Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan aşkı!
Bir söz vardır, ‘Taklid-i zağ kepk-i hıramanı güldürür’ yani, karganın, kekliğin yürüyüşünü taklidi sadece güldürür, diye. Kılıçdaroğlu’nun hem Amerika hem de İngiltere seyahatinin bilançosu böylesine bir gülünç yürüyüş oldu. Benzemek istediği ise Recep Tayyip Erdoğan!
Taklit insanı kimyevi terkiplere benzer, nispetlerdeki az bir değişiklik onun tamamen ortadan kalkmasına kafidir. Halbuki Kılıçdaroğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan’a nispet edilebilecek hiçbir ortak özelliği de bulunmuyor.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a benzeme çabası İstanbul Belediye Başkanlığına aday olmakla başlamıştı. Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından Başbakanlığa yükselen tek örnek olmasına rağmen, bunu genel geçer kural sanan Kılıçdaroğlu geleceğe ait bütün hayal kurgularını bu yanılgı üzerine kurdu. Zaten kazanamadı. Bütün hayalleri suya düştü. FETÖ, kasetlerle imdadına yetişmeseydi, şimdi çoktan unutulup gitmişti. Keşke öyle olsaydı da bugün düştüğü hallere düşmeseydi.
Görülen o ki, Kılıçdaroğlu’un Amerika’ya, İngiltere’ye yaptığı yolculukları, dostlar alışverişte görsün, deyiminin çapını aşamıyor Hatta, bugüne kadar örtülü olduğu için korumayı başardığı mevcut prestijini deşifre ederek ne kadar ham hayal olduğunu, bir liderde bulunması olmazsa olamaz şart olan öngörü ve basiretten ne kadar uzak bulunduğu açık ediyor.
Altılı masanın müdavimlerinden Ahmet Davutoğlu da Başbakanlık yaptığı dönemde hiçbir stratejik derinliği olmayan böyle yanlışlara tevessül etmiş, o da aynen Kılıçdaroğlu gibi Recep Tayyip Erdoğan’ı taklid ederek, o nereye gittiyse ardından oraya giderek dünya lideri olmaya heveslenmişti. Yanıldığını anladığında iş işten çoktan geçmiş ve bir emirle geldiği koltuğu ikinci bir emirle terk etmek zorunda kalmıştı.
Belki de Cumhurbaşkanı adaylığından ekarte edebilmek için geçmişte yaşadığı bu acı tecrübeyi Kılıçdaroğlu’na tavsiye eden Davutoğlu’dur. Ne diyelim, rehberi karga olanın burnu….
Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi karalayan beyanları, onun asıl gayesinin siyaset yapmak olmadığını ispat ediyor. Bana göre derdi kendisini tutuklatarak kahraman olmak. Recep Tayyip Erdoğan’a benzeme aşkı o kadar aklını başından almış ki, onun hapis sonrası elde ettiği başarıları o da aynı yolla elde edeceğini sanıyor. Eğer onun bu sari hastalığı da masadaki refiklerine bulaşırsa işte siz o zaman ihanetler sarmalını seyredin…
Naçizane tavsiyem, Kılıçdaroğlu’nun adaylık sevdasından vazgeçmesi, lüzumsuz benzeme çalışmalarıyla daha komik hallere düşmekten kendini ve masadaki diğer refiklerini kurtarmasıdır. Çünkü Kılıçdaroğlu bile Amerika’ya, İngiltere’ye gidiyorsa, biz niye gitmeyelim düşüncesi masadakilerin hepsine sari bir hastalık gibi bulaşmış bulunuyor. Sonucu komik hallere düşmek olacağı şimdiden belli böylesi bir muhalefet macerasını ise Türkiye Yüzyılı vizyonunu içsellleştirmiş bir ülke asla hak etmiyor.
Fetö’ye Büyük Darbe
FETÖ, kripto elemanlarını uzun süre koruyabileceğini sanıyor, bunlarla örgüt içi moralleri zinde tutmaya çalışıyordu. İşte yine yanıldılar. Bine yakın kripto akademisyen, devletin istihbarat birimlerince deşifre edilmiş, haklarında soruşturma açılmış bulunuyor.
Söz konusu operasyon FETÖ için büyük bir darbedir. Bu bin kişiden pek çoğunun geçmişte olduğu gibi itirafçı olarak diğerlerini ele vereceğinden kuşku yoktur. Pandemi sebebiyle, ister istemez varlıklarına göz yumulan sağlık sektörüne konuşlanmış FETÖ elemanları da bundan böyle operasyonlardan kendilerine düşen nasibi alacaklardır. Devlet, merceğin büyüğünü sağlık sektörüne tutmalıdır.