• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Kültür Endüstrisinin Kitap Tuzağı

22 Nisan 2022
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Bir süredir Türkiye’nin farklı yerlerinde kurulan kitap fuarlarını dolaşıyorum. Benim için yeni ve öğretici bir süreç bu. Fuara gelen insanlarla konuşmak onların satın alma alışkanlıklarını anlamak, kültür endüstrisinin ülkemizdeki işleyişi hakkında ipuçları veriyor. 

Türkiye’de göstere göstere işleyen ve işlediği her alanda kültürümüzü ezip geçen yıkıcı bir sistem var. İnsanları tek tip düşünmeye ve tüketmeye iten işte bu sistem. İnsanlar kitabı bir nevi kurtarılmış bölge, kültür endüstrisinin işgal alanı dışında bir yer gibi algılıyorlar. Ama değil! 

Şöyle izah edeyim. Özellikle öğrenciler, fuarda Sabahattin Ali gördükleri zaman inanılmaz seviniyorlar. “Aa Kürk Mantolu Madonna, bak Kuyucaklı Yusuf” diye birbirlerine gösteriyorlar. Aynı muameleyi gören başka kitaplar da var. 

Sabahattin Ali üslubuyla iyi bir yazardır, tamam, kabul. Ama ona dünyanın en iyi yazarı muamelesi çekmek neden? Propagandadan elbette. 

Propaganın arkasında yazarın mazlumen ölümünden daha çok kitaplarını bir bankanın çok büyük tanıtımlar ve ucuz fiyat politikasıyla piyasa sürmesi gibi mühim bir faktör var. Yani kültür sermayenin güdümünde. Edebiyatı, düşünceleri, estetik zevkleri sermaye belirliyor. 

Bilen bilmeyen, anlayan anlamayan, yaşı tutan tutmayan “Otomatik Portakal, 1984 , Hayvan Çiftliği” satın alıyor. Çocuk on beş yaşında, elinde distopik bir roman olan Otomatik Portakal, yahut Madam Bovary veya Köpek Kalbi…

“Senin ne işin var bu yaşına göre ağır metinlerle” diyorsun “Bilmem, herkes de var” diyor. Samiha Ayverdi’yi duymamış, Tanpınar’ı Mustafa Kutlu’yu, Necip Fazıl’ı, Ahmet Mithat’ı, Filibeli Ahmet Hilmi’yi bilmiyor, ama 1984’ü okuyor. 

Kendi ülkemizde henüz gelişme dönemindeki çocuklarımıza sorunlu kültürlerin ürünü olan kitapları okutuyoruz. Kitap tezgahlarına kadar istila edilmiş bir kültür dünyamız var, maalesef. O çocukların eline Tanpınar’ın Huzur’u, Yunus Emre’nin Divan’ı yerine Otomatik Portakal’ı tutuşturan kültür endüstrisi ile bu ülkeyi seven herkes savaşmalı. 

Çocuklar batının klasiklerini okumasınlar da demiyorum. Şunu diyorum... Çocuklar Batı’nın klasiklerini okusunlar, incelesinler, anlasınlar elbette ama; kendi kültür temellerini sağlamca attıktan sonra. Kendi kültürlerine dair hiçbir şey bilmeyen çocukların doğrudan Batı eserlerine yönlendirilmesi bir toplumun bindiği dalı kesmesinden farksız…

Yazıktır. Tertemiz çocuklar bunlar. Çocuklarımız. Bu nasıl bir tutsaklıktır ki, onlara öz dillerini öz kültürlerini kendi ülkemizde öğretemiyoruz. Nasıl bir istiladır ki kendi ülkemizde yabancı ve düşman bir kültürü göğsümüzü gere gere sergilerken kendi kültürümüzü yok sayıyoruz… Bunun üzerine uzun uzun düşünmek gerek.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

osi

Bahsettiğin gerçeklerden habersiz bir nesil yetiştirmek üzere kurulmuş eğitim sisteminde yetişen nesilden neyi okumasını bekliyoruz bu eğitim sistemini bu milleti dini tarihi ve diğer kadim değerleriyle buluşturacak modele geçmeden bunların çözümü imkansız.

Ademoğlu

Osman bey tabiiki öncelik i kendi toplumumuzun ruhuna uygun edebi kitapların okunması bu çağlardaki gençler için dayanak ve kendi köklerini kültürünü tanıması ve içselleştirmesi bakımından gereklidir, bu hususta sizlere katılmamak mümkün değildir..Tv lerdeki dizi, programlar ,haber bültenlerinin ekserisi toplumun köküne dinamit vurduğu aşikardır, basını kontrol eden rtükümüz vardır! Milli Eğitim sistemimizi düzenleyen bakanlığımız da mevcuttur! Demem o ki ben Meb den ve bu tv programlarından sa bırakın çocuklar her şeyi okusun..okudukça merak etsin merak ettikçe sorgulasınlar derim ..Sorgulayan okuyan araştıran bir nesilden zarar gelmeyeceği kanısındayım..çünkü böyle bir nesil ne tv lerdeki absürt ,kısır, saçma faidesiz programlardan hemen soğuyup sıkılacaktır..Mebdeki yetersiz içerikleri de sorgulayacaklardır ..Ki böyle bir nesil kandırılıp uyutulamayacaktır..Bu nesili edebiyat parçalayarak, methiyeler , şiirler dizerek kandıramayacaklardır .Bu nesil bence romantizme kapılmaktan, kandırılmak ve uyuşturulmaktan çok ekmek isteyecektir, adaletin, hakkın hukukun izini sürecektir ..Bırakın gözleri çabuk açılsın ,açılsın ki ziyan olmasınlar kendilerini kullandırtmasınlar..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23