Dronların küçük olması bir mazeret değildir; İgnatiadis, eğer bu dronlar tespit edilemiyorsa veya müdahale edilmiyorsa, bunun Yunanistan’ın Ege’deki “kör noktalarını” ifşa ettiğini savunuyor. İgnatiadis, NATO ve Batı’nın Rusya’yı küçümsemesini askeri verilerle eleştiriyor: Rusya’nın tek başına, tüm NATO ülkelerinin (ABD dahil) toplamından üç kat daha fazla hava savunma füzesi ve mühimmat ürettiğini belirtiyor. Rus silahlarının savaş içinde sürekli evrim geçirdiğini (örneğin köprüleri yıkan hassas vuruşlar), Batı’nın ise stoklarını eriterek Ukrayna’ya gönderdiğini ve kendi savunma sanayisini yenilemekte yavaş kaldığını iddia ediyor. Askeri tarihçi Fernand Foch’un 1. Dünya Savaşı sonuna dair yaptığı matematiksel tahminlere atıfta bulunarak bir projeksiyon sunuyor: Ukrayna’nın “insan ve mühimmat rezervlerinin” azalma hızına bakarak, savaşın 2026’da Ukrayna için askeri bir çöküşle sonuçlanacağını öngörüyor. Rusya’nın stratejik hedefinin Odessa olacağını, Ukrayna’nın denize erişimi kesilirse askeri ve ekonomik olarak “yaşayan bir ölü” haline geleceğini analiz ediyor. İgnatiadis aslında Yunan halkına şunu söylüyor: “Komşunla (Türkiye) sorunların var, ekonomin zayıf, enerjin pahalı. Bunları çözmek yerine neden gidip kuzeyde hiç tanımadığın bir savaşın parçası olup elindeki son tankları ve parayı oraya gönderiyorsun?” Bu analiz, Yunanistan’daki “ulusalcı ve egemenlikçi” kanadın mevcut hükümete olan öfkesini çok net özetliyor.