Şişmanlatıyor: Şeker vücutta nişastaya göre üç ila beş kat daha hızlı yağa dönüşüyor. Yani şeker yoluyla yağ hücreleri doğrudan beslenmiş oluyor. Ayrıca fruktoz, işlendiği karaciğerde yağlanmaya da neden olabilir. Bu da inüslin direncine ve nihayetinde Tip 2 diyabete yol açabilir.

Bağımlılık yapabilir: Özellikle kilolu insanlarda beyin, şekere tıpkı alkol ve diğer bağımlılık yapan maddelerde olduğu gibi tepki veriyor ve aşırı dozda dopamin salgılıyor. Bunu kendiniz de test edebilirsiniz: On gün boyunca tüm şekerli içecek ve gıdalardan uzak durun. Eğer bir iki güne kadar baş ağrısı, asabiyet ve çok fazla tatlı isteği oluşuyorsa bu vücudun şekere bağımlılığı olduğunu gösterir.

Bağırsak florasını bozar: Sağlıklı bağırsak florası sindirim sırasında bağırsağa yardımcı olur ve zararlı bakterilere karşı sindirim sistemini korur. Bağırsağa ne kadar fazla şeker girerse bağırsakta hastalığa yol açan maddeler o oranda çoğalır. Mantarlar ve parazitler şekeri sever. Özellikle candida mantarı rahatsız edici sorunlar yaratabilir. Şeker ayrıca gaz, kabızlık ve ishale neden olabilir.

Bağışıklık sistemini zayıflatır: Fazla şeker, bağışıklık sisteminin hastalıklara yol açan virüslerle mücadelesini zorlaştırıyor. Şekeri yedikten kısa süre sonra bile bağışıklık sistemi yüzde 40 zayıflar. Aynı zamanda kan hücrelerinin virüs ve bakterilerle mücadele etmesi için ihtiyaç duyduğu C vitaminini de öldürür. Şeker vücuttaki iltihaplanma riskini de artırır ve en küçük iltihap birçok hastalığa yol açabilir.

Kanser riskini arttırır: Tümör hücreleri çoğalmak için çok fazla şekere ihtiyaç duyar. Harvard Tıp Fakültesi’nden bir grup bilim insanı Profesör Lewis Cantley yönetiminde kanser hücrelerinin oluşumunda şekerin rolünü araştırıyor. Biyokimyagerler yüksek şeker tüketiminin kanserin oluşmasına neden olduğunu tahmin ediyor. Bu nedenle Cantley mümkün olduğunca az şeker tüketilmesini öneriyor.

Yaşlanmayı hızlandırıyor: Bu durumun suçlusu ise cilt dokusunda şekerin artmasına yol açan glikasyon adlı süreç. Bunun sonucu olarak şeker molekülleri kollajen liflerine yapışır ve doku sertleşmesini tetikler ve kollajen lifleri doğal esnekliğini kaybeder. Toksinler vücuttan atılamaz ve böylece hızlı hücre yaşlanması ortaya çıkar.

Agresifleştirir: Çok fazla şeker alan insanların saldırgan davranışlara daha yüksek bir eğilimi var. Çocuklardaki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda şekerin etkisinin de olduğu biliniyor. Çok fazla şeker tüketimi çocuklarda konsantrasyon düşüklüğüne ve yerinde duramamaya neden oluyor.

Alzheimerı tetikliyor: Çalışmalar çok fazla şekerin alzheimer hastalığına yakalanma riskini artırdığını ortaya koyuyor. 2013’te yapılan bir araştırma diyabet hastalığının tipik belirtilerinden olan insülin direnci ve yüksek kan şekeri seviyeleri ile nörodejenaratif hastalıklara yakalanma riskinin yakından ilintili olduğunu gösterdi. Kaynak: Deutsche Welle Türkçe