Ömer Gülhan Giriş Tarihi: 2024-09-27 18:27 Güncelleme Tarihi: 2024-09-27 18:37

Ünlü turizm cennetini mafya yönetiyor! Yetkililer göz yumuyor

Türklerin son dönemde rağbet gösterdiği ünlü turizm cenneti kanlı hesaplaşmalara sahne oluyor.

Turizm Ajansı'nda yer alan habere göre, Mykonos’un ışıltılı yüzünün arkasında, mafyanın kontrolünde olan karanlık bir dünya gizleniyor. Adadaki cinayetler, yasa dışı inşaatlar ve organize suçlar, bu cennetin aslında ne kadar tehlikeli bir hale geldiğini ortaya koyuyor.

Yunanistan’ın en gözde tatil cenneti Mykonos’ta işlenen soğukkanlı bir cinayet, adanın ışıltılı yüzünün ardındaki karanlık dünyayı gün yüzüne çıkardı. Bembeyaz evleri, lüks plaj kulüpleri ve göz kamaştırıcı gece hayatıyla bilinen bu ada, aslında mafyanın, uyuşturucu tacirlerinin ve rüşvet çetelerinin kontrolüne girmiş durumda. Artık Mykonos, yalnızca lüks tatillerin değil, korkunun ve suçun da merkezi.

Mykonos, yıllık 2 milyondan fazla turisti ağırlayan bir tatil cenneti. Ancak ada, lüks otelleri, plajları ve eğlence mekânlarının yanı sıra, organize suç örgütlerinin kol gezdiği bir yer haline geldi. Adanın yerlileri, geçen yaz Atina’da öldürülen harita mühendisi Panagiotis Stathis’in güçlü kişilere karşı geldiği için hedef alındığını düşünüyor. Stathis, ya yeni bir inşaat projesinde çalışmayı reddetmiş ya da başkalarının göz koyduğu bir araziye yatırım yapmıştı. Kısacası, Mykonos’ta rant savaşında yanlış tarafa düşmek, ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.

Yunanistan’ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini, bu karanlık tabloyu "Mykonos’u Kim Yönetiyor?" başlığıyla gündeme taşıdı. Gazete, mafyanın adada kontrolü ele geçirdiğini ve devletin acilen bu tehlikeye karşı harekete geçmesi gerektiğini yazdı. Sadece Mykonos’un değil, Yunanistan’ın itibarının da tehdit altında olduğunu belirten gazete, “Mykonos’u gerçekten kim yönetiyor: Mafya mı, Yunanistan Cumhuriyeti mi?” diye sordu.

Mykonos, büyük paralara ev sahipliği yapıyor. Lüks villalar ve beş yıldızlı oteller, mafya için cazip bir hedef haline gelmiş durumda. Adada şu an 73 adet beş yıldızlı otel var ve bu otellerin toplam yatak kapasitesi 7.500. Adanın 11 bin kişilik yerel nüfusu düşünüldüğünde bu sayılar oldukça dikkat çekici. İnşaatlar ve projeler hızla artarken, kontrolsüz yapılaşma ve rant savaşları da su yüzüne çıkıyor. Mafya, gayrimenkul dünyasında olduğu gibi, uyuşturucu ticaretiyle de ada üzerindeki etkisini artırıyor.

Mafyanın kontrolündeki Mykonos, yalnızca emlak projeleriyle değil, lüks hayatıyla da dikkat çekiyor. Ünlü isimlerin sosyal medya paylaşımları, onları suçlular için kolay bir hedef haline getiriyor. Beş yıl önce, model Gigi Hadid’in Mykonos’taki tatili sırasında soyulması bu olayların en bilinenlerinden biri. Hadid, Instagram hesabından “Paranızı başka bir yerde harcayın” diyerek adadaki suç oranına dikkat çekmişti.

Adanın bu gidişatına karşı çıkanlar da var. Çevreci gruplar, yerel halk ve sivil toplum kuruluşları, Mykonos’un mafya düzeni ve kontrolsüz yapılaşmaya teslim olmasına tepki gösteriyor. Ancak adada dönen büyük paralar ve suç örgütlerinin etkisi karşısında seslerini duyurmakta zorlanıyorlar. Yunanistan Sivil Koruma Bakanı Michalis Chrysochoidis, adaya daha fazla polis göndereceklerini ve suçla mücadele edeceklerini açıkladı. Fakat ada sakinleri, bu açıklamaların yeterli olmayacağını düşünüyor. Çünkü Mykonos, yalnızca yaz aylarında değil, yılın her dönemi mafyanın cirit attığı bir yer haline gelmiş durumda.

Adanın geleceği belirsiz. Mykonos, parıltılı sokaklarının ardında mafya hesaplaşmalarına ve kontrolsüz yapılaşmaya teslim olmuş durumda. Adanın son kalan bakir köşeleri bile inşaat projeleriyle hızla beton yığınına dönüştürülüyor. Sahiller ise artık sadece lüks beach kulüplerinin ve özel villa sahiplerinin hizmetinde. Halk, “Yeter artık!” diyerek bu duruma karşı çıksa da, büyük sermayeye ve mafyaya karşı durmak kolay değil. Mykonos’un şu anki hali, eski ihtişamının hızla kaybolduğuna işaret ediyor. Şimdi herkesin aklındaki soru şu: Bu cennet ada, mafyanın ve rantın pençesinden kurtulabilecek mi?

Adanın geleceği belirsiz. Mykonos, parıltılı sokaklarının ardında mafya hesaplaşmalarına ve kontrolsüz yapılaşmaya teslim olmuş durumda. Adanın son kalan bakir köşeleri bile inşaat projeleriyle hızla beton yığınına dönüştürülüyor. Sahiller ise artık sadece lüks beach kulüplerinin ve özel villa sahiplerinin hizmetinde. Halk, “Yeter artık!” diyerek bu duruma karşı çıksa da, büyük sermayeye ve mafyaya karşı durmak kolay değil. Mykonos’un şu anki hali, eski ihtişamının hızla kaybolduğuna işaret ediyor. Şimdi herkesin aklındaki soru şu: Bu cennet ada, mafyanın ve rantın pençesinden kurtulabilecek mi?