• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Dün, bugün ve yarın (2)

08 Kasım 2019
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Dün: Kızınca, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” der, daha fazla kızarsak “Hasbünallah” diyerek Allah’ı vekil ederdik. Öfkemiz bile zikir kokardı… 

Bugün: En basit gerekçelerle hakaretler savuruyor, karakter zaafımızı sosyal medyaya gömüp sağa-sola ayar veriyoruz!

***

Dün: “Neuzibillah” çekerek her türlü şerden Allah’a sığınırdık…

Bugün: Belânın üzerine yürüyor, en küçük meseleyi kavga sebebi yapıyor, sürekli bir birimizle dalaşıyoruz.

***

Dün: Haddimizi bilir, “Haddini bilmek gibi irfan olmaz” derdik…

Bugün: Başkalarına hadlerini bildirmeye çalışıyoruz.

***

Dün: Abdestli yatağa girer, kalkar kalkmaz yine abdest alır, yere abdestsiz basmayı toprak anaya saygısızlık olarak görürdük…

Bugün: Bırakınız toprağa abdestli basmayı, elimizi-yüzümüzü yıkamaya bile üşeniyoruz.

***

Dün: Her namazda masivadan sıyrılır, “iftitah tekbiri”yle birlikte özgürleşirdik…

Bugün: Namazı ihmal ediyoruz. Kılsak bile dünyayı sırtımızdan indiremiyor, kapitalizmin ve modernitenin dayatmalarını arkaya atıp kendimizi özgürleştiremiyoruz.

***

Dün: “Selamı yayınız” diyen Resulüllah hürmetine selam verir,  “tebessüm ediniz” tavsiyesi ışığında bir birimize gülümserdik…

Bugün: Rahmet duası içeren Müslümanca selam yerine, “günaydın-tünaydın-iyi günler-iyi geceler” gibi anlamsız kelimeler kekeliyor, surat asıyoruz.

Ayrılırken “Allah’a emanet” ettiğimiz insanları “esen kal” diyerek esintiye savuruyoruz!

Ölüye “rahmet-mağfiret” dileyeceğimize, yakınlarına “başsağlığı” diliyoruz.

“Nur içinde yatsın” duasını unuttuk, “ışıklar içinde” yatmasını temenni ediyoruz!  “Uhrevi” kavramlar yerine dünyevi kelimeler uydurup kullanıyoruz.

***

Dün: Yüz yüze görüşür, uzun uzun muhabbet eder, rastlaştığımızda bir birimize hal-hatır sorar, münasebetlerimizi sıcak tutardık…

Bugün: “Whatsap”tan, “facebook”tan, “twitter”den attığımız soğuk mesajlarla bir birimizi kaybediyoruz.

***

Dün: Beğendiğimiz şeyleri “mübarek”, “muhterem”, “muhteşem”, “mükemmel”, “muazzam”, “müthiş”, “fevkalâde”, “âlâ”, “âliyy-ül âlâ” diye nitelerdik. Kelime dağarcığımız doluydu…

Bugün: Hepsine birden yamuk ağızla “süppeeerrr” deyip geçiyoruz!

***

Dün: Her taşa besmele katar, yüzyıllara meydan okuyan âbideler (Sinan eserleri misal) yapardık…

Bugün: Harca hile-hurda katıyoruz. Bu yüzden, modern teknoloji kullanmamıza rağmen, inşa ettiğimiz binalar başımıza çöküyor.

***

Dün: Edepliydik. “İlla edeb” der, evlerimizin duvarlarına “Edeb yahu!” levhaları asardık…

Bugün: “Edeb”in yanı sıra “hayâ”yı, “ar”ı, “namus”u da unuttuk!

***

Dün: Nezakette zirvede idik: Muhatabımıza asla “sen” demez, bizden yaşça ve mevkice büyük olanlara, “zatiâliniz” diye hitap ederdik…

Bugün: Yaşlılara, mevki-makam sahiplerine bile “sen” diyor, bizden büyüklere (kızlar dâhil) “oğlum” diye hitap ediyoruz: Ortalığı kaba-sabalık götürüyor. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Tata Tonga

Aldatıla aldatıla su boğazımıza kadar geldi...napalım? Bizi aldatanlara itiraz etmeyelim mi? İtiraz ettiğimiz için de mi suçluyuz? . Mesela bir örnek...kırostof kolombun avukatlığını yapmıyorum ama şunu söylüyorum . Hadi kırıstof kolomp yalancı olsun... netice?! Amerika kıtası boydan boya kimin işgali altında?

Mustafa

Sayın yazar günaydın iyi günler de selamdır vesselam size nasıl selam verildiyse aynısı veya daha güzeli ile selam verin der kitapta bir bakın isterseniz selamı mesele yapmayın...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23