Eskinin yepyeni olduğu bir yerdi burası. Konaklar sanki yeni inşa edilmiş, tarihi doku ve ahşap mimari çok iyi korunmuştu.

İlk olarak merkezdeki Akşemseddin Hazretleri’nin 1464 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan türbesine gittik.

Fatih Sultan Mehmed’in hocası olan, 1389 yılı Şam doğumlu olan Akşemseddin, Göynük’ten geçerken burayı çok beğenmiş.

Ve bu ilçede vefat etmiş. Her yıl mayıs ayında ona özel anma günü düzenleniyormuş.

Sema ve mehteran takımı gösterileri oluyormuş.

Türbenin hemen yanında Gazi Süleyman Paşa Camii ve Hamamı var.

Osmanlı padişahlarından Orhan Bey’in oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından 1331-1335 yılları arasında yaptırılan cami, bölgedeki ilk Osmanlı eserlerinden biri.

Caminin yapımında bir işçinin aynı taşı getirip götürmesi üzerine durumun farkedilmesi ve nedeninin sorulmasıyla başlamış olay.

Sabah yıkanamadığı için mübarek yapının temeline taş koymak istemediğini söylemiş işçi.

Bunun üzerine Gazi Süleyman Paşa, caminin yanına hamam yapılmasını emretmiş.

1875 yılında bir sel baskınında yıkılan yapı, 1878 yılında 2. Abdülhamid tarafından tekrar inşa ettirilmiş.

Yine Göynük’ün merkezinde Hatice Hatun Camii’ni ziyaret ettik.

Halk arasında ‘Hacı Kadın Camii’ olarak da bilinen Cami 19. Yüzyılda yapılmış.

İlçeyi gezerken Göynük evleri ve ziyaret edilebilir konakları zaman tüneline sokuyor insanı.

Ve yine buradaki üç katlı ahşap Tarihi Zafer (Saat) Kulesi ilçenin sembolü.

Cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı olan Hurşit Bey tarafından 1922 yılında Sakarya Meydan Savaşı anısına Sela Kayaları’nın üzerine yaptırılan ilk tarihi yapı.

Göynük halkının Milli Mücadele’ye verdiği büyük desteğin anıtlaşmış sembolü.

İlgimizi çeken, tuhafımıza giden bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum.

Kuleye çıkarken uğradığımız bir dondurmacıya kuleye nasıl gideceğimizi sorduk ve kendisinin gitmediğini, ama en fazla 100 metre yukarıda olduğunu bildiğini söyledi.

Çok şaşırdık. Onun yüz metre ilerisindeki tarihi merak bile etmemesi miydi tuhaf olan, bizim İstanbul’dan buraya bunun için gelmemiz mi? Bilemedik.

Göynük’ü bir de buradan seyredip fotoğrafladıktan sonra buradan da ayrıldık.