynısını Türkiye’ye getirmemiz gerekir” yönündeki sözleri yine gazetemize yönelik bir baskının ve darbecilerin Akit’ten duydukları rahatsızlığın bir göstergesiydi.

l Akit’e kin kusan darbeciler, 28 Ekim 1999’da yüzlerce polis, panzerler ve binaların çatılarına yerleştirilen keskin nişancılar eşliğinde gazetemizin binasını bastılar.
l  Gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, makamını basanlar tarafından 'Devlet, bekası için her şeyi göze alır, bu bina çöker, altında adamlarınla beraber kalırsın' şeklinde alçakça tehdit edildi.

l 20 Ocak 2000’de gazetemizin merkez yönetim binasına kalaşnikoflu silahlarla saldırı düzenlendi. Saldırıların failleriyle ilgili yapılan soruşturmalardan bir sonuç çıkmadı.

RANTİYE KESİLDİ

28 Şubat darbesinin en önemli sebeplerinden biri de “havuz” uygulaması oldu. Memur maaşlarına zam yapılması, ekonomide Havuz Sistemi’nin kurulması, toplumsal barış ve huzurun sağlanması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu Kalkındırma Projesinin uygulanması ve Çekiç Güç’e son verilmesi, D8’in kurulması için çalışmaların hızlandırılması, hükümetin ilk icraatlarını oluşturdu. Bir yandan havuz sistemi ve kaynak paketleri, diğer yandan denk bütçe uygulamalarına geçildi ve devlet eliyle rantiyecilere yapılan haksız aktarımlar önlenmeye çalışıldı. Ancak bu uygulamalar, gerek rantiyeci medya ve gerekse rantiyeci sermaye tarafından tepkiyle karşılandı.

HÜKÜMETİ ERBAKAN KURDU

7 Haziran 1996 tarihinde RP Genel Başkanı Erbakan, Cumhurbaşkanlığına davet edildi ve aynı gün yeni hükümeti kurma görevi kendisine verildi. Bunun üzerine DYP ve RP yöneticileri 28 Haziran 1996 tarihinde bir araya gelerek birlikte bir koalisyon kurma kararı aldılar. Bu karara dayalı koalisyon protokolü tanzim edilirken hükümetin ilk iki yıl RP Genel Başkanı Erbakan başbakanlığında, sonraki iki yıl da DYP Genel Başkanı Çiller başbakanlığında yürütülmesi için “Dönüşümlü Başbakanlık” formülü kabul edildi ve REFAHYOL Hükümeti kuruldu. RP ve DYP ortaklığında kurulan 54. Cumhuriyet Hükümeti, güvenoyu ile göreve başladı.

LANET YAGDI

STK’lar  birleşerek, 28 Şubat Postmodern darbesini protesto etti. “Darbelere karşı safları sıklaştırıyoruz” adı altında yapılan eylemde ortak basın açıklaması yapan STK’lar, siyasi aktörlerin dik duruşu sayesinde 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını ve Türkiye’yi geriye götürmeye çalışan karanlık odaklara geçit verilmeyeceğini belirttiler.

28 Şubat Postmodern Darbe, yıldönümünde protesto edildi. Birçok Sivil Toplum Kuruluşu (STK) ortaklaşa düzenlediği eylemde sokağa inerek, halkın oylarıyla iktidara gelen Refahyol Hükümeti’ne yönelik 28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleşen Postmodern darbeyi, yıldönümünde protesto etti. Dün saat 13.30’da Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirilen eyleme yüzlerce vatandaş katıldı.

SİYASİ AKTÖRLERİN DİK DURUŞU YENİ BİR DARBEYİ ENGELLEDİ

TÜGVA, Genç Hareket, Genç ASKON, Genç Birlik, Genç İGİAD, Genç İDSB, Genç MMG, ASDER, Genç Memur-Sen, MTTB, Genç TÜMSİAD, TÜRGEV, Genç MÜSİAD, İlim Yayma Cemiyeti, İlim Yayma Vakfı, KADEM, ÖNDER, Ensar Vakfı, İhannuma ve Genç Gönüllüler’in ortaklaşa düzenlediği  “Darbelere Karşı Safları Sıklaştırıyoruz” eyleminde ortak basın açıklaması yapan STK’lar, ülkeyi dizayn etmeye çalışan karanlık odakların geçmişte olduğu gibi bugün de eski müttefikleriyle birlikte düzenledikleri 17 ve 25 Aralık darbe girişimiyle seçilmiş kişileri itibarsızlaştırarak hükümeti yıkmaya çalıştıkları, ancak bugünkü siyasetin ve siyasi aktörlerin dik duruşu sayesinde bu girişimin başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti.

 Açıklamada, 28 Şubat Postmodern darbesinin etkilerinin bugün de hala devam ettiği belirtilerek, “Çünkü bu darbenin karanlığa sürüklediği yıllar nedeniyle eğitimden ekonomiye ülkemiz çok büyük zararlar görmüştür” denildi.

“28 Şubat darbe girişiminin başarıya ulaşmasında bazı medya kuruluşlarının etkisi büyüktür. 28 Şubat medyayı yozlaştırmış ve devletin parasına bağımlı kılmıştır.

Buna bağlı gelişmeler sonunda medya ‘tekelleşme’ sürecine girmiştir” denilen açıklamada  “O gün tüm bu gelişmelere ve darbeye sessiz kalanlar 28 Şubat sürecinde Başbakan Erbakan’ın istifa etmesini istemiş ve ‘Beceremediniz artık bırakın, hükümet sitsin asker daha demokrat’ demiştir. Refahyolu hükümetinin düşürülmesine seyirci kalan Ecevit’e şefaatçi olanlar bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de demokratikleşme adına çağ atlatan Erdoğan’a bedduacı olmuştur” ifadelerine yer verildi.

İÇ VE DIŞ OYUNLARA KARŞI DAİMA UYANIK OLACAĞIZ

Açıklamada, “Biz vatanını ve milletini seven gençler, içerden ve dışardan oynanmak istenen oyunlara karşı daima uyanık olacağımızı, Türkiye’yi geriye götürmeye çalışan veya küçük bir zümrenin ülkenin tamamına hükmetme arzusuna geçit vermeyeceğimizi, ülkenin huzuru ve barışı için din, dil, ırk ve etnik ayrımcılığa geçit vermeyeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.

 28 Şubat Basın Bildirisinin okunmasının ardından tekbir getiren eylemciler, ellerinde darbe mağduru insanların isimlerinin yer aldığı kağıtları taşıdı.

TANK HASAN: SİVİL DARBECİLER DE YARGILANSIN

28 Şubat postmodern darbe döneminde ortaya koyduğu net tavırlardan dolayı “Tank Hasan” unvanını alan Hasan Celal Güzel’den 28 Şubat’ın yıl dönümünde hem “28 Şubat’ın sivil uzantılarını” görmezden gelen yargıya sert çıktı. Güzel, sevil darbecilerin de yargılanması gerektiğini söyledi.

HASAN UĞUR / ANKARA - 28 Şubat postmodern darbe döneminde ortaya koyduğu net tavırlardan dolayı “Tank Hasan” unvanını alan Hasan Celal Güzel’den 28 Şubat’ın yıl dönümünde hem “28 Şubat’ın sivil uzantılarını” görmezden gelen yargıya, hem de postmodern darbenin destekçisi “Koç” zihniyetine sert mesajlar: Akit’e konuşan Hasan Celal Güzel tepkilerini şu ifadelerle dile getirdi:

YANLARINA KAR KALMASIN

“Ben 28 Şubat’ın Ankara’da görülen davasında, 6 saat süren bir konuşma yaptım. Zaten, 17 sene önce de bütün belgeleri Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı olarak savcılığa vermiştim.  Şimdi de Ankara Savcılığı’na gittim şikayetçi oldum. Hem mağdur, hem müşteki olduğumu, hem kendi adıma hem Türk Milleti adına müşteki olduğumu, şahit olarak dinlenmem gerektiğini söyledim. Gözlerinin içine baka baka son derece sert bir konuşma yaptım. Birçok yerinde de şunu söyledim; “28 Şubat’ın asker sanıkları yargılanmaktadır ama 28 Şubat’ın farklı cepheleri de vardır. 28 Şubat’ın medya cephesine hiç dokunulmadı. Medya cephesi olduğu gibi duruyor. Yaptıkları yanlarına kâr kalmış oluyor. Mahkeme Reisi’ne onların da yargılanması gerektiğini söyledim. Ayrıca 28 Şubat’tan nemalanan, her bir 28 Şubatçı generali götürüp şirketlerine bol paralarla koyan ‘patronlar’ da yargılanmalı!..

 ALİ KOÇ’A TEPKİ

Hasan Celal Güzel, “Ben şahsen 6 ve 8 yaşındaki iki çocuk sahibi bir baba olarak çocuklarımızın geleceğinden endişe duyuyorum” diyen Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç’a daşöyle tepki gösterdi. “Kalk, o dönemde tankları, darbecileri alkışlayan bir zihniyeti temsil et, ondan sonra da sırf PKK’lı militanların azgınlığına mani olmak için çıkartılan bir yasaya karşı böyle bir beyanat ver! Sayın Koç,  tanklar yürütülürken, 28 Şubat’ta çocukların istikbalini ne kadar düşünmüş?.. O günlerde, büyük holding patronları ‘Servetimin yarısını kaybettim!’ diyorlardı.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO

28 ŞUBAT BİR KIYIMDIR

İBRAHİM ACAR / ANKARA - Türkiye’nin yakın tarihinde dindar insanların gözyaşlarıyla oluşturulmuş kara bir leke.  28 Şubat’ın yıldönümü sebebiyle o dönemim acısını yaşamış, bu ‘post-modern darbe’yi iliklerine kadar hissetmiş insanlar  o dönemi anlattı.

Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Eski Başkanı -  AK Parti Samsun Milletvekili Aday Adayı Safiye Özdemir: “28 Şubat bizim için bir kıyım oldu. Başta öğretmenler olmak üzere başörtülü kadınlara kamu yasaklı hale getirildi. Üniversiteden başörtülü kızlarımız, başörtü gerekçesiyle atıldı. Hukuksuz bir şekilde insanların görevlerine son verildi. Başörtülüyken öğretmenliğimi, mesleğimi yapamadım. Dolasıyla bir kuşak olarak hedeflerimize asla ulaşamadık. AK Parti hükümetiyle, psikolojik boyutu asla tarif edilmez ama bazı maddi hakların geri iadesi yapıldı. Ben kendimden örnek verecek olursam tekrardan görevime döndüm. Bu şekilde bir çok arkadaşımız görevine döndü ya da hakları kısmen iade edildi.”

28 Şubat Mağduru Sultan Kara: “28 Şubat davasında şuan hiçbir tutuklu sanık kalmaması beni çok incitiyor. Sanki 28 Şubat hiç yaşanmamış gibi tanık olarak davet edilen, 28 Şubat’ın kahramanlarından Şevket Kazan, Meral Akşener helalleşip de ‘biz davacı değiliz’ diye mahkemelerden çıkmaları 28 Şubat mağduru olarak beni çok incitiyor. 28 Şubat, mağdur edilenlerde çok derin yaralar bıraktı. 17 senemizi çaldılar.”

ŞEVKİ YILMAZ: ASIL DARBE YARGIDAN GELDİ

28 Şubat mağduru eski Rize Milletvekili Şevki Yılmaz,  28 Şubat’ın  postmodern değil ‘postkurt’ bir darbe olduğunu belirterek, “Kuzu postuna bürünmüş kurtların darbesidir, Dış güçlerin emri ile yapıldı” dedi. Yargının kendilerini tasfiye ettiğini dile getiren Yılmaz, “Asıl darbe yargıdan geldi” diye konuştu.

KOCAELİ - TBMM 20. Dönem Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, “28 Şubat’ta asker darbesi olmadı, asıl darbe yargıdan geldi. Yargı, bizi tasfiye etti. Menderes’e o dönem CHP sahip çıksaydı, asla ihtilal olmazdı. Erbakan Hocama da o gün Mecliste bulunan partiler sahip çıksaydı, 28 Şubat’ı yapamazlardı” dedi. Yılmaz, yaptığı açıklamada, 28 Şubat’ın gerekçesinde iddia edildiği gibi laikliğin elden gitmediğini, mafyanın ve sömürücü düzenin çıkarlarının elden gittiğini savundu. “28 Şubat postmodern değil ‘postkurt’ bir darbedir. Kuzu postuna bürünmüş kurtların darbesidir. Dış güçlerin emri ile yapıldı”  diyen Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı İlmi Meseleler ve Sosyal Aktiviteler Topluluğu’nca, üniversitenin kültür merkezinde düzenlenen “28 Şubat Mağduru, 28 Şubat’ı Anlatıyor” Konferansında konuştu.

“Darbeciler, Necmettin Erbakan’dan kaçarken Kasımpaşalı Recep Tayyip Erdoğan’a yakalandı” ifadesini kullanan Yılmaz, haziran seçimlerinin Türkiye’nin geleceği için çok büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. Milletin bağrından çıkamayan 4 partinin 2000’li yıllarda Ak Parti eliyle tarihten silindiğini savunan Yılmaz, AK Parti’yle bağı bulunmadığını ama ülkenin geldiği noktayı desteklediğini dile getirdi.

FADİME ŞAHİN, MÜSLÜM GÜNDÜZ, ALİ KALKANCI, SİSİ KİMDİ?

O dönemin sansasyonel meşhurları olarak başrollerde oynayan Fadime Şahin, Ali Kalkancı, Müslim Gündüz, Sisi gibi kişilerin durumu ise tam bir komediydi. O dönemde gazete ve televizyonlar gece gündüz demeden sürekli bunları haber yaptılar. Yıllar sonra bunlarla ilgili olarak basında yer alan haberlerde, Tarikat şeyhi olarak lânse edilen Ali Kalkancı'nın gerçekte tarikatla herhangi bir ilgisinin olmadığı, alkolik bir kişi olduğu, uyuşturucu (Captagon) imalatı nedeniyle tutuklandığı, Fadime Şahin’in figüran olarak olaylara sokulduğu, Müslim Gündüz ve grubunun darbenin ardından ortadan çekildiği, bir senaryo çerçevesinde kamuoyunun algısını yönlendirmek için kullanıldıkları iddiaları ayrıntılı olarak yer aldı.

ERBAKAN, MÜSLÜMANLARA ÖZGÜVEN KAZANDIRDI

Milli Görüş hareketinin kurucusu, eski Başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının 4. yıl dönümünde Beykoz Belediyesi tarafından düzenlenen programda dualarla anıldı. Anma programında, 28 Şubat süreci ile ömrünü ‘İslam Davası’na adayan Merhum Erbakan’ın siyaset ve ilim dünyasına katkıları konuşuldu.

Oturum yöneticiliğini gazeteci-yazar Ekrem Kızıltaş’ın yaptığı programa, Erbakan’ın yakın çalışma arkadaşlarından Devlet eski Bakanı Hasan Aksay, gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu ve eski milletvekili Kahraman Emmioğlu konuşmacı olarak katıldı.

ÖNEMLİ OLAN HOCAMIZIN SÖZÜ VE DAVAMIZDI

Necmettin Erbakan ile uzun yıllar arkadaşlık yapmış olan Devlet Eski Bakanı ve gazetemiz yazarlarından Hasan Aksay, Erbakan’ın birçok konuda duyarlı olduğuna dikkat çekerken, Merhum Necmettin Erbakan Hoca’yı 1968 yılında Milli Türk Talebe Birliği’nde verdiği bir konferansta tanıdığını söyleyen gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, Erbakan Hocanın bu ülkede Müslümanlara özgüven kazandırdığını ifade etti. Gazeteci-yazar Ekrem Kızıltaş ise, bugün yaşadığımız güzelliklerde Erbakan’ın büyük bir payı olduğunu söyledi. Eski Milletvekili Kahraman Emmioğlu ise “Bizim için önemli olan hocamızın sözüydü ve davamızdı” diye konuştu.Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23