• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Nezaket ve samimiyet

27 Mayıs 2020
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Bugünlerde sıkça gördüğüm, şahit olduğum iki eksiklik var: ‘Nezaket’ ve ‘samimiyet’. 

Kendimi dışarıda tutuyor değilim. Farkındayım, yalnız da değilim.

Samimiyetin ve içtenliğimizin hızla kaybedilmesi, hepimizin ortak şikâyeti, müşterek derdi, toplu feryadı.

Acı kayıp: Saygıdan ve nezaketten yoksun, üsluptan uzak kişiler haline geldik. Nezaket, kibarlık ve incelik, ne yazık ki, artık korkaklık olarak kabul ediliyor.

Acı gerçek: Madde bağımlısı, menfaat düşkünü bir toplum haline dönüştük. Sahici dostluklar, menfaatsiz münasebetler kurabilenlerin ve bunu uzun süre devam ettirebilenlerin sayısı hızla azalıyor.

Acilen, ihtiyaçtan: Herkesin, hepimizin, en çok nezaket ve samimiyet dersine çalışması gerekiyor. Nezaketsiz ahlak, samimiyetsiz maneviyat olmaz. Nezaket ve samimiyeti her alanda yeniden egemen kılmalıyız.

Ömer Nasuhi Bilmen; “Müslümanların birbirleriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, karşılıklı yardım, nezaket, hayırseverlik, sevgi ve saygı esastır” diyor.

Nezaket, kibarlıktır, zarafettir, yumuşak halli olmaktır. Ahlak meclisine nezaket ile girilir. Müslümanı diğerlerinden ayıran özelliklerden bir tanesidir, nezaket.

Nezaket, yabancısı olduğumuz bu dünyada, yolumuzu aydınlatır. Nezaketsizlik, karanlıkta, el yordamı ile yol almaya çalışmak gibidir. Önümüze gelene çarparız. Daha da önemlisi, yoldan çıkabiliriz. Allah muhafaza. 

Yolumuzu kaybetmek, yoldan çıkmak istemiyorsak; herkese ve her şeye nezaketle yaklaşmalıyız. 

Nezaket, üslup ile kendini belli eder. İnsanlık, ince işçilik ister. Karıncayı bile incitmemek, en temel insanlık şartıdır. Her şey incelikten, insan kalınlıktan kırılır.

Nezaket ile acımasızlık aynı ortamda barınamaz. Kalabalık ve kabalık içindeyiz. Tek kelimeyle: Kırıcıyız. İki kelimeyle: Kırarak ilerliyoruz. Daha fazlasına gerek yok sanırım.

Bugün eksikliğini hissettiğimiz bir başka husus: Samimiyet. 

Samimiyet, içtenliktir, candan olmaktır, kalbî ve hasbî davranmaktır. Samimiyet, riya, menfaat ve art niyet kaldırmaz. 

Rahmetli Nurettin Topçu, “Samimilik, dindarlıktan hiçbir zaman ayrılamaz” diyor. Mühim bir uyarıda bulunuyor.

Samimi olursak, itibar görürüz. Samimiyet gösterirsek, hamiyet buluruz. Olursak, oldurabiliriz.

İnsanları samimiyet testine tâbi tutanların farkında olmadığı bir şey var: İlk önce kendileri kaybediyor.

Hepimizin esaslı bir samimiyet testine ihtiyacı var.

Sıcak bir örnek: Eski Kuzey Makedonya Başbakanı ve SDSM lideri Zoran Zaev, Ramazan bayramı sebebiyle, sosyal medya hesaplarından bir tebrik mesajı yayınladı. Makedonca kaleme alınan mesajın ekinde yine Makedonca ve Arnavutça tebrik kartı yer aldı. Fakat Türkler ve Türkçe göz ardı edildi.

Hal böyle olunca: Bu bayram mesajı, aynı zamanda, bir samimiyet sınavına dönüştü. O mesajda Türkler ve Türkçe de yer almalıydı. Yer almıyorsa, kararlı bir şekilde, ‘Neden?’ denilmeliydi. Hakkaniyet, insaniyet ve samimiyet bunu gerektirir çünkü.

Ne yazık ki, bürokratı, siyasetçisi ve STK’larıyla, Kuzey Makedonya’daki bazı Türkler bu sınavı geçemedi. Büyük bölümü, olan biteni sessiz bir şekilde izlemekle yetindi. Bir kısmı da, bayram günü nezaket kurallarını hiçe sayıp, Zaev yerine bize yöneldi. 

Kural şu: İstediğini söyleyen, istemediğini işitir. Misliyle cevap verildi.

Uzatmayalım ama devam edelim.

Bir yandan, her fırsatta “Evlad-ı Fatihan” ve “Türklük davasının yılmaz bekçisi” olduğunuzu söyleyeceksiniz; bir yandan da, Türkçenin yok sayılmasına ses etmeyeceksiniz.

Bir yandan, devletimizi temsil eden büyükelçimizin en ufak ‘hatasına’ mercek tutacak, makamından etmek için kapı kapı gezeceksiniz; bir yandan da, Türklüğün yok sayılmasına göz yumacaksınız.

İnsanın kendi kendine karşı olan samimiyeti, ahlâklı ve şahsiyetli olmasını sağlar. İnsanlar ve makamlar gelir geçer, millet ve memleket kalır. Kendimizi ve makamımızı korumak adına millet ve memleket hayatını tehlikeye atamayız. Bu, samimiyetten yoksun bir davranıştır.

Cahit Okurer, “İçinde ahlaki bir nizam tesis edemeyen insanda samimiyet aramak beyhudedir” demiş.

Biz de şunu söyleyelim: Türklüğü dilinden düşürmeyen, buna karşılık ahlak ile arası iyi olmayan birinin davasında samimi olması zaten beklenemez.

Son sözümüz: Güzel ve yüksek sözler söylemek, bizi samimiyete götürmez. Elleri sıcak, ama kalpleri soğuk insanlar bizi hedefe ulaştırmaz, uzaklaştırır.

Nitekim öyle oldu, oluyor.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ahmet YAHYA

Yazılarınızı mumla arıyor ve bekliyoruz.Teşekkürler.Allah razı olsun

ATABEY

TEPKİ VERMEYENLER; HERHALDE TÜRKLÜĞÜNÜ KAYBETMİŞ, ARAPLAŞMIŞ, VEHHABİLEŞMİŞ SAPIKLAR VE ONLARIN ELLERİYLE BEYİNLERİ İĞFAL EDİLMİŞ MÜSLÜMAN TÜRKLER, STK'LAR, TARİKATLER, CEMAATLER...İÇİMİZDE YOK MU ONLARDAN, VAR. LAZI, ARABI, ÇERKESİ, BOŞNAĞI, ARNAVUTU BİRBİRİNİ SEVİNCE NORMAL, TÜRK TÜRKÜ SEVİNCE IRKÇILIK! S.G.İN ORDAN. NANKÖRLER. HEPSİ İÇİN DEMİYOR, GENELLEŞTİRMİYORUM, LAKİN ÇOK ŞAHİD OLDUM. ADAM OLSUNLAR, KENDİLERİNİ KORUYAN, ŞEREFLENDİREN, MÜSLÜMAN OLDUKLARI İÇİN ÖZELLİKLE ARAPLARI EL ÜSTÜNDE TUTAN YÜCE TÜRK MİLLETİNİ İNCİTMESİNLER. ALLAH'IN İSLAM'IN SANCAKTARLIĞIN ARAPLARDAN ALIP BİZ TÜRKLERE VERDİĞİNİ BEYİNLERİNİN BİR YERİNE KOYSUNLAR ARTIK. KİMİN NE MAL OLDUĞUNU VE ETNİK MİLLİYETÇİLİK YAPTIĞININ FARKINDAYIZ. BAŞTA DEDİĞİM GİBİ KUZEY MAKEDONYA'DAKİ MESAJDA TÜRKÇE EKSİKLİĞİNE TEPKİ VERMEMELERİNİN EN BAŞTA GELEN NEDENİ BUDUR.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23