• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Garip, garip ve garip tesadüfler!

23 Ağustos 2017
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Hatırlayalım: Sultan Abdülhamid’e tahttan indirildiğini tebliğ eden heyetin içinde bir Yahudi var: Selânik Milletvekili Emanuel Karasso. Bir de Ermeni vekil: Aram Efendi…

“Tesadüf”e bakın ki, Lozan görüşmeleri sırasında Türk Murahhas Heyeti Başkanı İsmet İnönü ile İngiliz Heyeti Başkanı Gladiston’un arasında “arabuluculuk” yapan isim de bir Yahudi: Hayım Naum…

“Tekin Alp” imzasıyla yazdığı “Türkçü/Atatürkçü” yazılara ilaveten,  “Sâfi” imzasıyla kaleme aldığı, “Türk’ün Yeni Amentüsü” isimli safsata kitapla “İslâm Dini” yerine “Türk Dini” icat etmeye kalkışan bir başka Yahudi daha: Moiz Kohen...

Dilimiz Türkçe’yi perişan edip “uydurukça” bir dil haline gelmesini sağlayanların başında, TRT tarafından ismi “A. Dilaçar” şeklinde sunulup asıl kimliği ustaca saklanan Ermeni dilci: Agop Martayan… 

Bozulma sürecinin başında yer alan bu ve bunlara benzer isimlerin yanına bir de “Sabetay”cileri koydunuz mu, tablo tamamlanır: Tabii bunlara içimizdeki “gafiller”le “hainler”i de ekleyeceksiniz…

Kimisi dinimizi, kimisi dilimizi, kimisi ailemizi, kimisi kültürümüzü, kimisi müziğimizi, kimisi mahallemizi, kimisi eğitimimizi, kimisi milli dünyamızı, kimisi düşünce sistematiğimizi bozmayı hedef almış ve envai çeşit metodlarla “yıkım” işlemini gerçekleştirmişlerdir.  

Öncelikli hedefleri ailedir! Aile bozulmadan hiçbir şeyi yeterince bozmanın mümkün olmadığını bilerek, önce aileye el attılar. Ama bunu baskı ve şiddetle yapamayacaklarının farkındaydılar: Bunun için “moda” kavramını, sinemayı, tiyatroyu, romanı, hikâyeyi en iyi şekilde kullanarak, gençleri Batı’ya özendirdiler. 

Ardından sıra “Güzellik Yarışmaları”na geldi: Bu tür yarışmalar,genç kızları avlamanın en kestirme yoluydu. Birkaçı bu tuzağa düşerse, gerisi gelir, “lüks hayat”, “özenti” ve “merak” unsurları da kullanılarak “açık-saçıklık” yaygınlaştırılırdı.

İlk “Güzellik Müsabakası”, İpekçi Ailesi’nin sahip olduğu İpek Film tarafından yapıldı. Bu firma, Endülüs Emevi Devleti, İspanya tarafından yıkılınca (1492), zorla Hıristiyanlaştırılmaktan kaçıp Osmanlı’ya sığınan ve Selânik’e yerleştirilen, eski bir Yahudi ailesi tarafından kurulmuştu. 

İçlerinde tam Müslüman olanlar olduğu gibi olmayanlar da vardı (tanınmış gazetecilerden Abdi İpekçi ve TRT eski Genel Müdürü, cumhurbaşkanlığı için birkaç kere adı öne çıkarılan eski gazeteci/politikacı İsmail Cem İpekçi gibi bildik isimler bu aileye mensuptur)… 

Büyük tesadüf, ama kaynaklara göre, Türkiye’nin ilk güzellik yarışması, 1925-1926 yılında İpek Film tarafından Melek Sineması’nda düzenleniyor. 

Birinciliği, aynı sinemada halka yer gösteren Madmazel Araksi Çetinyan isminde bir Ermeni kızı kazanıyor. 

Bu durum ne iktidarı, ne de iktidar güdümündeki gazeteleri memnun etmiyor. Çünkü bir Ermeni kızını Türk kızlarına örnek gösteremeyeceklerdir. Yani bu birincilik amaca hizmet etmeyecektir. Yarışma soğumaya ve unutulmaya bırakılıyor.

İlk yarışmanın fiyasko ile sonuçlanması, bu yolla farklı sonuçlara ulaşmayı hedefleyen çevreleri rahatsız etmiştir. Açlık, yokluk, yoksulluk, sefalet içinde koca bir üç yıl geçiyor. Bazılarının aklı yaşanan sefalette değil, toplumun inanç kaynaklı alışkanlıklarını kırmaktadır: Nitekim 1929’da bir “deneme” daha yapma kararı veriliyor. Toplumun “namus” anlayışına âdeta bir elense daha çekiliyor. 

Bu işlerde Cumhuriyet gazetesinin rolüne sonraki yazımızda bakalım…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23